Türkiye’nin iplik üretiminde önde gelen firmalarından olan Kale İplik, Fırat Elyaf ve Fiberteks Tekstil, geçtiğimiz günlerde konkordato talep etti. Talep daralması, tedarik zincirindeki değişim ve ithalat ‘sorunları’ nedeniyle şirketler ya üretime ara veriyor ya da kepenk indiriyor. Tekstil sektörü önümüzdeki dönemde de istihdam daralması öngörüyor. Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mehmet Türkmen, istihdam kaybına ilişkin saha gözlemlerinin olduğunu belirterek, on binlerce çalışanın işsiz kalabileceğine dikkat çekti.
‘FİRMALAR KAPANIYOR İŞÇİLER KAPI ÖNÜNE KOYULUYOR’
Covid-19 pandemisinin çıktığı Asya’da tekstil sektörü, sermayesini özellikle ucuz iş gücü nedeniyle Türkiye’ye taşıdı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği verilerine göre tekstil endüstrisinin yoğunlukla bulunduğu Antep’te 2019 yılında 440 tekstil firması kuruldu, aynı yıl içerisinde 304’ü kapandı. Bu veri bir sonraki yıl olan 2020’de 548’e yükseldi. Ancak aynı yıl içinde 263’ü kepenk indirdi. Tekstil sektöründe uzunca bir süredir daralmanın devam ettiğini artıgerçek’ten Osman Çaklı’ya söyleyen sendikacı Mehmet Türkmen, sahadaki işçilerden de bu yönde bilgiler aldıklarını söyledi.
Antep’teki pek çok fabrikanın haftalarca üretime ara verdiğini sözlerine ekleyen Türkmen, tamamen kapanan firmalar da olduğunu kaydetti. Türkmen, yakın zamanda bin işçinin çalıştığı Bayteks’in iflas ettiğini duyurduğunu ve işçilerin kapının önüne koyulduğunu anlattı. Türkmen, bölgede kapanan diğer firmalarla ilgili şunları ifade etti: “Aynı şekilde Mem-Fa fabrikası haftalardır kapalı ve işçilere açıklama yapmıyorlar. Daha bir hafta önce Arka Halı’nın fabrikasına işçiler çalışırken haciz geldi. Üretim devam ederken bilgisayarlar söküldü, işçiler eve gönderildi ve bir açıklama yapılmıyor. Yine Bur-Teks diye başka bir firma işçileri üç hafta ücretsiz izne gönderdi.”
6 Şubat depremlerinden etkilenen Maraş’ta da hala çok sayıdaki fabrika tam kapasite üretime devam edemiyor. Hem küresel hem de bölgesel nedenlerden dolayı çalışmaya devam eden firmalarda kimi bölümleri kapatmak zorunda kalıyor.
‘PANDEMİDE BÜYÜDÜLER, KOŞULLAR ORTADAN KALKINCA ÜRETİM GELDİĞİ YERE DÖNDÜ’
Mehmet Türkmen, sorunun anlaşılması için tekstil sektörünün pandeminin başında yaptığı hamleleri hatırlamak gerektiğini düşünüyor. Dünyada pandemiyle birlikte tedarik zincirinin önemli oranda değiştiğini söyleyen Türkmen, şöyle devam etti:
“Tekstil gibi ucuz iş gücüne dayalı sektörler genelde Asya ülkelerinde üretim yapıyordu. Pandemi buraları daha erken ve daha çok etkilediği için Türkiye’nin lokasyon avantajı ve ucuz iş gücü açısından rekabet etme gücü oldu. Patronlar da bunu fırsata çevirerek, üretimin bu tarafa kaymasını sağladılar. Pandeminin ilk iki yılında tekstil sektörü Türkiye’de tarihinin en büyük, büyüme rekorlarını kırdı. Bugüne nasıl gelindiğini söylemeden mevzu çok anlaşılmıyor. Pandemi döneminde kapasite oranı, istihdam artışı, yeni firmalar ve kar rekorlarının artmasıyla çok fazla büyüdüler. Pandemi koşullarının ortadan kalkmasıyla birlikte üretimler yeniden geldiği yerlere kaymaya başladı.”
FAİZ-ENFLASYON VE SERMAYE TRANSFERİ
Türkiye’deki firmaların bir kısmı da kapatmak yerine daha ucuz iş gücü olan ülkelere yönelmeyi tercih ediyor. Sadece Mısır’da üretim yapan 35 firma olduğunu aktaran Türkmen, sorunlarda AKP hükümetinin mayıs seçimlerine kadar sürdürdüğü faiz-enflasyon politikasının etkili olduğunu belirtti.
“Bu tür ihracata dayalı sektörlerin patronlarına sermaye transferi gerçekleştirdi. Politik bir iş birliğinden bahsediyorum. İstihdamı diri tutmak için bu kesimlere ucuz kredi verdiler. Bu ısrarın Türkiye’yi getirdiği ekonomik daralma görüldü. Mehmet Şimşek’le rasyonel model dedikleri modele döndüler. Sermaye bu tür krediler ile yatırım yapıyordu. Bu sektörde patronlar, bütün yatırımların devlet tarafından yapılmasına alıştılar. Ekonomideki yöntem değişince kapanmalar, daralmalar yaşandı.”
İTHİB: İTHALATA EK VERGİ GETİRİLMELİ
İşten atmaların ve kapanmaların bir süre daha devam edeceği uyarısında bulunan Türkmen sorunun sadece istihdam azalmasına değil, işten atılma korkusu olan işçilerin daha fazla sömürülmesine neden olacağını belirtti. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) yaptığı açıklamalar ile dış ticaret açığının büyümeye devam ettiğini ve maliyetlerin yükseldiğini belirtiyor. Birlik, ithalata ek vergi getirilmesi gerektiğini de savunuyor. Bakanlık düzeyinde soruna el atılması gerektiğini ifade eden İTHİB, büyük firmaların kapanmasıyla Türkiye’de üretici bulunamaması gibi sorunların doğabileceğine işaret ediyor.