Sanatına ilk adım attığı yıllarda kadın kimliğinden kaynaklı baskılarla karşılaşan Kürt sanatçı Ayşe Şan’ın ölümünün üzerinden tam 25 yıl geçti.
Babasının dengbêj olması nedeniyle küçük yaşta müzikle tanıştı. Müzik hayatına Diyarbakır’da kadın cemaatlerinde ilahiler söyleyerek başladı.
EyşanaKurd, EyşeXan, EyşanaElî olarak da tanındı. “Qederê”, “Dayikê” gibi unutulmaz şarkılara ruh ve can verdi. Ancak çok bedel ödedi.
Yaşadığı toplumda kadınların şarkı söylemesinin “günah”, “ayıp” olarak görülmesi nedeniyle maruz kaldığı baskılar sonucu, Diyarbakır’dan ayrılıp Antep’e gitmek zorunda kaldı.
O kadar çok bedel ödedi ki, “Taçsız kraliçe” olarak bilindi. Bir tek annesi onu sahiplense de akrabaları izin vermediğinden, ölümünden önce son kez onu görmek isteyen annesinin isteğini yerine getiremedi, annesinin mezarını da bir kez olsun ziyaret etmesine izin verilmedi.
18 Aralık 1996 yılında İzmir'de kanser hastalığından tek başına ölüme yenik düştü. Ölmeden önce vasiyet etmesine rağmen Ayşe Şan'ın cenazesi Diyarbakır'a götürülmedi, cenaze İzmir'de çok az kişinin katılımıyla defnedildi. (artıgerçek)