Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasının 90. yıl dönümünde Bilecik'te düzenlenen "Türk Kadınlarına Seçme ve Seçilme Hakkı Verilmesi ve Atatürk’ün Bilecik’e Gelişi Programı'nda" konuşan CHP Genel Başkanı Özel, Meclis'teki 600 milletvekilinin sadece yüzde 20'sinin kadın olduğunu belirterek, 1935 seçimlerinin ardından Meclis'teki kadın milletvekili oranının şimdiki orandan daha fazla olmasına dikkati çekti. Özel, iktidara geldiklerinde İstanbul Sözleşmesi'ni tekrar yürürlüğe alacaklarını belirterek, şunları kaydetti:

"5 Aralık 1934 genç cumhuriyetimizin genel seçimlerde kadına seçme ve seçilme hakkını tanıdığı gün. Bu yürüyüş 1930'larda başladı ancak 1934'te TBMM'de seçilme hakkının alınmasıyla önemli bir aşamaya geldi. 1935 seçimlerinde Meclise 18 kadın milletvekili girdi. Bu oran bir daha çok uzun yıllar yakalanamadı. 600 sandalyeli bugünkü TBMM’de 119 kadın milletvekilimiz var ve oran sadece yüzde 20. Fransa gibi veya diğer Avrupa ülkeleri gibi çok daha genç bu haklara kavuşabilmiş ülkelerde artık kadınlarla erkeklerin eşit temsili anayasal güvence altında ve yerleşmiş uygulama olarak devam ediyor. Haklı olarak Türkiye'deki kadın hareketi eşit temsili çok uzun süredir özlemekte hedeflemekte ve bu konuda yürümekte. CHP olarak bu yürüyüşe önce yüzde 20'lik sonra yüzde 30 sonra yüzde 33'lük kadın kotalarıyla omuz verdik, destek verdik. Bu sene 4 - 9 Eylül arası Ankara'da gerçekleştirdiğimiz değişim kurultayımızda tüzüğümüzü bundan böyle yapacağımız 3 seçimde yüzde 40'a 45'e ve 50'ye vararak eşit temsili bundan en geç 6 ile 8 yıl içinde yakalayacağımız o güne kadar güvenli adımlarla ilerleyeceğimiz iradeyi partimizin anayasasına derc ettik. Türkiye'yi yönettiğimiz ve anayasayı değiştirebilecek çoğunluğa, Meclis gücüne sahip olduğumuz gün bir an bile duraksamadan Türkiye'de eşit temsili anayasamıza kazandıracağız.

"GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK GÖZÜNÜ BİLE KIRPMADAN CUMHURİYETİ TÜRK GENÇLİĞİNE EMANET ETMİŞTİR"

Cumhuriyetin 100. yılında yaptığımız kongremizde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir siyasi parti çoklu yarışla genel başkan değişikliği yaptı. Geçmişe duyulan vefa, saygı her yaş grubundan yol yürüdüğümüz siyaset arkadaşlarımızın birikimlerine olan sahiplenme ile 3 önemli adım atıldı. Bu adımlar Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bize emanet yönetim anlayışıydı. Bilime inanmak, bilimsel araştırmalarla mevcut belediye başkanlarımızın durumunu araştırmak, milletin gönlündelerse tekrar adaylaşmalarını sağlamak ama milletin gönlü değişimden yanaysa o konuda en doğru adayları bilimsel yollarla saptama yöntemine gittik. İkinci adım gençlere olan güvendi, şüphesiz ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk kendisi bir askerdi ve Cumhuriyeti pekala silahlı kuvvetlere, Genelkurmay Başkanlarına, başkomutanlara emanet edebilirdi. Ama böyle yapmamıştı. Kendisi güçlü bir siyasetçiydi, CHP genel başkanlarına cumhuriyeti emanet etmemişti. Kendisi devletin başıydı, Devlet başkanlarına, cumhurbaşkanlarına cumhuriyeti emanet etmemişti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk gözünü bile kırpmadan Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etmiştir. Çok genç kadrolarla, 43 yaşındaki bir Parti Meclisiyle Cumhuriyet Halk Partisi'ni yönetiyorum. 46 yaşındaki bir Merkez Yönetim Kurulu'na CHP’nin Genel Başkanlık görevini üstlenmiş durumdayım.

"KADINLARIN SİYASETTE KATILIMINI ARTTIRMAYI, KADIN ADAYLARIN SAYISINI ARTTIRMAYI BİRİNCİ PRENSİPLİĞİMİZ OLARAK ORTAYA KOYDUK"

50 yıldır CHP siyaset kalesinin başarı kapısından içeri giremiyordu. İlk kilidi bilimselliğe inanarak çağdaş bilimsel yaklaşımla, ikinci kilidi gençlerle açmıştık. 3’üncü kilidi Atatürk yine tarihimizde bulunduğu yere emanet etmişti ve biz kadınlara güvenmeyi, kadınların siyasette katılımını arttırmayı, kadın adayların sayısını olabildiğince arttırmayı birinci prensibimiz olarak ortaya koyduk. Tüzüğümüzde olan yüzde 30 yüzde 33 kadın temsil maddesi belediye meclislerinde uygulanıyordu. Ancak yapılan ya ön seçimlerde gerilerde kalıyorlar ya da yapılan tercihlerde hep arka sıralarda oluyordu. Yolladığımız genelge ile belediye meclislerinde ilk 3 sıradan birinin kadın, ikinci üç sıradan birinin kadın, üçüncü üç sıradan birinin kadın olmasını, pencere yöntemiyle bu adaleti sağlanacağını, yapılan ön seçimlerde delegelerimize bu yönde oy kullanmaları ile ilgili gerekli uyarıların yapılmasını ifade etmiştik. Türkiye'de 7 kat artışla tam 6 bin 150 kadın belediye meclis üyemiz görev yapmaktadır. Yüzde 350'lik bir artışla Türkiye'de 36 kadın belediye başkanı görevdedir. Bu belediye başkanları sembolik beldelerde, küçük ilçelerde değil, büyükşehirlerin metropollerinde ya da Edirne gibi, Bilecik gibi şehirlerimizde, hatta yanı başımızdaki Eskişehir gibi, Tekirdağ gibi, Aydın gibi şehirlerimizde bu görevleri büyük başarıyla üstlenmektedirler. Cumhuriyetin kalesi olan aydınlanmanın yüzü olan İzmir’imizde Cumhuriyet tarihi boyunca altı kadın belediye başkanı tüm partilerden seçilmişken, şu anda gösterdiğimiz dokuz kadın belediye başkanının sekizi görevinin başındadır. İzmir'in en büyük dört metropol ilçesinden üçü Cumhuriyet kadınları yönetmektedir. Bundan sonraki yürüyüşümüz buna uyumlu olacak. Afyon'da Burcu Köksal'la Edirne'de Filiz Gencan’la, Bilecik'te Melek Mızrak Şubaşı ile illeri yönetirken, Eskişehir'de, Tekirdağ'da, Aydın'da büyükşehirleri yönetirken, Seyhan gibi, Merkezefendi gibi, Karşıyaka gibi, Konak gibi, Karabağlar, İzmit, Maltepe ve Üsküdar gibi Türkiye'nin en bilindik en yoğun nüfusu, en metropol  ilçelerini de CHP kadınların yönetiyor olmasından büyük bir mutluluk duyuyoruz.

"CHP, AİLEDEN SORUMLU BAKANLIĞI ZATEN GELECEK İKTİDARINDA İKİYE AYIRACAK"

Sayın Erdoğan, kabinesinde 17 bakan ve bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı vardır. Toplam kendisi dışında 18 kişiden oluşan kabinesine karşı, CHP’nin de 18 kişiden oluşan gölge kabinesi vardır. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kabinesinde bulunan kadın bakan sayısı birdir ve o kadın bakan aileden sorumludur. Aslında mevcut duygu durumu kadını zihinde nasıl konumlandırıldığı açıkça ortadadır. Kadını sadece aile ile çocuk bakmakta, yaşlısına sahip çıkmakla, engellisine bakmakla, yemek pişirmekle, kocasını beklemekle kafasında konumlandıran anlayışa karşı CHP, Aileden Sorumlu Bakanlığı zaten gelecek iktidarında ikiye ayıracak. Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Kadın ve Eşitlik Bakanlığı olacak. Bugün bulunan 18 bakanlığa karşı koyduğumuz 18 kabine üyemizin dokuzunun kadın olduğunun altını çizmek isterim. Tayyip Erdoğan kadına 'Senin yerin evin meşguliyetin ailen. Bir kabinede bakan olacaksa bir tane olsun o da aileden sorumlu olsun' derken o aslına kadınlara 'Sen ne anlarsın Dışişlerinden, sen ne anlarsın İçişlerinden, sen ne anlarsın Milli Eğitimden, sen ne anlarsın kültür sanattan, sen ne anlarsın ulaştırmadan bunlar erkek işi. Sen evinde oturduğun gibi kabinede sadece aileden sorumlu olabilirsin' demektedir. Bu yüzden CHP bir yıldır hayata geçirdiği yeni ve dinamik yönetim anlayışında kadınlara eşit temsili sözle değil gerçekten yaşayarak kendi iktidar alanlarında yaşatarak ve bu konuda kararlı adımları büyük bir cesaretle atarak bugünkü yürüyüşüne iktidar yürüyüşüne devam etmektedir.

"İKTİDARIMIZIN İLK BAŞINDA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ TEKRAR YÜRÜRLÜĞE KONULMAK ÜZERE TBMM’YE GÖNDERİLECEKTİR"

CHP kurulduğu günden beri Türk Kadınları Birliği ile omuz omuza yol yürüyen ve sürekli kadın hakları ile ilgili mücadeleler veren, özellikle birinci Cumhurbaşkanı ve birinci genel başkanımız Mustafa Kemal Atatürk'ün ortaya koyduğu devrimci vizyonu bu dönemde sahiplenen anlayışla adımlarımızı hep birlikte yapmaya devam edeceğiz. İktidar değiştiğinde elbette en temel işlerden en temel adımlardan bir tanesi kadın erkek eşitliği siyasette cinsiyet eşitliği toplumsal cinsiyet eşitliği noktasında üzerimize düşen yasal düzenlemeleri günü gelince anayasal düzenlemeleri gerçekleştireceğiz. İktidarımızın başında yapılacak iki iş var. Bunlardan bir tanesi Cumhurbaşkanımızın yapacağı iştir. O gün İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanı tarafından tekrar yürürlüğe konulmak üzere TBMM’ye gönderilecektir. Ve ben partinin genel başkanı olarak odamda bir kalem muhafaza ediyorum. 2011-2015 yılları arasında birlikte görev yaptığımız kadın milletvekillerimiz beni ziyarete geldiklerinde yönetim anlayışımızı, kabinemizdeki eşit temsili, yaş ortalamamızı, biraz önce bahsettiğim tüm bu detayları bilerek bana içinde mor mürekkep olan bir dolma kalemi hediye ettiler ve dediler ki “Sen kadınlarla ilgili çok önemli adımlar atıyorsun. Bu kalemi size hediye ediyoruz”. Ben de dedim ki bu kalemi hiç kullanmayacağım. Bu kalemi alıyorum ve bu kalemi İstanbul Sözleşmesi Meclise yeniden geldiğinde onu teklif etmek için kanun teklifinin altına imza attığım güne kadar saklayacağım diye söz verdim, bu sözümü burada tekrar ediyorum.

"ÇARE EŞİTLİKTE"

Biz toplumun tüm kesimleriyle CHP’nin gerek kadın kolları gerek ana kademesi olarak her türlü işbirliğini açığız. Bundan sonra emeğin sömürüsünün önüne geçmek için kadına yapılan haksızlıkların önüne geçmek için geçtiğimiz haftalarda birlikte gerçekleştirdiğimiz bir toplantının hem sloganını hem sonuç bildirgesinin özeti yerine geçebilecek o kelimeyi tekrar etmek isterim. Çare eşitlikte. Ekonomide de çare eşitlikte, sosyal yaşamda da çare eşitlikte. Adalette de çare eşitlikte, anayasa yaparken, yazarken uygularken de çare eşitlikte. Biz çarenin eşitlikte olduğunun inancıyla ve bütün dertlerin bütün şanssızlıkların bütün sıkıntıların bütün haksızlıkların ve eşsizliklerin çaresinin de olduğunu hepsinin var bir çaresi onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi."

Kaynak: ANKA