Bir yıl önce 25 Ekim’de, Aydın Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’nda içinde 16 kişinin bulunduğu asansör düştü. 15 öğrencinin yaralandığı kaza, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi öğrencisi Zeren Ertaş’ın ölümüyle sonuçlandı. Olayın ardından öğrenciler Türkiye’nin dört bir yanında eyleme çıktı.
Bilirkişi raporunda asansör bakım faaliyetleri gerçekleştiren firma asli kusurlu bulundu. Kazaya ilişkin davada 3 sanığa 2 yıl 11 ay, 1 sanığa 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası verilirken bir sanık beraat etti.
Kazanın üstünden bir yıl geçmesine rağmen Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı yurtlarda (KYK) ihmaller ve problemler devam ediyor.
BOZUK ASANSÖRLER
Barınamıyoruz Hareketinden Deniz Mahir, yurtlardaki güncel durumlara ve öğrencilerin sorunlarına dair bianet’e konuştu:
“Sıra arkadaşımız Zeren Ertaş KYK tarafından katledileli 1 yıl oldu. Peki 1 yıldır ne değişti, nasıl çözümler bulundu? Şöyle bir bakınca çözüm olmaktan çok sorunu daha da derinleştiren sözde önlemlerle karşılaşıyorum. Bunlardan biri KYK yurt işlemlerine asansör takip seçeneğinin eklenmesi. İlk bakışta bir önlem gibi hissettiriyor ama düşününce bunun sadece bir şey yapmış olmak için yapıldığını anlıyoruz. Asansör takip programından önce yurtlara kapasitesinin üzerinde öğrenci yerleştirmekten vazgeçilmeli. Böylece asansörler planlanandan fazla kişi taşımak zorunda kalmaz ve düşmez.”
Odalarda kalan öğrenci sayısının artırılması sebebiyle kalabalık odalarda yaşamak zorunda olan öğrencilerin yaşam kalitesi düşüyor.
BARINMA KRİZİ BÜYÜYOR
KYK yurt ücretlerine ve ev kiralarına yapılan zamlar öğrencileri çaresiz bırakıyor. KYK bursu, yurt ücretlerini ve öğrencilerin temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor.
Yurtların eski olması, öğrenciler yurtta ikamet ederken inşaatların devam etmesi kazaları ve ölümleri beraberinde getiriyor.
Yeni eğitim-öğretim döneminde yurtların yeterli olmaması, kamu tasarruf paketi sebebiyle yeni yurtların yapılmaması öğrencileri mağdur etmeye devam ediyor.
“Hala 12-18 kişilik koğuş tipi odalar yapılmaya devam ediliyor. İTÜ yurtlarını ifşa etmiştik. Bir tane oda ve sığdığı kadar ranza. Biz öğrenciler insanca yaşamı hak etmiyor muyuz? Bu sorunlar saymakla bitmez. İnşaat halindeyken öğrenci yerleştirilen yurtlardan tutun içlerinden kurdun böceğin eksik olmadığı yemeklere kadar bakanlığın, KYK yurt müdürlüğünün asla görmek istemediği bir ton sorun. Ama iş paraya gelince bakanlık aniden en hızlı ve adil çalışan kuruma dönüşüveriyor. Ödeme sistemine girince Eylül ve Haziran ayının ödemesini de yapın, diye bir bildirim sizi karşılıyor. Benim okulum ekimin ortasında başlıyor haziranın ortasında bitiyor. Ben neden eylül ve haziran ayı için ödeme yapayım? Bu soruyu sorduğunuz zaman planlanan eğitim öğretim döneminin Eylül ve Haziran arasında olduğu söyleniyor. Yahu her türlü bilgime sahip olan devlet ne zaman okula başladığımı bilmiyor mu?”
ÖĞRENCİLERİN TALEPLERİ
“Üst üste sorunlardan bahsettim maalesef ki her biri bizlerde travma olmuş olaylar. Ama üzülmenin bir çözüm olmadığını biliyoruz ve öfkeleniyor isyan ediyoruz. Hiçbirimizin zehirlenmediği sakat kalmadığı akıl sağlığını kaybetmediği, ölmediği hatta para bile vermediği yurtlar mümkün.”
“ENES KARA’YI ÖFKEYLE HATIRLIYORUZ”
Öğrencilerin geçinemediğinden bahseden Deniz Mahir, kamu tasarruf paketiyle faturanın halka kesildiğini söyledi:
“Devletin yıllardır desteklediği teşvik paketleriyle güçlendirdiği holdinglerin vergilerini silmek yerine o paralarla bizlere insan onuruna yakışır yurtlar yapabileceğini biliyoruz. Ama onun yerine tasarruf paketleri yeni vergilerle emekçi halka, işçiye ve çocuklarına hayatı yaşanamaz bir hale getirmeyi tercih ediyor. Asgari ücretin onda biri olan bursla geçinmemizi bekleyenler sıra holdinglere cemaatlere gelince ortadan kayboluyorlar."
"Yurt eksikliğinden kaynaklı gençler özel cemaat yurtlarına mahkum ediliyor. Zeren’i andığımız gibi Enes Kara’yı da öfkeyle hatırlıyoruz. Bakanlık yurt kapasitesini artırmak gibi çözümler yerine yeni yurtlar yapsaydı ne Zeren asansör düştüğü için ölecekti ne de Enes cemaat yurdunda kaldığı için ölmek zorunda kalacaktı. Çözüm basit: halkın parasını halk ve halkın çocukları için kullanın.”
"EVE ÇIKMAK MÜMKÜN DEĞİL"
“Yurtlarda ölmek istemediğimiz için eve çıkmaya karar verince maddi olarak bunun mümkün olmadığını fark ediyoruz. Daha doğrusu mümkün ama okumaktan vazgeçersen. Okul yerine bir cafede 9 saat çalışırsak bir eve çıkabiliriz."
"Üniversite öğrencisi bir genç hayatında en aktif olabileceği dönemlerini hişçileşerek geçirmemeli. Devletin kurduğu bu düzenin çarklarında ezilip yok olmamalı. Herkesin görevi belli ve net. Öğrenci öğrencilik yapmalı bakan bakan olmalı. Ben gelecek kaygısı ve ölüm tehlikesi yaşamadan benim için yapılan yurtlarda üniversite hayatımı geçirmeliyim, bakan da bu hayatımı yaşayabilmem için var olan parayı doğru yere aktarmalı.”