Mersin'de binlerin katılımıyla gerçekleştirilen “Barış İçin Özgürlük” mitingi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın konuşmasının ardından sona erdi. Kitleyi selamlayarak konuşmasına başlayan Tülay Hatimoğulları, “Mersin, Hatay, Antakya, Adana, Osmaniye, bugün bir aradayız. Özgürlük için bir aradayız. Barışı haykırmak için bir aradayız" dedi.
Tutuklandıktan sonra yerlerine kayyum atanan Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanları’nın mesajlarına dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, "Halkımız burada, Çukurova burada. Akdeniz Belediyesi burada" diye belirtti.
‘GÖZLER İMRALI’DA YAPILACAK GÖRÜŞMEDE’
İmralı görüşmelerine işaret eden Tülay Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Evet değerli halklarımız. Bugün İmran'lıda Sayın Öcalan'la devam eden görüşmeleri toplumun tamamı merak ediyor. Bu süreç nereye evrilecek? Bu süreç çözüm ve barışla sonuçlanacak mı? Bu sorular, bu alanı dolduran halklarımızın merakla cevabını beklediği sorulardır. Bugün Türkiye'nin dört bir yanında halklar, gözünü İmralı'ya ve yeni yapılacak açıklamaya dönmüş durumda. Burada sözlerime başlarken, elbette bu konunun nereye ve nasıl evrilmesi gerektiğini sizlerle paylaşırken, ilk olarak Sayın Abdullah Öcalan’ın heyetimizle göndermiş olduğum selamlarını sizlere iletiyorum. Bize kayyum atanırken gözaltı ve tutuklamalar devam ederken bu süreç barışla taçlanır mı? diye soruluyor. Siz değerli halkımızın en çok sorguladığı soru bu. Akdeniz Belediyesi bu ülkenin nadide belediyelerinden birisidir. Akdeniz, Çukurova'nın nadide kentlerinden, Türkiye'nin nadide kentlerinden birisidir. Siz değerli Kürt halkı, 90'lı yıllarda savaş ve çatışmanın yoğun olarak yaşandığı dönemde buralara göç etmek zorunda kaldınız ve burada sürgüne geldiğiniz memleketi kendi memleketiniz yaptınız. Buradan bir kez daha diyoruz; irademizi gasp edemezsiniz. Elinizdeki yargıyla belediyemize kayyum atayarak halkın iradesine el koyabileceğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Kayyum siyasi darbedir. Kayyum irade gaspıdır. Kayyum halkı tanımamaktır. Kayyum seçme ve seçilme hakkını yurttaşın elinden almaktır. Akdeniz bizimdir. Böyle olmaya da devam edecek.
‘HERKES İÇİN BARIŞ’
Barış mücadelesinin en önemli sembolü bugün bu meydanın en ön saflarında yer alan beyaz tülbentli analar, sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Siz değerli analar ödediğiniz bedellere, çektiğiniz acılara rağmen yitip giden çocuklarının yasını tutarken, beyaz tülbenti başınızdan eksik etmediniz. Özgürlük mücadelesini büyüttünüz barışın sembolü oldunuz. Çocuğunun cenazesi kargo koliyle teslim edilmişti Halise Ana’ya. Çocuğunun cenazesi kargo kutuyla teslim edildiği halde, yaşadığı o acıya rağmen barış demeye devam etti. Barış için mücadele ederken sevgili Halise Ana’ya 6 yıl 3 ay hapis cezası verdiler. Buradan Halise Ana ve diğer analara hep birlikte alkış ve zılgıtlarımızla büyük dayanışmayı duyuralım. Bize ‘Kürt sorunu çözülünce bütün sorunlar çözülmüş mü olacak?’ diye soruluyor. Evet Kürt sorunu çözülürse bu ülkede demokrasinin önü açılır, Türkiye demokratikleşir. Ey işçi kardeşim Kürt sorunu çözülürse ve demokrasi tesis edilirse senin ekmeğin büyür, İHA ve SİHA’lara, özel güvenlik politikalarına, mermiye, tanka, topa, askere ayrılan bütçe artık oraya ayrılmayacak. Senin ekmeğinin büyümesi için hep beraber mücadele edeceğiz. İşçilerin grev hakkı engelleniyor. Buradan en yüksek sesle haykıracağız ‘yaşasın halkların kardeşliği’, ‘yaşasın işçilerin birliği’ diye.
KATLEDİLEN GAZETECİLER
Sesimizi duyuran değerli basın emekçileri katledilmesin, tutuklanmasın diye barış istiyoruz. Biliyorsunuz Nazım Daştan, Cihan Bilgin SİHA’yla katledildiler. Şimdi Aziz Köylüoğlu katledildi ve yine hava araçlarıyla. Katledilen bütün gazetecileri, basın emekçilerini saygıyla anıyorum. Ayrıca gözaltı ve tutuklamalar devam ediyor. JINNEWS, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirlerine ve burada sayamadığım çok sayıda basın emekçilerine yönelik gözaltı ve tutuklamalar devam ediyor. Halkayı genişlettiler. Halk TV’ye çekilen operasyonla Suat Toktaş cezaevinde. Bir kez daha diyoruz ki faşizme karşı birleşmeliyiz. Sayın Öcalan özellikle muhalefete bu dönemde barışın sesi ve soluğu olması için önemli mesaj gönderdi.
EŞİT YURTTAŞLIK HAKKI
Alevi canlarımızla barışı konuşacağız. Bizler eşit yurttaşlık hakkı için mücadele ediyoruz. Barıştan bahsederken bu ülkede yaşayan bütün farklı halklardan ve inançlardan insanların ortak demokratik bir zeminde yaşamlarından bahsediyoruz. Bu nedenle barış mücadelesine her zamankinden daha çok hep beraber birlikte sahip çıkmanın tam da zamanıdır. Suriye’de, Hama’da, Humus’ta, Lazkiye’de katledilen bütün Alevi canlarımızı saygıyla anıyorum. Türkiye’nin iç barışından bahsederken aynı zamanda Suriye’nin de iç barışından bahsetmeliyiz. Bugün Suriye’de yıllardır devam eden savaşta IŞİD, SMO ve onların türemiş olduğu El Nusra, El Kaide gibi örgütlere karşı en güçlü mücadeleyi Rojava’da halklarımız vermiştir. Rojava’da sahip olunan öz yönetim ile önemli demokratik bir modele imza atılmıştır.
‘UZATILAN BARIŞ ELİ ÖNEMLİ’
Şimdi Sayın Öcalan’ın yapacağı çağrıyla barışa dair bir yol alınacağını umut ediyoruz. Ama evimizde oturup bekleyerek değil. DEM Parti olarak 42 merkezde halk buluşmaları gerçekleştirdik. Mitinglerimizi gerçekleştiriyoruz. Gördüğünüz gibi bizler barışı evimizde oturarak beklemiyoruz. Bu süreçte kendimize ve Sayın Öcalan’a güveneceğiz. Bir yandan barış diyeceksiniz diğer yandan Rojava’yı bombalayacaksınız. Bir yandan barış diyeceksiniz diğer yandan öte yandan kayyım atayacaksınız. Buradan devlet aklına ve hükümete sesleniyoruz; baskı ve zulümden vazgeçin. Bu görüşmeler tarihi bir öneme sahiptir. Bu karmaşada uzatılmış olan bu barış elli tarihi bir öneme sahiptir. 21’inci yüzyılı elbette barışla taçlandırabiliriz.
‘İKTADIRIN ÇÖZÜM PROJESİ NE?’
Sayın Öcalan 12 metrekarelik hücresinde gece gündüz demeden 26 senedir bugünler için çalıştı. ‘Daha rahat çalışabilmem ve herkesle görüşebilmemin olanakları sağlanmalıdır’ diyor. Biz de bu talebin arkasındayız. Barış sürecinin daha ciddi bir biçimde konuşulması için Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecrit derhal kalkmalıdır. Tecrit kalkarsa Sayın Öcalan da mesajında ‘Kürt sorunun çatışma zemininden barışçıl ve demokratik zemine çekilmesi ve hukuki zemine çekilmesi konusunda çalışmaya hazırım’ diyor. Bu süreç bekleme süreci değil, beklersek onurlu bir barışı elde edemeyiz. Buradan bir kez daha çağrılarımızı yeniliyoruz; İmralı tecridi kalkmalıdır. Barış bu kadar konuşulurken ve İmralı’dan gelecek mesaj herkes tarafından büyük bir merak ve heyecanla beklenirken ey iktidar; sen ne yapıyorsun? Senin çözüm projen nedir? AKP’nin çözüm projesi nedir? Somut olarak güvenilir adımlar atmalarını bekliyoruz. Bunu her fırsatta söyledik ve söylemeye devam edeceğiz. Sayın Öcalan tarihi bir çağrıya hazırlanmaktadır ve bunu barış için yapmaktadır. DEM Parti barış istiyor. Kürt halkı barış istiyor, Aleviler barış istiyor, muhalefet barış istiyor. Ey iktidar sen ne istiyorsun? Bu sorunun yatını ver.
'ÜLKEYİ HEP BERABER İNŞA EDECEĞİZ'
Buradan İmralı’ya barış, özgürlük, eşitlik ve adalet adına selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz. Bizler barışı havan topuyla katledilen Ceylan Önkol için, yaylım ateşiyle vurulan Uğur Kaymaz için, cenazesi buzdolabında bekletilmek zorunda kalınan Cemile kızımız için, katledilen Filistinli çocuklar için, kaçırılan, istismar edilen, köle gibi satılan kadınlar için istiyoruz. Bizler barışı çocuklarımız için istiyoruz. Buradan da bunun sözünü veriyoruz. Çocuklar inanın güzel günler göreceğiz çocuklar. Güneşli güzel günler göreceğiz. Motorları maviliklere, özgürlüklerin maviliklerine süreceğiz. Özgür bir ülkeyi, demokratik barışçıl bir ülkeyi hep beraber inşa edeceğiz."
Tülay Hatimoğulları'nın konuşması sonrası miting sona erdi.