Ahmet SÜMBÜL

DİYARBAKIR - Tarihi boyunca coğrafi konumu ve verimli arazileriyle medeniyetleri bağrında yaşatmış olan Diyarbakır, Ortaçağ'dan günümüze kadar devam eden süreçte de ticaret merkezi konumundaydı. Doğu ile batının ticaret alışverişinde bir ana artel görevi gören Diyarbakır, bir zamanlar ünlü olan hanları ile ticaret kervanlarını barındırırken, tarihi hamamları da hem gelen konuklara hem de yerli halka hizmet sunuyordu.

Adları paşalarla, kadılarla, beylerle anılan ya da inşa ettiren paşalarla veya barındırdığı meslek erbaplarının uğraştığı işle anılan han ve hamamlardan eser yok şimdi. Tarihi hamamların tamamına yakını ya yıkık durumda veya depo-dükkan olarak kullanılıyor. Hanlardan ayakta kalanlar ve bir elin parmağını bile geçmeyenler ise konaklama, cafe ve yiyecek-içecek sektörüne hizmet sunuyor günümüzde.

Ticaret yollarının kavşağındaki Diyarbakır

Coğrafi konumu nedeniyle bölgeleri birbirine bağlayan ana yolların kesiştiği bir noktada bulunan Diyarbakır, stratejik konumu nedeniyle kentte hakimiyet kuran her medeniyet için ekonomik ve siyasi olarak önemli bir merkez olma özelliğini korumuştur. Tarihin her döneminde ticaretin ve mal alışverişinin yoğun yaşandığı yerlerde konaklama ihtiyacı olarak hanlar ortaya çıkmıştır. Buralar, hem mal alışverişinin yapıldığı yerler, hem de konaklama görevi görmüştür.

Kente atanan birçok vali, bu ihtiyacı göz önünde bulundurarak han ve kervansaraylar yapmayı ihmal etmemişlerdir.

Kervanlar ve yolcular için inşa edilen hanlar

Eskiden kentlerdeki konaklama yapısına 'Han' ya da 'Kervansaray' denilmekteydi. Hanlar ve kervansaraylar, kentlerin ulaşım sistemine ve ticaret bölgelerinin konumuna göre önemli noktalarda konumlandırılmakta, kervanların ya da yolcuların güvenle konaklamaları için yapılmaktaydı. Bu yapılarda mal ve eşyanın depolanması, satılması yanında yolcuların, hayvanların barınması, çeşitli büro hizmetlerinin yerine getirilmesi gibi çeşitli işlevler yer almaktaydı.

Hanlar, birçok ihtiyaca cevap oluyordu

Yapılan hanlar genellikle iki katlı olup zemin kat depo, ahır, onarım atölyeleri gibi servis kısımlarına, üst katlar ise tümüyle konaklayanların yatması ve barınması için ayrılırdı.

Tek avlulu ve ahır kısmı avluya bitişik olan erken hanlardan, zamanla, yolcu odaları ve ahırları için birbirine bitişik ayrı avluları bulunan örnekler de gelişti. Hanların sokak ve cadde yönüne bakan bölümleri genelde dükkan olarak kullanılırdı. Kuyum, giyim, puşi, gümüş, ipek, deri işi ürünler ve gıda satan bu dükkanlar, bir mağaza görevi görürdü.

Tamamı kesme bazalt taştan inşa edildi

Hanlar yapı malzemesi olarak taş ve tuğla kullanılırken, örtü sisteminde ise tonoz, kubbe, ahşap çatı, bazen de toprak dam uygulanırdı. Hemen hemen yapılan tüm hanların ortasında ise bir şadırvan bulunurdu. Yüzyıllar boyu ticaretin göz bebeği olmuş ve konuklarını olmuş olan tarihi hanlarda, bölgenin geleneksel yapı malzemesinin taş olması sebebiyle yapılarda bazalt, kalker, tuğla ve kireç taşı kullanılmıştır. Diyarbakır'daki hanların tamamında bunu görmek mümkün.

Çok azı günümüze kadar ulaşabildi

Diyarbakır'ın önemli ticaret yolları üzerinde bulunması, bazı yapıların gelişmesine neden olmuştur. Bunların başında hanlar gelmektedir. Diyarbakır'da bulunan hanlar Osmanlılar döneminde yapılmış olup, bu devrin mimarisinin en güzel örneklerindendir. Bu yapılardan günümüze ancak birkaç tanesi ulaşabilmiştir. Bunlar, Deliller Hanı (Hüsrev Paşa Hanı), Hasan Paşa Hanı, Sülüklü Han ve Çifte Han'dır. (Borsa Hanı olarak da bilinen Çifte Han, halen harabe ve atıl durumda ancak yıkılmamıştır.)

Hanların çoğu tarihe karıştı

Diyarbakır'da ayakta kalan bu hanların dışında ise Tütün Han, Rüstem Paşa Hanı, Kayseriye Hanı, İpekoğlu Hanı, Han-ı Cedid, Sipahioğlu Hanı, Halit Ağa Hanı, Şevketlü Han, Gümüşhaneli defterdar Hanı, Börekçiler Hanı, Alaca Han, İskenderoğlu Hanı, Karataş Hanı, İshakoğlu Hanı, Zincir Han, İbrahim Paşa Hanı ve Melet Ahmet Paşa Hanı ise tarihe karışmış durumda. Bu hanlardan bazılarının yeri seyyahların yazdıkları seyahatnamelerde veya salnamelerde belirtilirken, bazılarının şimdi yeri bile bilinmiyor.

Ayakta kalan Diyarbakır hanları

Hüsrev Paşa Hanı (Deliller Hanı) : Mardin kapısının hemen karşısında olan bu han Diyarbakır'da ayakta kalmış en önemli hanların başında gelmektedir. Diyarbakır'ın ikinci Osmanlı valisi olan Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Deliller Hanı olarak da bilinen yapının bu adı almasının nedeni, hacı adaylarına rehberlik yapan delillerin burada konaklamasıdır.

Oldukça geniş bir alanı kaplayan hanın, ortasında kareye yakın geniş bir avlusu bulunmaktadır. Bu avlunun etrafında bulunan ve iki katlı revaklı geçişlerin arkasında konukların kalabileceği odalar yer alır.  Avlu ortasında bir şadırvan bulunmaktadır. Girişle ve girişin tam karşısında bulunan merdivenler, üst katla bağlantıyı sağlamaktadır. Odaların revaklı geçişlere ve oradan da avluya açılan kapılarının yanında bir de pencere bulunmaktadır.

Han dükkanları günümüzde de kullanılmakta

Hanın ahır ve depo olarak kullanılan ikinci kısmına, güneydeki bir han odasının geçit olarak kullanılacak şekilde düzenlenmesi ile geçilmekteydi. Ahır kısmında tek sıra halinde dizilmiş pencereler bu bölümün aydınlatılmasını sağlardı. Hanın dışında tek yönde sıralanan ve günümüzde de aynı işlevi gören dükkanlar, ana caddeye bakacak şekilde sıralanmıştır.

Turizm sektörüne hizmet sunmakta

Dışarıdan bakıldığında, ahır kısmı tek kat, odaların yer aldığı ana bölüm çift kat olarak yükselmektedir. Deliller Hanı, siyah bazalt taş ve beyaz kalker taşının beraber kullanılması ile inşa edilmiştir. Bu han, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 49 odalı ve 103 yataklı otel olarak kiraya verilmiş ve halen Kervansaray Oteli olarak konaklama ve hizmet sektörüne hizmet sunmaktadır.

Tanzimat döneminde askeriyeye tahsis edildi

Deliller Hanı, 20 Haziran 1603 tarihli bir vakfiyede "Mardin kapusu Menzil Han" şeklinde geçmektedir. Söz konusu handa XIX. yüzyılda Hacı adayları ve delillerin yanı sıra, 1817 tarihinden itibaren askerlerin de kaldığı görülmektedir. II. Mahmud ve bunu takip eden Tanzimat döneminde ise Deliller Hanı büyük ölçüde askerin ikametine tahsis edilmiş ve depolarına askeri malzemeler konulmuştur.

Yüz yıl önce Diyarbakır'ın en önemli hanı idi

Bu handa 1842 tarihinde önemli sayıda asker kaldığından, 11 Nisan 1842 tarihli Vilayet Masraf Defteri'ndeki bir kayda göre 893 kuruş sarf edilerek, harap olan yerleri tamir edilmiştir. Deliller Hanı 18. ve 19. yüzyıllarda Diyarbakır'ın en önemli hanlarının başında yer almaktaydı. Daha önce deve ve atların gecelediği ve yaklaşık 6-7 metre yüksekliğinde ahır olarak yapılmış hanın alt bölümü günümüzde kapalı restoran olarak kullanılmaktadır.(Sürecek)

Editör: TE Bilişim