ÖZEL HABER - Leyla DAĞ
Mardin’in tarihi sokaklarında yankılanan bakırcı ustalarının çekiç sesleri, artık neredeyse duyulmaz oldu. Yüzyılların zanaatı bakırcılık, ustalarının azalmasıyla neredeyse yok olmak üzere.
Mardin’in çarşılarında bir zamanlar yankılanan bakırın sesi, artık neredeyse sessizliğe karıştı. Bakırcılık, yüzyıllardır şehrin ruhunu şekillendiren bir zanaat olarak bilinse de bugün yok olmanın eşiğinde. Zamanın getirdiği modernleşmeyle birlikte bakıra şekil veren ustaların sayısı her geçen gün azalıyor. Genç neslin ilgisizliği nedeniyle sadece birkaç usta, bakırın o ince işçiliğini sürdürebiliyor ve bu kadim zanaatı yaşatmaya çalışıyor.
ZANAATIN SON USTALARI
Mardin’in köklü bakırcı ustası, çarşıdaki eski günleri anımsayarak meslekteki büyük değişimi şöyle anlatıyor:
“Bir zamanlar burada onlarca bakırcı vardı, herkes bu sanata ilgi duyardı. Şimdi ise bu işi yapan bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az kişi kaldık. bakırcılığın hem emek isteyen hem de maddi açıdan tatmin edici olmayan bir iş haline geldiği için yeni nesil bu sanatı öğrenmeye yanaşmıyor” dedi.
TEKNOLOJİYE YENİK DÜŞTÜLER
Eskiden büyük bir talep gören bakır ürünler, bugün fabrikasyon mallar karşısında rekabet edemiyor. El emeği göz nuru olan bakır eşyalar, artık sadece turistlerin ilgi gösterdiği birer hatıra objesi haline geldi. Bakırcı ustaları ise sanatlarının bu kadar geri plana itilmiş olmasından büyük üzüntü duyuyor. Yılların verdiği ustalıkla bakıra şekil veren birkaç zanaatkâr, hala eski yöntemlerle iş yapmaya devam etse de, bu sanatın kaybolmaması için bir şeyler yapılması gerektiği konusunda hemfikir. Gençlerin bu zorlu mesleği öğrenmek istememesi, modern teknolojilerin el emeğine olan talebi azaltması ve ekonomik zorluklar, bakırcılığı ciddi bir tehdit altında bırakıyor.