Rama, bu yeni oluşumun dinler arası hoşgörüyü teşvik etmek amacıyla yapılacağını ve Arnavutluk’un egemenliğine zarar vermeyecek şekilde tasarlanacağını belirtti.
"Vergi, polis, ordu gibi unsurlardan yoksun, ama manevi bir yönetim olacak" diyen Rama, bu planın hem Arnavutluk’un tarihi mirasına hem de Bektaşi tarikatına olan bağlılıklarını simgeleyen önemli bir adım olduğunu ifade etti.
VATİKAN’A BENZEYEN BİR EGEMENLİK YAPISI
Bektaşi tarikatının dünya merkezi olarak kabul edilen bu yeni devlet, "Vatikan tarzı" bir egemenlik yapısına sahip olacak. Rama, bu yeni manevi devletin, Arnavutluk’un egemenliğine karşı herhangi bir tehdit oluşturmayacağını ve sadece sembolik bir yapı olacağını vurguladı. Özellikle, devletin vergi, polis ve ordu gibi geleneksel unsurlardan yoksun olacağına dikkat çekildi. Ancak, bu manevi merkez, Bektaşi inancının ve tarihi bağların önemli bir simgesi olacak.
Başbakan Rama, açıklamasında, Bektaşi tarikatının tarihsel olarak hem Arnavutluk'ta hem de bölgedeki diğer ülkelerde büyük bir manevi öneme sahip olduğuna işaret etti. Tarikatın dünya merkezi olan bu yeni yapının, dinler arası hoşgörüye katkı sağlayarak, hem Arnavutluk’taki hem de bölgedeki farklı dini inançlar arasında barışçıl bir anlayışın teşvik edilmesine yardımcı olacağı ifade edildi. Rama, Bektaşi tarikatı için böyle bir devlet kurmanın, özellikle dini hoşgörüye dayalı bir model sunacağını ve bu adımın dünya çapında da bir örnek teşkil edebileceğini belirtti.
Bektaşi tarikatı, Osmanlı İmparatorluğu’nda 13. yüzyılda sufiliğe dayalı olarak kurulan bir inanç sistemidir. 1925'te Türkiye Cumhuriyeti tarafından tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla, Bektaşi merkezi Arnavutluk'a taşınmıştı. Bu süreçten itibaren, Arnavutluk, Bektaşi tarikatının manevi merkezi haline gelmiş ve tarikat, bölgedeki birçok ülkede büyük bir takipçi kitlesine sahip olmuştur. Yeni kurulacak manevi devletin, bu tarihsel mirası yaşatması ve Bektaşi inancına sahip olanları bir araya getirmesi bekleniyor.
Bektaşi tarikatı için kurulacak bu manevi devletin, dünya çapında bir dini yapı olarak kabul edilmesi ve Arnavutluk’a uluslararası alanda yeni bir kimlik kazandırması bekleniyor.
