Güneş OCAĞA/ÖZEL HABER
Diyarbakır’da meme kanserine karşı geliştirdikleri projeyle dünya birincisi olan Okyanus Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencileri Yaren Kahramanoğlu, Firdevs Akaydın ve Fatima Gül Akaydın ile Proje Koordinatörü Goncagül Altun, projeyi oluşturma fikrini, aşamalarını ve uluslararası çapta elde ettikleri başarıyı gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e anlattı.
BÜYÜKLERİN ANLATTIKLARI PROJEYE DÖNÜŞTÜ
Projenin ortaya çıkma fikrini ilk olarak anlatan Yaren Kahramanoğlu, “Bölgemizdeki büyüklerimiz bu bitkiyi kullanıyordular. Bu bitkiyle iç içeydiler. Ve biz onlarla yaptığımız sohbetlerde bu bitkiyi duyup, faydalarını öğrendik. Aronia nedir, ne değildir diye araştırdık. Araştırmamız sonucunda antioksidan, vitamin ve mineral açısından çok zengin bir bitki olduğunu ve gerçekten çok faydalarının olduğunu gördük. Ardından Gonca hocamızın yanına giderek böyle bir bitkinin olduğunu anlattık.
Damar küçülme özelliği olan bu bitkiyi, projemizde neden kullanmayalım dedik. Sonrasında kanser üzerine denemeye başladık. İlk serüvenimiz bu şekilde başladı. Üzüme ve yaban mersinine benzeyen bir bitkidir türüdür. Gülgiller familyasından geliyor. Bizler projelerimizde unutulmaya yüz tutmuş bitkileri kullanıyoruz. Aronia da unutulmaya yüz tutmuş bir bitkiydi” dedi.
CİVCİV YUMURTASINA ARONİA ENJEKTE EDİLDİ
Proje doğrultusunda aronia ile döllenmeye akın olan tavuklardan çıkan civciv yumurtaları üzerine yatıkları deneyler aşamasını anlatan Fatima Gül Akaydın ise şunları söyledi:
“6 ay gibi bir süreç içerisinde bu çalışmamızı sürdürdük. Zaten lise düzeyinde olduğumuz için memeli canlılar (insanlar) üzerinde deney yapmak gibi bir hakkımız yok. Bizde daha hızlı sonuç elde etmek için tavuk yumurtası tercih ettik. Döllenmeye yakın yani tavuktan yumurtanın çıktığı andaki yumurtaları tercih ettik.
Bir yumurtanın gelişim süreci 21 gündür. Bizler de laboratuvarda aronianın özütünü çıkardık ve onu yumurtaya enjekte ettik. 21 günlük bir süre zarfında tavuk yumurtalarını tek tek inceledik. Damarlaşmanın daraldığını ve küçüldüğünü görünce zaten işe yaradığını anladık. Çünkü damarlaşmanın daralması demek, kanser hücrelerinin daha fazla yayılmaması anlamına geliyor.”
PROJE NASIL BİRİNCİLİK ALDI?
Dünyanın en büyük bilim organizasyonlarından biri olan Global Youth Invention and Innovation Fair 2024’e (GYIIF) katılan ve orada birinciliği nasıl elde ettikleri süreci paylaşan Firdevs Akaydın ise, “Bu proje zaten TUBİTAK’da da bölge birinciliği almış bir projeydi. Üç arkadaş olarak İngilizcemiz çok üst düzeyde. Endonezya’da düzenlenen bu uluslararası organizasyona başvurduk. Ve projemizi sunduk. Projemiz orada dünya birincisi oldu. Haftalarca gece gündüz demeden emek verdik. Birinci olabileceğini hiç tahmin etmemiştik. Projemizi İngilizceye çevirip sunduk. O an birinci olduğumuzu duyunca sevinç çığlıkları attık. Çok mutluyuz. Projemiz dünyaya duyuldu ve pantentini de aldık” dedi.
“ATALARIMIZIN KULLANDIĞI BİTKİLER BİLİME KAZANDIRILIYOR”
Okyanus Fen ve Teknoloji Kolejleri Biyoloji Hocası ve Proje Koordinatörü Goncagül Altun da, projenin başarısından dolayı öğrencileriyle gurur duyduğunu ifade ederek şunları belirtti: “Bizim proje havuzumuz çok geniş. Şuan aronia üzerine çalışıyoruz, ama yarpuz projesi (punk) Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde en çok kullanılan bir bitkidir, bu son projemize ışık tuttu. Yarpuz projemiz de Hong Kong’da onur ödülü aldı. Romanya ve Malezya’da ikinciliğimiz var. Endonezya’da da birinciliği elde etmiştik.
Yine TUBİTAK’da da birinciliğimiz var. Yarpuz tam da Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir bitkisi. Burada çok fazla kullanılıyor. Yarpuz’dan sargı bezi yaptık. Yaraları iyileştirme özelliği var. Geçmişten günümüze gelen unutulmaya yüz tutmuş bir sürü bitkilerimiz var. Meyve ve sebzeler de bunlara dahil. Aslında biz bunları gün yüzüne çıkarmaya çalıştık. Yine ayva ve Diyarbakır’a has meyvesi olan karpuz projemiz de vardı. Okyanusun ilk projelerinden bir tanesidir. Karpuzla raf ömrünü uzatma projesiydi.
Biz bu projelerle “geçmişimiz geleceğimize ışık tutsun” sloganıyla yola çıktık. Hem Mezopotamya bölgesinin bitkilerini kullanmış oluyorsunuz, hem de büyüklerinizi yad ediyorsunuz. Onların yapmış olduğu bitki ilaçlarını bilime taşıyorsunuz. Onlar havanlarda dövüp yaralarının üstünü kapattılar, mide ağrısı olanlar kudret narı kullandı. Aronia bitkisi de onlardan bir tanesiydi.
Kanser faciası dediğimiz şey ülkemizde ikinci sırada yer alan bir hastalık. Hele ki, gittikçe kadınlarda çoğalan meme kanseri maalesef ki bizi üzüyor. Bugün üç kadından ikisi kendi bedenini bilmeden habersizce yaşıyor. Bir anda memem kanseri teşhisi konuluyor ve dünyada çok sayıda kadın yaşamını yitiriyor. Bu projemiz de meme kanseri üzerine bir projeydi.”
ARİONA KULP’TA YETİŞTİRİLİYOR
Kulp ikliminin aronia bitkisinin yetişmesine uygun bir yer olduğuna dikkat çeken Altun, “Teyzemin Kulp İlçesi’nin Narlıca köyündeki evinin bahçesinde 200’e yakın Aronia bitkisi var. Yani gördük ki Kulp iklimi de bu bitkinin yetişmesine uygun bir yerdir. Aronia bitkisi normalde Rusya ve Kuzey Amerika ikliminde yetişiyor. Burada yetişecek aronia bitkisini yurtdışındaki yetişenle kıyaslamayı düşünüyoruz. Ve bu bitkiyi burada nasıl yetiştirebilirizin üzeri çalışıyoruz” dedi.