Sûsika Simo, 1925 yılında Erivan’da doğdu ve 1977 yılında hayata veda etti. İlk kadın Kürt dengbêj olarak kabul edilen Simo, sahneye çıktığı andan itibaren Kürt müziğine ve kültürüne katkılarıyla tanındı. İşte Sûsika Simo'nun sıra dışı yaşamı ve sanatı.
1925 yılında Erivan’da mülteci Kürt-Êzidi bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Sûsika Simo, müziğe olan yeteneği ve tutkusuyla dikkati çekti. Onun hikayesi, müziğin ve sanatın sınır tanımaz gücünün bir kanıtı olarak öne çıkıyor. Sovyetler Birliği’nde sahneye çıkan ilk kadın dengbej olarak, Kürt müziğinde derin izler bıraktı.
ERİVAN’DA BAŞLAYAN BİR YOLCULUK
Sûsika Simo, 21 yaşında devlet nezdinde Kürtçe şarkılar söylemeye başladı. 1946 yılında, Ermenistan’daki Kürtler arasında ilk kez sahneye çıkarak Kürtçe şarkılar söyledi ve kısa sürede tanındı.
Onun sesi ve performansı, Erivan Radyosu'nda yankı buldu ve “Miho” kılamı ile geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı.
SANAT VE MÜCADELENİN SİMGESİ
Sûsika Simo, sadece sesiyle değil, aynı zamanda sahne kostümleriyle de dikkat çekiyordu. Yöresel elbiseler giymesi ve kefiye bağlaması, onun kimliğini ve kültürel mirasını yansıtıyordu. Lenînê Mezin, Lenin Rabu Em Rizgar Bun, Xerîb Bilbil ve Evdalê Zeynikê gibi eserleri, onun sanatsal mirasının önemli parçalarıdır.
Sûsika Simo, bir Ermeni ile evlendi ve bu evlilik, dönemin feodal ve katı geleneklerine aykırı olduğu için toplumdan büyük tepki aldı. Sovyet Kürtleri arasında hoş karşılanmayan bu evlilik, Simo’nun toplumsal dışlanmasına neden oldu. Ancak bu zorluklar, onun müziğe olan bağlılığını ve sanatını etkilemedi.
Sûsika Simo, Sovyetler Birliği’nde sahneye çıkan ilk kadın Kürt dengbêj olarak tarihe geçti. Onun yaşamı, müzik ve sanat yoluyla kimliğini ifade eden bir kadının hikayesidir. Zorluklara ve toplumsal baskılara rağmen, Sûsika Simo’nun sesi ve şarkıları, Kürt müziğinde derin izler bıraktı. 1977 yılında hayata veda eden Simo’nun mirası, bugün de Kürt müziğinin ve kültürünün önemli bir parçası olarak yaşamaya devam ediyor. Sûsika Simo, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir mücadele simgesi olarak hatırlanıyor.