ÖZEL HABER - Faruk BALIKÇI
Diyarbakır’ın Sur İlçesi kırsalında Kanadalı petrol arama şirketi, 1 milyon 500 bin dönümlük bir alanda petrol arayacak. Diyarbakır Barosu Kent ve Çevre komisyonu Genel Sekreteri Av. Ahmet İnan, doğru yöntemlerle toplumun ihtiyaçları için yapılacak madenciliğe karşı olmadığını belirterek, “Mevcut sistemde ne doğru madencilik ne de toplumun ihtiyacı için yapılıyor” dedi.
“HANGİ YÖNTEMLE YAPILDIĞI ÖNEMLİDİR”
“Türkiye’de elektriğin üretildiği yerden tüketildiği yere kadar kayıp kaçak bedeli Avrupa’nın beş katı kadardır” diyen İnan, “Türkiye 1980’lerdeki elektrik iletim hatlarını halen kullanıyor. Elektrik iletim hatları yenilenirse Türkiye’nin hiçbir baraj, HES yatırımına ihtiyacı kalmaz. Ortadoğu toplumunda her şey doğaya, yaşama zarar olarak dönüyor. En büyük enerji kaynaklarından biri olan Görece enerji tribünleri pamuk ovasını yok etti. Yapılan enerji veya madencilik yatırımının hangi yöntemle yapıldığı önemlidir. Bir şeyin hangi yöntemle nerede, nasıl kimin için yapıldığı önemlidir” şeklinde konuştu.
“SAHİP ÇIKILMAZSA YAŞAM ZORLAŞIR”
1990 yıllarda köyle boşaltılırken, şu anda ise insansızlaştırmanın maden ve HES ile yapıldığını ileri süren İnan, şöyle devam etti: “Diyarbakır’ın Kulp, Dicle ilçesi ile Bingöl’ün Genç ilçesinde Madencilik ve HES ile köyler insansızlaştırılıyor. Kulp ilçesi Kasor havzası 25 köyün, Dicle’nin Heredan köyü ise ilçenin su ihtiyacını karşılıyor. Arıcılık hayvancılık yapılıyor. İnsanların yaşam alanının dibinde su havzalarının üzerinde maden aranırsa biz bunun karşısındayız. Yönetmeliğe, doğaya uygun madencilik yapılmıyor. Doğru yöntemle yapılan madenciliğe karşı değiliz. Madencilik yapılan yerde ağaçlar kesiliyor, devasa çukurlar açılıyor, yer altı su kaynakları zehirleniyor. Tüm maden şirketlerinin yaptığı ortak şey ilan yapılarak projeler duyurulmuyor. Sahip çıkılmazsa beş yıl sonra Diyarbakır’da yaşam imkânsız hale gelebilir.”
“KARŞI ÇIKILMALIDIR”
İnan, Diyarbakır Sur İlçesi’nde birinci sınıf sulu tarım arazisi üzerine 1 milyon 500 bin dönümlük petrol arama çalışmaları faaliyeti için Kanada’dan bir şirkete ruhsatlandırma yapıldığın belirterek, “Yakında kamuoyu ile paylaşacağız. Sahip çıkmazsak sulu araziler, sağlıklı gıdamız, temiz suyumuz yok olur gider. Meslek odaları, sivil toplum örgütleri Ekoloji dernekleri bir araya gelerek karşı çıkmalıdır” dedi.
