Emine Şenyaşar, 846 gün Urfa Adliyesi'nin önünde, kavurucu sıcakta, yağmurda, soğukta Adalet Nöbeti tuttu. Gözaltına alındı, darbedildi ama vazgeçmedi. Urfa'daki nöbeti sonuç vermeyince nöbetini Ankara'ya, Adalet Bakanlığı'nın önüne taşıdı. 124 gün de Adalet Bakanlığı'nın önünde nöbet tuttu. Bakanla görüştü, sözler aldı ama sonuç alamadı. Sesini duyurma kararlılığından gene vazgeçmedi Şenyaşar. Bu kez “Bu katliamın cezasız kalmasında katliama sessiz kalan Meclis'in de sorumluluğu var” diyerek nöbetini Meclis'e taşıdı.
“BU ZULÜM BİTSİN, BEN DE EVİME GİDEYİM”
7 yıldır evine gidemediğini söyleyen Emine Şenyaşar, yaşadıklarını şöyle anlattı: "İş yerimizi taradılar, hastanede çocuklarımı katlettiler. Artık bu zulmü kaldıramıyorum. Daha önce de Urfa Adliyesi önünde nöbet tuttuk. Her gün bize zulmediyorlardı. Bizi nezarete koydular, darbettiler. 6 yıldır zulüm altında yaşıyoruz. Dizlerimden ameliyat oldum, gözlerimden ameliyat oldum, boğazımdan ameliyat edecekler. Oğlumun serbest kalmasını istiyorum. Yeter artık bu zulüm bitsin, ben de evime gideyim."
“ÇOCUKLARIMIN NASIL KATLEDİLDİĞİNİ İZLESİN”
Hastanedeki güvenlik kamerası kayıtlarının devletin elinde olduğunu söyleyen Emine Şenyaşar, kayıtları Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın da izlemesini istedi. Şenyaşar, “Çocuklarımın hastane içinde nasıl katledildiğini görsünler. Neden bu zulme hala sessiz kalıyorlar? Onların da çocukları var, evlatları var. Beni anlasınlar. Hiç sebepsiz yere çocuklarımı hastanede öldürdüler. Ben ve eşim çocuklarımızın durumunu öğrenmek için hastaneye gittik, eşimi de benim gözümün önünde linç ederek öldürdüler. Katliamdan sonra hastanedeki tüm delilleri yok ettiler, kamera kayıtlarını sakladılar" diye konuştu.
‘EMİNE ERDOĞAN DA ANNE, HİÇ Mİ SESİMİ DUYMUYOR?’
Şenyaşar, “Emine Erdoğan hiç mi sesimi duymuyor? O da anne” cümlesini de sözlerine ekledi.