Kürt mitolojisi, Kürt coğrafyasında yaşamış halkların ortak değerlerinin ve kültürel miraslarının zengin bir yansımasıdır. İrani kökleri nedeniyle diğer İrani halklarla benzer destanlar ve hikayelere sahip olan Kürtler, bu mitolojik anlatılarla tarihlerini ve kültürlerini yaşatmaktadırlar. Bu makalede, Kürt mitolojisinin en önemli efsanelerinden bazılarını ve bu efsanelerin ardındaki hikayeleri inceleyeceğiz.
DEMİRCİ KAWA'NIN İSYANI
Kürt mitolojisinin en bilinen efsanelerinden biri, Demirci Kawa Gave'nin hikayesidir. Yaklaşık 2500-2600 yıl önce, Asurlu zalim kral Zuhak (veya Dehak) döneminde yaşayan Kawa, halkı zulümden kurtaran bir kahramandır.
Zuhak, her iki omzunda da birer yılan bulunan bir canavardı ve her gün iki çocuğun beynini bu yılanlara yem olarak verdiriyordu. Halkın bu zulme karşı direnişi, Armayel ve Garmayel adlı iki kişinin aşçı kılığında saraya girmesiyle başladı. Bu ikili, her gün bir çocuğu kurtarıp yerine koyun beyni vererek, kaçan çocukların Kawa tarafından eğitilmesini sağladı.
Kawa ve ordusu, bir 20 Mart günü kralın sarayına yürüyerek Zuhak'ı öldürdüler ve zaferlerini ateşler yakarak kutladılar. Bu olay, Kürtlerin özgürlük mücadelesinin sembolü haline geldi ve baharın gelişini simgeleyen Newroz Bayramı'nın kökeni oldu.
SİMURG: BİLGELİĞİN SEMBOLÜ
Simurg, İrani halkların mitolojisinde ve edebiyatında önemli bir yere sahip olan efsanevi bir kuştur. Öleceği zaman ateş olup kendini yakarak yeniden doğan bu kuş, Kürt sanatında dev bir kuş şeklinde, kanatlı dev bir yaratık olarak tasvir edilmiştir.
Bu kuş o kadar yaşlıdır ki dünyanın yok oluşuna üç kez tanık olmuştur.
Efsaneye göre, kuşların hükümdarı olan Simurg, Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş.
Kuşlar, Simurg'un kendilerini kurtaracağına inanarak ona ulaşmak için zorlu bir yolculuğa çıkarlar. Kaf Dağı'na varmak için yedi vadiden geçmek zorunda olan kuşlar, vadilerde birer birer kaybolurlar. En sonunda sadece otuz kuş Kaf Dağı'na ulaşır ve Simurg'un aslında kendileri olduğunu anlarlar. Bu efsane, gerçek yolculuğun kendine yapılan yolculuk olduğunu vurgular.
MEM U ZİN: AŞK VE TRAJEDİNİN HİKAYESİ
Mem u Zin, birbirine aşık olan ancak kavuşamayan iki gencin trajik öyküsünü anlatan Kürt mitolojisinin en önemli destanlarından biridir. Cizre beyi Mir Zeynuddin'in kız kardeşi Zin ile Divan kâtibinin oğlu olan Memo arasında yaşanan gerçek aşk öyküsüne dayanır.
Cizre'de Divan Vezirinin oğlu Tacdin ile onun dostu, hikayenin ana kahramanı Mem, bir Mart ayında yöredeki köse geleneğinin de etkisi ile kız kılığına girip kırlara çıkar. Cizre Beyi Mir Zeyniddin'in erkek kılığına giren kız kardeşleri Zin ve Siti de şenlik alanındadır. Tacdin ve Mem onları görmeden sevdalanmış iki gençtir. Şenlikte onları gören kızlar da sevdaya düşer. Parmaklarındaki yüzükleri değişirler. Heyecanda bayılan Tacdin ayıldığında parmağında Siti yazan yüzüğü, Mem ise Zin yazan yüzüğü bulur. Dadıları Hezebun, hekim kılığına girip gençleri bulur, yüzükleri geri ister. Mem, sevgilisinin yüzüğünü vermez.
Gençlerin hızla büyüyen aşkları, kentteki herkes tarafından bilinir. Cizre'nin önde gelenlerinin aracılığı ile Tacdin ve Mem, Cizre Bey'inden kızkardeşlerini ister. Bey, Tacdin'e Sitî'yi verir, yedi gün yedi gece düğün yapılır. İki düğün bir arada olmaz diye Mem ile Zin'in düğünü ertelenir. Ancak Bey'in kapıcısı ikiyüzlü ve fitne Beko, Zin'in aşkına engel olmaya çalışır. Beko'nun fitneleri sonucunda Bey, kardeşini Mem'e vermeyi reddeder.
Bey ahalisini toplayıp ava gittiğinde Zin ve Mem gizlice buluşurlar. Bey döndüğünde, ava onunla birlikte gidip dönmüş olan Tacdin, Mem ile Zin'i fark etmemesi için kendi evini ateşe verir ve Mem’e aşk borcunu bu şekilde öder.
Mem, Beko'nun oyununa gelerek Bey ile iddialı bir satranç oyunu oynar. İlk üç oyunu aldıktan sonra Beko, Mem'in yönünü değiştirir ve Zin'i görüp hayallere dalmasına, böylece oyunu kaybetmesine sebep olur. Mem, Zin'e aşkını itiraf etmek zorunda kalır ve Bey onu zindana atar. Mem, orada Zin'in hasretinden ölür. Zin, Mem'in ardından canına kıyar o da Mem'in mezarına gömülür. Cenazesi kaldırılırken Tacdin, Beko'yu görüp öldürür.
Ahmed-i Hani tarafından yazılı edebiyata kazandırılan bu hikaye, iyiliği, doğruluğu ve aşkı temsil ederken; kötülüğü ve ikiyüzlülüğü Beko karakteri üzerinden gözler önüne serer. Mem ve Zin'in aşkı, çağının sosyal ve kültürel yapısını da yansıtarak, Kürt halkının duygusal ve toplumsal değerlerini günümüze taşır.
ŞAHMARAN: BİLGELİK VE ŞEFKATİN SİMGESİ
Kürt ve bölge halkları mitolojilerinde rastlanan akıllı ve iyicil olarak tanımlanan bellerinden aşağısı yılan, üstü ise insan şeklindeki Maran adı verilen doğaüstü yaratıkların başında bulunan ve hiç yaşlanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan varlık. Binlerce yıl önce yedi katlı yeraltında yaşayan yılanlar vardı. Meran adı verilen bu yılanlar, gerçekten akıllı ve şefkatli idi. Onlar barış içinde yaşarlardı. Meranların kraliçesine Şahmeran denirdi.
Şahmaran, Kürt ve bölge halklarının mitolojilerinde rastlanan, altı yılan üstü insan olan doğaüstü bir yaratığın hikayesidir. Şahmeran, barışçıl ve bilge bir varlık olarak tanımlanır. Efsaneye göre, Şahmeran'ı gören ilk insan Cemşab oldu. O, geçimi için odun satan fakir bir ailenin oğluydu. Bir gün Cemşab ve arkadaşları bal dolu bir mağara keşfederler. Balı çıkarmak için Cemşab'ı aşağıya indiren arkadaşları, paylarına daha çok bal düşmesi için onu orada bırakıp kaçarlar. Cemşab mağarada bir delik görür ve buradan ışık sızdığını fark eder.
Cebindeki bıçak ile deliği büyütünce, ömründe görmediği kadar güzel bir bahçeye girer. Bu bahçede eşi benzeri olmayan çiçekler ve bir havuz ile pek çok yılan görür. Havuzun başındaki tahtta süt beyaz vücutlu bir yılan oturmaktadır. Şahmeran'ın güvenini kazanan Cemşab uzun yıllar bu bahçede yaşar. Cemşab, Şahmeran'dan tıp ilminin sırlarını öğrenir. Ancak, yıllar sonra Şahmeran'ın yerini açığa çıkararak, onun ölümüne sebep olur. Şahmeran ölmeden önce Cemşab'a, "Benim başımı kaynatıp padişaha içir, padişah kurtulsun, gövdemi de vezire içir, ölsün, kuyruğumu da kaynatıp sen iç, böylece Lokman Hekim ol" demiş. Böylece vezir ölmüş, padişah da iyileşip Cemşab'ı veziri yapmış. Ve rivayete göre de Cemşab böylece Lokman Hekim olmuş. Efsaneye göre Şahmeran'ın öldürüldüğünü yılanlar o günden beri bilmemektedirler. Dünyanın, Şahmeran'ın öldürüldüğünü öğrenen yılanlar tarafından bir gün istila edileceği rivayet edilir.
RÜSTEM-E ZAL: GÜCÜN VE KAHRAMANLIĞIN SİMGESİ
Rüstem (veya Zaloğlu Rüstem), İrani mitolojisinin en büyük kahramanlarından biridir. Rüstem, Türk edebiyatında Rüstem-i Zâl, halk ağzında da Zaloğlu Rüstem diye tanınır. İranlılar ile Turanlılar (Türkler) arasındaki mücadelelerde büyük kahramanlık, güçlülük ve yiğitlik göstermiştir. Bu yüzden özellikle pehlivan, yiğit, hükümdar gibi şahısları övmek için Zaloğlu Rüstem'in adı kullanılır.Firdevsî'nin Şehnâme adlı eserinde anlatılan Rüstem, İranlılar ve Turanlılar (Türkler) arasındaki mücadelelerde büyük kahramanlıklar sergilemiştir. Güreşçi yönüyle tanınan Rüstem, Alper Tunga ile olan mücadelesiyle de ünlüdür. Tutuştuğu güreşlerde hiç yenilmediği söylenir. Div-i Sepid (Beyaz Dev) ile güreşmiştir. Hem İran kültüründe hem de Ortadoğu'da güreşçilerin simgesi haline gelmiştir.
YEZİDİ YARATILIŞ MİTOLOJİSİ: MELEK TAVUS'UN SINAVI
Yezidiler, çoğunlukla Kürtçe konuşan etnodinsel bir topluluktur. Yaratıcı tanrı Azda ve Melek Tavus arasında geçen bu mitoloji, Yezidilerin dünya ve insanlık anlayışını şekillendirir. Melek Tavus, tanrıya isyan ettikten sonra cezalandırılmış, ancak gözyaşlarıyla ateşi söndürerek affedilmiştir. Bu mitoloji, Yezidilerin inanç sisteminin temel taşlarından biridir.
TANRILAR VE TANRIÇALAR
Arap-Müslüman ordusunun 642 yılında Şehrizor ovasında Zerdüşt olan Kürtler ve Sasaniler ile savaşarak Sasaniler'i yıkana kadarki döneme kadar yoğun miktarda Zerdüşt Kürtleri'nin olduğu kayıtlara geçmiştir. Günümüzde ise Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde ilk Zerdüşt Kürtler ibadethanesi açılmıştır ve tahmini Zerdüşt Kürt sayısının 100.000 olduğu ve hızla arttiği iddia edilmiştir.
Zurvan: Sonsuz zaman ve uzayın tanrısı. Ahura Mazda ve Angra Mainyu'nun babası. İki tarafı temsil eden çocukları olduğu için nötr bir tanrı olmayı tercih etmiştir. Kaderin, ışığın ve karanlığın Tanrısı.
Kürt mitolojisi, zengin hikayeleri ve efsaneleriyle Kürt kültürünün derinliklerine ışık tutar. Bu mitolojik anlatılar, Kürt halkının tarihini, değerlerini ve kimliğini yansıtarak, onları geleceğe taşır. Demirci Kawa'nın isyanından Simurg'un bilgeliğine, Mem u Zin'in trajik aşkından Şahmeran'ın şefkatine kadar, Kürt mitolojisi, her bir anlatısıyla büyüleyici ve öğretici bir dünya sunar. Bu efsaneler, Kürt halkının kültürel mirasının önemli bir parçası olarak, nesiller boyunca aktarılmaya devam edecektir.