Fatma TEMEL
Yapılan açıklamada sırasıyla İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, başvurucu Erhan Gümüş, Erhan Gümüş’ün Avukatı Bahar Fırat, KESK'e bağlı ESM MYK Üyesi Sefer Tuğrul konuştu.
‘Uluslararası mekanizmalara da başvuru yapacağız’
Türkiye’de 2015 yılından beri kolluk kuvvetleri tarafından yurttaşların yönelik fiziksel, psikolojik baskı ve aynı zamanda zorla muhbirleştirilmeye çalışıldığını iddia eden İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz, konu ile ilgili başvuru aldıklarını söyledi.
Yılmaz, “Bugün kentimizde bulunan STK’larla birlikte, çok uzun süredir ihlal başvurusu aldığımız bir konunun güncel bir örneği için bir araya geldik. Bildiğiniz üzere Derneğimizin 2018’den bu yana bu konuda almış olduğu başvuru sayısının 81 olduğunu tespit etmiş durumdayız. Bu başvuruların içerisinde maruz kanların çok çeşitli profiller olduğunu gördük. Aralarında öğrencilerin olduğunu, sivil toplum temsilcilerinin olduğunu, mahpus yakınlarının olduğu, sendikal çalışmalar yürüten yurttaşların olduğunu ve hukuka aykırı anayasadaki birçok haklarının aynı anda ihlal eden uygulamalara görüyoruz” dedi.
2021 yılında İnsan Hakları Genel Merkezi olarak hazırladığımız bir raporuna değinen Yılmaz, “Bu raporda tespit ettiğimiz problemler kolluğun bu haksız ve hukuka aykırı uygulamaları geliştirirken takındığı tavır ve çözüm önerileri konusunda çok geniş değerlendirmelerimiz olmuştur. Yine 81 başvuru içerisinde bu başvuruların büyük çoğunluğuyla ilgili Diyarbakır Valiliğine, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğüne, İç İşleri Bakanlığına, Meclis İnsan Hakları komisyonuna birçok kez yazışmalar yaptık ve araştırılması gerektiğini belirttik çünkü sistematik bir hal alan bir durumdur. Probleme ilişkin son örnek KESK’e bağlı Enerji Maden Sendikasının Diyarbakır Şubesi sekreteri Erhan Gümüş isimli yurttaşa karşı gelişen son güncel örnektir. Diyarbakır’da sendikal çalışmalar yürüten bir yurttaş, kendisine söz vereceğiz birazdan. 2023 yılı Ağustos ayından bu yana kolluğun sistematik bir şekilde baskısına ve zorla muhbirleştirme uygulamasına maruz kalıyor” diye belirtti.
‘Diyarbakır şubemiz gerekli başvuruları yaptı’
Bu hukuka aykırı yöntemlerden vazgeçilmesi gerektiğini söyleyen İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, “İnsan Hakları Derneği olarak bu tür başvuruları 90’lı yıllarda da çok fazla alırdık. Devletin kullandığı çok kirli ve yasa dışı bir yöntemdir. O nedenle sonuna kadar arkadaşımızın yanındayız. Başkanımızın da söylediği gibi Diyarbakır şubemiz gerekli başvuruları yaptı. En ufak bir yanlışlıkta devlet birimleri sorumludur. Bu yöntemden vazgeçin diyorum bende“ dedi.
‘Fiziksel takip, tehdit ve şantaj’
Yaşadığı olayı anlatan başvurucu Erhan Gümüş şunları söyledi:
“Olayın nasıl geliştiğini anlatmak istiyorum. 2023 Ağustos ayı içerisinde bana telefon geldi ve karakola davet edildim. Kullandığım bir aracın çift plakalı olarak TGS’lere geçtiğini söylediler. Bunun için bir imza atmam gerektiğini söylediler. Ben üç gün sonra İlçe Emniyet Müdürlüğüne gittim. Bana herhangi bir imza atmam gerekmediğini söylediler. Bende orada beni daha önce arayan numarayı aradım. Oradaki polis konuştu telefondaki kişiyle. Polis memuruna ‘biz istihbarattanız, görüşmek istiyoruz. Saat 12:00’de gelebiliyorsa gelsin ’diye. Ben o saate iş yerinde olacağımı söyledim. Saat 13:00 civarında kamu kurumuna geldiler. Gelen şahıslar devlet adına geldiklerini belirterek, devletin mekanizmalarını kullanarak iş yerine kayıt yapmadan girmişlerdi. Tutuklu ailesi olduğumdan dolayı, şantaj ve tehditler ederek kamu görevinden ihraç ederiz, bizimle çalışmalısın şeklinde konuşuldu. Bunu net bir şekilde ret edince bir hafta sonra kardeşimin tahliye olması gerekirken bir yıl uzatma kararı alındı. Sistematik bir şekilde takip edildim. Taciz edilecek boyuta geldim. Aralık ayında üç kişi önümü kesti. Devlet adına seni son kez uyarmaya geldik. Son çıkışındasın, illegal çalışıyorsan bizimle çalışmalısın şeklinde konuştular. Tekrar red edince seninle oturalım konuşalım dediler. Senin iş yerine gelirsek hiç iyi olmaz şeklinde yaklaşımlarda bulundular. Cuma günü İHD’ye gelip başvuru yaptıktan sonra eve gittim. Beni aradılar yanında biri vardı diye seni rahatsız etmek istemedik. İşin bitince bizi ara şeklinde mesaj attılar. Sonrasında fiziksel takibe aldılar, iş yerime gittiler. Ben plaka ve bana attıkları mesajları, aramaları savcılığa verdiğimiz dosyaya da ekledim“
‘Sizin bu tehdit ve şantajlarınıza pabuç bırakacak değiliz’
KESK'e bağlı ESM MYK Üyesi Sefer Tuğrul,“KESK kurulduğundan bu yana fiili meşru mücadelesi, emek ve demokrasi mücadelesi vermektedir. Bizim bu mücadelemiz dönemsel olarak yoğun saldırılara maruz kalmıştır. Mobingler, ihraçlar, sürgünler gibi mücadele tarihi bu tür şeylerle mücadele etmekle geçmiştir. Bugün arkadaşımıza dönük yapılan kirli şantaj ve tehdidi de asla kabul etmiyoruz. Bizler zaten süreci başından beri takip ediyoruz. Suç duyurusunda bulunduk. Hukuki olarak mücadelemizi sürdüreceğiz ve kendisiyle zaten dayanışma içerisindeyiz. Bu şantaj ve tehdidi yapanlara sizlerin aracılığıyla bir kez daha seslenmek istiyoruz. Sizin bu tehdit ve şantajlarınıza pabuç bırakacak değiliz. KESK’in mücadele tarihine baksınlar ona göre hareket etsinler. Bir milim dahi geri adım atamayacağız. Arkadaşımızı yalnız bırakmayacağız“ diye konuştu.