Aslı Elçi

Diyarbakır’da Memur-Sen yöneticileri kentteki basın mensupları ile kahvaltı programında bir araya geldi. Program sonrası açıklamalarda bulunan Memur- Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir, kamu çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi için alım gücünü yükseltecek tekliflerine olumlu yaklaşılmasını istedi. 
“AK Parti’yle taban örtüşmesi”
Tekdemir, AK Parti’yle taban örtüşmesi yaşadıklarını dile getirirken, şu ifadeleri kullandı: “Bizi hükümete yakın bir sendika olarak kodlayan belli sabitelerin içinde sıkışmış zanneden bakışların farkındayız. Evet, biz AK Parti ile taban örtüşmesi yaşıyoruz. Son seçimde de tercihimizi AK Parti’den yana kullandık. Ancak kuruluş tarihimiz 14 Şubat 1992. Ama doğru bildiklerimizi savunurken, yanlış bulduklarınızı eleştirirken sınırları zorlamaktan geri durmadık. Bu şehirde yaşanan yolsuzlukları defalarca dile getirdik. Yapılan yanlışlar uygulamalara sert eleştiriler getirdik. Bundan sonra da ahlaki öğretilerimizin ekseninde kurumsal yasalarımızla özgün çizgimizi takip etmeye devam edeceğiz. Ana dil öğrenme ve ana dilde öğrenme imkânlarını demokratik ülke olmanın yüksel standart göstergelerinden sayıyoruz. AK Parti’nin bu alanda attığı adımlar tarihi niteliktedir” dedi. 
‘Konseyler kurulmalı, ehil yerli kadrolar olmalı’
Tekdemir, kentin bazı sorunlarına değinerek çözüm önerilerini sıraladı. Şehirde ideolojik kimlik baskısından uzak alanlar oluşturulması gerektiğini söyleyen Tekdemir, şunları kaydetti: 
“Biz dışarıya ait yakıştırmaların değil kendimize ait yaklaşımların motive ettiği bir çerçeveyi esas alıyoruz. Şehrin tematik çalışma alanlarını oluşturmalıyız. Eğitim konseyi, sağlık konseyi, tarım konseyi, enerji konseyi, gibi bu oluşumlarda şehirle aktif bağı olan tüm bileşenlere yer açmalı kürsü hakkı tanımalıyız. Bunu yaparken rengimizi, ideolojimizi, kimlik iddiamızı ve her türlü etiket kaygımızı dışarıda bırakarak daha müreffeh, daha canlı, daha huzurlu bir Diyarbakır idealini gerçekleştirme hedefine odaklanmalıyız. Şehirde ideolojik kimlik baskısından uzak gri alanlar oluşturmalıyız. Burada şehrin maslahatı için mutat şekilde gri konuşmalar yapabilmeliyiz. Burada şehrin çocuk, genç, kadın ve yaşlı nüfusunun önceleyecek politikaları belirlemeliyiz. Bu şehrin kendi insan kaynakları kapasitesine yönelmesi lazım. Bürokratik kadrolarda şehrin hafızasına hakim, toplumun denetimine tabi ehil yerlilerin yönetim kadrolarında görev almaları için ayrı bir efor sahamız olmalı.”