ÖZEL / Mehmet Rumet SOYLU – Veli BALTACİ

Kürt Böreği 1890'lı yıllarda Bingöl Kiğılı bir Kürt olan Rengo lakaplı Mehmet Alkan tarafından pişirilip seyyar olarak satılmaya başlandı. Kürt Böreği ismi, Mehmet Alkan’ın ismini bilmeyen müşterileri tarafından söylenen “Kürt'ten aldık, Kürt'ün böreğini” sözlerinden ortaya çıkmıştır. Mehmet Alkan bu böreği, Kasımpaşa'daki gemilerde ve kum kosterlerinde çalışan Kürt işçiler başta olmak üzere emekçi, hamal, çalışan ve maddi durumları iyi olmayan insanlara satmak üzere yapıp satışa başlamıştır. Daha sonraki yıllarda 'Sade Börek', 'Kete Böreği', 'Tuğla Böreği', 'Hamal Böreği' olarak da isimlendirilmiştir. 
Peynirli ve kıymalı böreklerin yapılış ve satışlarının pahalıya mal olacağını düşünen usta, masraf ve satışı ucuza getirmenin yollarını aramış. Üstelik maddi durumları iyi olmayan emekçi-hamal insanların yemeleri halinde doyabilecekleri nitelikte de olmasının gerekliliğini düşünmüştür. Un, tuz, su ve yağ gibi her an bulunabilecek malzemelerden yapılan börek, daha sonraları üzerine toz şeker-pudra serpiştirilerek düzenlemiştir. 

VALİ YASAKLADI, İSİM TARTIŞMALARI DEVAM ETTİ

Böreğin ismi son yıllarda sürekli tartışma konusu haline getirilmiştir. Balkan göçmeni ustaların Türkiye'de tanıttığı Boşnak böreği gibi Kürt ustalar da bu böreğin hem tanıtımı hem de geliştirilmesinde çok etkili olmuşlardır. 1960'lı yıllara gelindiğinde İstanbul'daki fırıncı ve diğer satıcıların "Kürt böreği" adıyla satış yapmaları yasaklanmıştır. Üstelik cezaya da tabi tutulmuştur. Dönemin İstanbul valisi Niyazi Akı, insanlar arasında ayrıştırıcı durum yaratabileceği düşüncesiyle böreğin adını "koç böreği" olarak değiştirmiştir. Buna rağmen o dönemde yazılan neredeyse bütün eserlerde "Kürt böreği" olarak yazılmaya devam edilmiştir. 12 Eylül’de "Kürt" isminin yasak olması sebebiyle "sade börek" olarak satılmıştır. Hiçbir yazılı kaynakta geçmemesine rağmen 2000 yılı sonrasında, sözde börek kesilirken çıkarttığı "küt-küt" sesi yüzünden adının "küt böreği" olduğu iddia edilmiştir. Garip olan ise, bu durum 2017 sonrası yemek tarifi kitaplarında da yer almıştır.

ZAMANLA DAHA ÇOK POPÜLER OLDU

Başlarda fırını olmayan Mehmet Alkan, böreklerini Rum ve Ermeni komşularının kara fırınlarında pişiriş, işleri açılıp büyüyünce kendi fırınlarını açmıştır. İşe ilk başladığı zamanlar yoğunlukla tersanelerde ve kum depolarında çalışan özellikle Karakoçan ve Kiğılıların yaşadığı Kasımpaşa bölgesinde faaliyet gösterdi. Rengo Mehmet'in ilk müşterileri çoğunlukla işçi-emekçi sınıfıdır, Kasımpaşa ve Unkapanı’ndaki fırınlar daha sonra yıkıldığı için, börek Eminönü ve Karaköy bölgelerinde popülerlik kazanmıştır.

Mehmet Alkan, işleri yoluna girdikten sonra kendi köyü olan Kiğı Bilice köyünden çalışacak insanlar getirtmiştir. Bilice Köyü ve yakınlarından İstanbul'a çalışmaya gelenlerin çoğunluğu börekçi olmaya başladılar. Bir kaynağa göre üzerine dökülen pudra şekeri kültürü, Sovyet Rus devriminden kaçan Beyaz Ruslar tarafından böreğin üzerine dökülmeye başlamasıyla gelişmiştir. Pudra şekerine ulaşılmayan dönemlerde ise böreğin üzerine lokum tozu dökülürmüş.

Muhabir: Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ