ÖZEL HABER - Sertaç KAYAR / Güneş OCAĞA

8 yaşındaki Narin Güran cinayeti davasında 2’nci duruşması Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci gününde Salim Güran’ın avukatının savunması ile devam ediyor.

Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ esas hakkında savunma yaptı. Akdağ “21 Ağustos’ta Narin kayboldu, Salim DNA yüzünden 30 Ağustos’ta gözaltına allındı. Nevzat ise 8 Eylül’de gözaltına alındı. Nevzat ilk anda tespit edilebilseydi, yani Salim’den önce yakalansaydı hiçbir kurgusu olmayacaktı.

Nevzat’a çalışma, tasarlama ve suçu birinin boynuna bırakma fırsatı verildi. Nevzat iki buçuk hafta sonra gözaltına alındı. O da kendisi itirafçı olmuş değil, kendisi de teslim olmuş değil. Aksine oğlunun evinde yatağın altında bir korkak gibi saklanırken yakalandı. Yakalanmasının sebebi günler sonra Jandarma’nın olay yerini gören Çiftlik kamerasına bakmayı akıl etmiş olmasıdır. Çiftlik kamerasına tam 19 gün sonra bakıldı. Daran 2 ‘ye 19 gün sonra bakıldı. Dönen kameralar silindi. İhmaller zinciri saymakla bitmez. Çiftlik kamerasını incelediklerinde kırmızı arabanın dereye indiğini fark ettiler ve ancak öyle Nevzat yakalandı” dedi.

“Gözaltına aldıklarında Nevzat bize iki ayrı hikaye anlattı” diyen Akdağ şöyle devam etti: “Daha sonra bu hikayeleri giderek çoğaldı. Birinde dedi ki Anca Salim arabasının ön koltuğunda, bakın bagajda değil, arka koltukta değil, herkes görecek şekilde ön koltukta cesedi taşıyordu. Bunu neden böyle söylüyor. Çünkü soruşturma makamı gizlilik kararı verdiği dosyadan, aleni olarak çarşaf çarşaf kendi eli ile DNA raporları dahil tüm belgeleri aleme servis ediyordu. Nevzat da 30 Eylül tarihli Van Kriminal’in raporundaki DNA’nın nerde bulunduğu bilgisini medyadan öğreniyor.  

O yüzden bagaj demiyor, o yüzden arka koltuk demiyor. ‘Ben arabadan indim o da arabadan indi, arabanın ön koltuğunu göstererek bunu ortadan kaldır yoksa seni ve aileni öldürürüm. Yaparsan da sana 200 bin veririm’ dedi. ‘Arabanın bagajında çuval var mı?’ dedi. ‘Bagajdan çuval çıkardım. Birlikte çuvala koyduk. Dere kenarına götürdüm’ dedi. Hikaye bu kadar. Bir gün sonra savcılıkta hikayeyi değiştirdi. Dedi ki ben aslında hortumumla bahçeyi suluyordum. Bana Salim yukarıdan bağırdı ‘bekle geliyorum, bir yere gitme işim var seninle dedi. Sonra yanıma arabayla geldi, beni takip et dedi. Biz beraber mezarlık yoluna gittik. Arabalarımızdan indik’ dedi. Bu kez cesedi orda çuvala koymadığını, Salim’den battaniye içindeki cesedi battaniyeyi sıyırarak teslim aldığını, evine götürdüğünü evinde çuvala koyduğunu, çuvalla dereye götürdüğünü anlatıyor.”

Av. Onur Akdağ savunmasını şöyle sürdürdü: “Burada Jandarma’nın çok büyük kabahati oldu. 19 gün boyunca çocuk bulunamadı. Bakılması gereken yerlere bakılmadı, yapılması gerekenler yapılmadı ve Nevzat ilk başta tespit edilemedi. Fail tespit edilemeyince de olur olmaz tutanaklar ihdas ettiler. Fail bulunamayınca fail üretmeye kalktılar. Çok net söylüyorum, Jandarma mesela ilk Ahmet isimli kişiyi tutuklasaydı, Nevzat ifadesini ona göre kurgulama zamanına da sahipti. Salim’den sonra tam 9 günü vardı. Bir de Jandarma Komutanı’nın 3. gün verdiği talihsiz müjdeli haberini unutmayalım. O arada Narin 3 gündür derenin altındaydı. Kolluk, cinayeti çözemeyince agresifleşti. Agresifleşince de hatalar yaptı. Hatanın da ötesinde kasıtlı olarak yani ailenin işkence iddiaları, yalan yanlış tutanakları, yok bunun bununla ilişkisi varmış da bunun yengesiyle ilişkisine yönelik bilgi varmış falan.”

Akdağ “Neticede, Jandarma 40 yılın başında eline bir cinayet soruşturması geçince bocaladı, eline yüzüne bulaştırdı ve hırsına yenildi. Bu iş polislere verilseydi böyle olmazdı. Jandarma her ifade ile başka bir hikayenin peşine düştü. Kim ne dediyse, çocuğun en son görülme saati ona göre değişti. Saatler değişti, zamanlar değişti, failler değişti, her bir hikayenin peşinden koştu. İş çözülemez hale geldi” şeklinde konuştu.

Muhabir: Sertaç KAYAR / Güneş OCAĞA