Kürt dili ve edebiyatının geliştirilmesi için bir araya gelen bir grup yazar, 21 Ocak 2020 tarihinde Kürt Edebiyatçılar Derneği’ni kurdu. Kuruluşunun üzerinden geçen 3 yılda önemli çalışmalar yürüten Kürt Edebiyatçılar Derneği, 10 Haziran’da 2’nci Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Kongrede Kürt Edebiyatçılar Derneği Eşbaşkanlığına Fatma Taşlı Tunç ve Rêdûr Dîjle seçildi.
Diyarbakır’da kurulan dernek 3 yıl boyunca Kürt edebiyatının gelişmesi, Kürt yazarların anması, Kürt edebiyatı ve cezaevinde edebi ürünler ortaya çıkaran yazarlarla dayanışma gibi birçok proje çalışmasına imza attı. Dernek, yeni dönemde de Kürt edebiyatının tanınması ve geliştirilmesi ile görünür kılınması ve arşivleme çalışmaları planlıyor.
EDEBİYATIN TOPLUMSALLIĞI
Edebiyatın toplumsal olduğunu dile getiren Kürt Edebiyatçılar Derneği Eşbaşkanı Rêdûr Dîjle, her inancın, kültürün, paradigmanın, hafızanın bir edebiyatı olduğunu belirtti. Edebiyatın aynı zamanda sosyolojik bir yapısının olduğuna dikkat çeken Dîjle, edebiyatta toplumsallığı yok saymanın mümkün olmadığını ve bu kapsamda kapitalist modernitenin de edebiyata şekil vermeye çalıştığını söyledi. Kapitalist sisteminin kendi ideolojisini yerleştirme kapsamında edebiyatı da bireyselliğe mahkum ettiğini kaydeden Dîjlê, “Özellikle 20’nci yüzyılda postmodernizm akımıyla birlikte sanat, popülerizm ile karşı karşıya kaldı. Edebiyatın toplumsal ruhu katledildi. Halbuki insanlık tarihine bakıldığında, bunun aksini görüyoruz. İnsanlığın tarihinde edebiyat kolektiftir. İnsanlığın var oluşundan bu yana edebiyat da var olmuştur” dedi.
DENGBÊJLİĞİN KÜRT EDEBİYATINA KATKISI
Dîjle, şöyle devam etti:
“Özellikle Kürt kültürünü ve sanatını sözlü olarak devam ettirenlere büyük bir borcumuz var. Dengbêjler bizim şiirimiz, romanımız, hikâyemiz, aynı zamanda müziğimiz, ritmimiz ve halaylarımız oluyor. Her türlü edebiyatı ve sanatı kendi içerisinde beslemiş. Kendine özgü bir estetikle bunu gerçekleştirmiş. Fiziksel olarak kültürünü geliştirme imkânı olmasa da ruhen üzerindeki saldırıları dengbêjlikle boşa çıkarmıştır. Bugün de kendimizi o sanata dayandırıyoruz ve o hakikat ışığında bir edebiyat oluşturuyoruz. Çok büyük bir külliyat oluşmuş durumdadır.”
Dîjle, “Kürt edebiyatı da çok büyük imkanlara sahip değildi. İmkansızlıklar içerisinde oluştu. Bugün Kürtçe okuma oranı oldukça az ve Kürt yazarların okuyucuları da sınırlıdır. Burada da çok muazzam bir durum ortaya çıkıyor. Kürt edebiyatını oluşturanlar aynı zamanda onu okuyanlardır. Bir yazar düşünün, birçok ürün oluşturuyor, ama okuyanı yok. Başka yazarlar böyle bir durumda edebiyatı bırakır. Ancak Kürtlerde bu durum tam tersidir. Kürtlerin okulları olmasa da Kürtçe okuma oranları çok az olsa da yine de her yıl yüzlerce edebi ürün ortaya çıkarılıyor. İnsan düşünüyor, o kadar edebi ürünler oluşturuluyor, yazılıyor ancak okuyanı yok. Neden? Her ne kadar Kürt yazarların okuyucuları olmasa da gelecek nesiller için bir külliyat oluşturmaya çalışıyorlar. Gelecek nesiller bu külliyat üzerinden birçok şeyi ortaya çıkaracak. Bunun yanı sıra yoğun bir okuyucu kitlen olmadığında, kişi edebi yönünün hangi aşamada olduğunu da göremiyor. Ama bazı Kürt yazarların oluşturduğu edebi ürünler, dünyaca ünlü yazarların edebi ürünlerinden eksik kalır yanı yok. Statüsüz olmanın şansızlığı var ama ona rağmen yaratmaya devam ediyorlar” diye belirtti.
15 KENTTE TEMSİLCİLİK AÇILACAK
İlk olarak derneğin üye sayısını arttırmak ile işe koyulduklarını belirten Dîjle, derneğin üye sayısını bir ay içerisinde iki katına çıkardıklarının bilgisini paylaştı. Bunun yanı sıra hem derneğin hem de Kürt edebiyatının görünür olması için farklı kentlerde temsilcilik açmayı planladıklarını söyleyen Dîjle, “Bu kapsamda farklı kentlerde yüze yakın kişiyle temasa geçtik. Temasa geçtiğimiz kişilerde bu çalışmaları yürütme iradesi gösterdi. Bu kapsamda yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında 15 kentte arkadaşlarımız temsilcilik için hazırlanıyor. Bunlar arasında Ankara, İstanbul, Bursa gibi kentler de var. Sonrasında bunu mekânsal olarak genişleteceğiz. Diyarbakır’ı da bir merkez haline getirmeyi hedefliyoruz” dedi.(MA)