İbrahim İnanç Yıldız- Özel Haber
Kahramanmaraş merkezli 6 şubatta meydana gelen 7,6 büyüklüğündeki depremin etkilediği Diyarbakır’da 7 bina yıkılırken, 409 kişi yaşamını yitirdi. Deprem sonrasında Çevre Şehircilik ve İklim İl Müdürlüğü ile İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) ekipleri tarafından hasar tespit çalışması yürütüldü. Açıklanan verilere göre il genelinde depremde 5 bin 500 bina ağır, 2 bin 800 bina orta hasar gördü. Ağır hasarlı binaların yıkımı Diyarbakır Valiliği’ne bağlı Yatırım İzleme Merkezi tarafından yürütülürken, bugüne kadar hasarlı yapıların yarısının yıkıldığı açıklandı. Ancak yıkım çalışmaları sırasında büyük toz bulutlarının çıkması ve çevrede yeterli güvenlik önlemlerin alınmaması tepki çekti. İMO Diyarbakır Şubesi, yıkımların yönetmeliğe göre yapılması için önce Valiliğe başvurdu. Ancak yapılan başvuruya bir yanıt verilmemesi üzerine konu yargıya taşındı.

İMO Diyarbakır Şube Eş Başkanı Mahsum Çiya Korkmaz, yıkımın nasıl olması gerektiğine dair gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuştu.

‘KESİNTİSİZ SULAMA YOK DENİLECEK KADAR AZ'

Kontrollü yıkımda kesintisiz sulamanın çok önemli olduğunu söyleyen Korkmaz, “Yıkım yapılırken o binanın etrafında su araçlarıyla kesintisiz sulama yapılması gerekiyor. Ama Diyarbakır’da sulama yok denecek kadar az yapılıyor. Sulama asbesti önlüyor. Sulama çıkan toz bulutun insanın sağlığına zarar vermesini engelliyor. Bu olmadığı sürece asbest denilen kavram akciğer kanserine yol açıyor. Bir de biliyorsunuz yaz aylarında yıkımlar yapıldı. Yazın sıcak havalardan pencerelerin açık olmasından dolayı bu toz bulutları bütünüyle etraftaki binaların içerisine girdi. Bununla beraber iş güvenliğinin alınması gerekiyor. Mesela siz de fark etmişsinizdir. Yıkım yapılırken insanlar toz bulutu içerisinde gidip geliyor” dedi.

‘SON KATTAN ZEMİNE İNEN YIKIM YOK’

Yine yıkım yönetmeliğinin en önemli maddesinin yıkım yapılacak binada son kattan başlanarak parça parça kopartılıp aşağı inilmesi olduğunu dile getiren Korkmaz, şöyle devam etti: “Yani bir bina 9 katlı ise, perdesi, kolonu kesilir, molozu alınır. Sonra tek tek bir alt kata inilir, ta ki zemin kata inene kadar. Bizim burada bu uygulama hiç yapılmadı, üst kattan başlanarak kontrollü bir yıkım hiç yapılmadı. Daha çok bir zemin kattaki bir kolunu yıkarak binanın çökmesi istenildi.”

‘BİTİŞ NİZAMDAKİ BİNALARIN BOŞATILMASI GEREK’

Ayrıca yıkım yönetmeliğinde bir bina yıkılırken 50 metre çapındaki binalarda boşaltılması gerektiğini belirten Korkmaz, “Burada böyle bir şey de söz konusu değil. Diyarbakır’da çarpık yapılaşmanın yoğun olduğu yerlerdeki bitişik nizamlı yapılar çok fazla. Bitişik nizamlı yapılarda binanın çöktürülmesi yanındaki diğer binaya da zarar verebiliyor. Bina ekseninden kayarsa diğer binaya da çarpabilir ya da yıkabilir” dedi. 

‘KONTROLLÜ YIKIM KAVRAMI DİYARBAKIR’DA YOK’

“Kontrollü yıkım kavramı Diyarbakır’da yok” diyen Korkmaz, şöyle devam etti: “Bu durum ilk olarak toz bulutun çok olmasına sebep oldu. İkincisi iş güvenliği açısında çok tehlikeli bir durum oldu. Üçüncüsü can güvenliği neredeyse sıfır gibi bir şeydi. Bu üç durumu insan göz önüne aldığında bu durum suç teşkil ediyor. Bununla ilgili bir suç duyurusunda bulunduk. Belli ki bu yıkım baya zaman alacak. Bir yıkım esnasında insanların canına zarar gelmemesi bu yıkımın doğru olduğu anlamına gelmiyor. Onun için önlemlerimizi en üst sevide tutmak lazım.”

KENTTE YIKILACAK DAHA ÇOK BİNA VAR

Diyarbakır’da yıkımı olacak bina sayısıyla net sayının olmadığını söyleyen Korkmaz, “Çevre Şehircilik ve İklim İl Müdürlüğü ve Valilik farklı rakamlar söylüyor. Diyarbakır kent genelinde yıkılması gereken 3400’e yakın ağır hasarlı bina var. Şu ana kadar yıkılan bina sayısı 200-250’lilerde. Farklı spekülasyonlar da var. 800 bina yıkılmış deniliyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdullah Çiftçi ‘kent genelinde ağır hasarlı binaların yüzde 50’sini yıkmışız’ dedi. Şimdi kent geneli dediğiniz zaman ilçe ve köyleri de koyuyorlar. Mesela 50 metrekarelik bir ahırı yıkmışlar ve bunu da istatistiğin içine koyuyorlar. Halbuki bu yapıları Valilik değil ilçe belediyeleri yıkıyor. Bu daha basit bir işlemdir. Bunun için ekstra bir güvenlik alınmasına gerek yoktur. Onun yaptığı yüzde 50’si yıkıldığı açıklama çarpıtmadır. Bizim bahsettiğimiz kent genelindeki mevcut bina stokudur” dedi.

Editör: Beritan KAYA