HABER - Güneş OCAĞA

MİT’in de devreye girdiği olayda, oklar abiye döndü.

Diyarbakır Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüne ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma devam ediyor.
Şüphelilerin ifadelerin ardından 11 kişi tutuklanırken, dün tutuklu bulunan amca Salim Güran ise yeniden ifade verdi ve tekrar cezaevine gönderildi. Salim Güran'ın eşi Melek Güran ifadesinde yalanları deşifre ederken, "Eşimden şüpheleniyorum. Cezaevine gidip konuşması için ikna etmeye çalıştım" dedi.

TELEFONUNA KAYIT PROGRAMI YÜKLEMİŞ

Salim Güran, 2 Eylül’de tutuklanmadan önce Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan sorgusunda “olaydan 10 -15 gün önce telefonuma ses kayıt programı indirdim, daha sonra konuştuğum şeyleri hatırlamak için bu programı indirdim. Ben ses kayıtlarını silmedim, ancak olay günü yaptığım arama kayıtlarını sildim, Olay akşamı kardeşim Arif’in ahırında 380 adet mermi yakalandı. Bana bunu haber verdiler. Kayıtları silmekte kötü yapmışım” diyerek kendisini savunmaya çalışmıştı. Yapılan ilk incelemelerde telefondaki kayıtları geri getirilemezken, Whatsapp’ın bağlı olduğu şirket META’da istenilen yazışmaları vermemişti.

MİT DEVREYE GİRDİ

Otomobilinde Narin’in DNA’sı bulunması ve Narin’in cansız bedenini dere kenarına gömen Nevzat Bahtiyar’ın Narin’i kendisine Salim Güran’ın teslim ettiğini anlatmasıyla Salim Güran’ın olay gününe ait telefon görüşmeleri de önem kazandı. Bunun üzerine amca Güran’ın cep telefonu Milli İstihbarat Teşkilatı’na gönderildi. İleri teknolojiyle donatılan Milli İstihbarat Teşkilatı’ndaki siber uzmanları Salim Güran’ın cep telefonunda kendi yüklediği programla kaydettiği konuşma içeriklerine ulaştı.

SİLİNEN TÜM KAYITLAR GERİ GETİRİLDİ

Telefondaki tüm veriler Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Başsavcılık, verilerin anlamlandırılması için veri uzmanları ile bilişim uzmanlarının yanı sıra görüşmelerin Kürtçe yapılması nedeniyle bir de tercüman görevlendirdi.

NARİN YAŞIYOR MU ÖLDÜ MÜ?

Ulaşılan bilgilere göre yapılan bu görüşmelerin arasında en dikkat çekicisi ise Salim Güran’ın yanında işçi olarak çalışan Ramazan Atasoy ile 15.52’de yaptığı telefon konuşması olduğu öğrenildi. Salim Güran’ın Kürtçe konuşarak Atasoy’a “kız yaşıyor mu öldü mü?" sorusunu yönelttiği ortaya çıktı. Bu görüşmenin HTS raporlarına da yansıdığı belirtildi. Soruşturma kapsamında tutuklanan Salim Güran’ın işçisi Ramazan Atasoy’un babası Mehmet Salim Atasoy’a da ifadesinde oğlu ile Salim Güran’ın 15.52’de yaptığı görüşmenin sorulduğu ancak babanın bu görüşme konusunda bilgisinin olmadığını söylediği öğrenildi.

Soruşturmayı yürüten 3 savcı tarafından ifadesi alınan Güran'a Whatsapp arama kayıtlarını neden sildiği soruldu.

'HAYAT KADINLARIYLA GÖRÜŞMELERİM VARDI'

Dün akşam saatlerinde Diyarbakır Adliyesi’nde yeniden ifadesi alınan Salim Güran, "Ben hayat kadınları ile görüşme sağladığımdan ve bu hususun açığa çıkmaması adına bu kayıtları sildim. Başkaca bir amacım yoktur. Çünkü ben sürekli telefonumda bulunan dijital verileri siliyorum. Narin'in ölümüne ilişkin herhangi bir delili yok etme amacı taşımıyorum" dediği öğrenildi.

SALİM’İN OĞLU O GÜNE AİT YAZIŞMALARI SİLMİŞ

Salim Güran’ın oğlu D.G’nin ise sadece Narin’in kaybolduğu 21 Ağustos güne ait arama ve mesajlaşma kayıtlarını sildiği saptandı. Sürekli geçmişe yönelik kayıtları telefonuna silme işlemlerini gerçekleştirdiğini öne süren D.G, “Diğer günleri neden silmediğime dair soruya ilişkin herhangi bir cevabım yoktur” diyebildi.

DAYININ YANGIN ÇIKARDIĞI ŞÜPHESİ

Tutuklanan dayı Mehmet Şevket Kaya’nın da yazışmaları ve arama kayıtlarını sildiği belirlendi. Narin kaybolduktan 2 gün sonra elinde plastik çubukla yangın çıkarmaya çalıştığı ve o günlerde yaşanan elektrik kesintileriyle ilgisi olduğu iddia edilen Kaya, bu iddiaları da reddetti. Yine Tavşantepe Mahallesinde çıkan yangın ile de alakasının olmadığını belirten Kaya; Narin’in kaybolduktan bir gün sonra Salim Güran’ın arayıp Narin’in hastanede olabileceğini söyleyerek hem aileyi hem de Jandarma görevlilerini yanılttığı için pişman olduğunu söyledi.

OKLAR AĞABEY ENES'E DÖNDÜ

Milliyet'in haberine göre ise Silinen ses kayıtları ve mesajların yanı sıra yapılan arama kayıtlarında Narin'in kaybolduğu sırada ve sonrasında büyük amcasıyla görüşmeleri tespit edilen Salim Güran'ın işçisi Mehmet Selim Atasoy ve oğlu Ramazan Atasoy'un yaptığı telefon görüşmelerine de ulaşan jandarma ekipleri, şu ana kadar eldeki bulgu ve belgelerden birinci cinayet zanlısı olarak ağabey Enes'in öne çıktığı, aile kararıyla cesedin taşeron aracılığıyla ortadan kaldırılmaya çalışıldığı üzerinde duruluyor.

ANNE BÜYÜK AMCAYI ARADI

Eldeki veri ve bilgiler doğrultusunda, Narin'in kaybolduğu anda anne Yüksel Güran'ın aradığı ilk isim olarak öne çıkan ve dün yaptığı açıklamayla cinayetin failinin Narin'in cesedini dereye getirip atan Nevzat Bahtiyar olduğunu ifade eden büyük amcanın ifadesinin alınması beklenirken, küçük kızın ağabeyi tarafından öldürüldükten sonra aile meclisi kararıyla cesedinin ortadan kaldırılması için köyün kriminal ailesi olarak bilinen Bahtiyarlar ailesinden Nevzat Bahtiyar'a ortadan kaldırılması için teslim edildiği üzerinde duruluyor.

KOLDAKİ ISIRIK

Narin'in tırnak arasından çıkacak olan deri ve doku parçalarıyla, ağabey Enes'in kolunda bulunan ve Narin'in cesedinin bulunmasından önce "küçük ağız yapısına uygun, insan ısırığı" yorumu bırakılan ağabey Enes'in kolundaki ikinci ısırığın kime ait olduğu yönündeki tespitin de katilin belirlenmesinde büyük etken olacağını ifade eden Adli Tıp Kurumu yetkilileri, her ne kadar üzerinde başka insan DNA'sı bulunmasa da küçük kızın bozulmaya yüz tutan cesedi üzerinden bir istismar veya istismar girişimine uğramadığını söylemenin pek belirgin olmayacağını ifade ediyor.

Muhabir: Güneş OCAĞA