Haber- İbrahim İnanç Yıldız
Dünya sosyal hizmetler günü dolasıyla SES Amed Şubesi’nde basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçiler Sendikası (SES), Sosyal Hizmet Uzanlar Derneği(SHU-DER), Emekliler Meclisi Sendikası üye ve yöneticileri katıldı. “Sosyal hizmet; sadaka ve lütuf değil, haktır!” pankartının açıldığı basın açıklamasını SES Amed Şube Yöneticisi Eray Erdem okudu.
Sosyal Hizmet Günü vesilesi ile sosyal hizmetler alanının ve çalışanların sorunlarının çözülmesini talep eden Erdem, taleplerini şöyle anlattı:
“Özellikle idarecilerin belirlenmesinde hangi liyakat unsurlarının göz önüne alındığı nesnel olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Alana uzak, sosyal hizmet bakış açısına sahip olmayan tamamen siyasi kaygılarla ataması yapılan idareciler, sosyal hizmet alanını her geçen gün daha da sorun yumağı haline getirmektedir.
“Sosyal çalışma görevlisi tanımı kaldırılmalıdır”
Sahada yapılan mesleki çalışmaların temelini oluşturan mevzuatlar değerlendirildiğinde sosyal çalışma görevlisi tanımı önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal Hizmet, Psikoloji, Çocuk Gelişimi, Sosyoloji ya da Öğretmenlik Bölümü mezunları, ‘Sosyal Çalışma Görevlisi’ tanımı altında farklı meslekler aynı işi yapmaktadır.
“Yoksulluk sınırı üzerinde ve eşit işe eşit ücret politikası uygulanmalıdır”
Bakanlık bünyesinde çalışan tüm emekçiler yoksulluk sınırı altında ücret almaktadır. Temel ücretler yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalı, yapılan işin niteliği riski, eğitim durumu gibi kriterler ile giydirilmiş ücretler belirlenmelidir. Tüm ücretler emekliliğe yansıtılmalıdır.
Sosyal Hizmet Uzmanlarının, Psikologların, Çocuk Gelişim Uzmanlarının, Sosyologların ya da Öğretmenlerin maaşları arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır.
“Sosyal hizmet tazminatı ödenmelidir”
Sosyal hizmet emekçileri, saha ziyaretlerinde madde kullanımı ya da ciddi suç kayıtları olan bireylerle çalışmakta, hatta yalnız başlarına hane ziyaretlerine gitmektedir. Türkiye geneline bakıldığında saldırıya uğrayan sosyal hizmet emekçilerinin olduğu bilinmesine rağmen bu konuda emekçileri koruyucu bir politika geliştirilmemektedir. ‘Yapılan iş, riskli iş gruplarına’ alınarak emekçilere ‘Sosyal Hizmet Tazminatı’ ödenmeli, ‘Yıpranma Payı’ uygulaması hayata geçirilmelidir.
“TİS mağduriyeti giderilmelidir”
Toplu iş sözleşmesi dönemlerinde sadece yetkili sendika ile imzalanan sözleşmeler demokratik yaklaşımlara aykırı olmakla birlikte emekçilerin hak kaybına neden olmaktadır. Örneğin 7/24 esaslı çalışan Koruyucu Aile Biriminde görevli sosyal hizmet emekçileri yatılı kuruluş tazminatı alamıyorken gündüzlü hizmet veren sosyal hizmet merkezinde kurulan birimlerde çalışan meslek elemanları alabilmektedir.
“Fazla çalışma ücretleri ödenmiyor”
Esnek çalışma sistemi adı altında sosyal hizmet emekçileri hafta sonu çalıştırılmaktadır. Oysaki bu uygulama 657 sayılı Kanunun 99. Maddesine aykırıdır. Emekçiler, icapçı olarak çalıştıkları günlerin de karşılığını alamamaktadır.
Enflasyon hem memuru hem emekliyi mağdur ediyor!
Bugün ülkemizde yükselen enflasyon ve artan kira zamları ile birlikte memur arkadaşlarımız kiralarını ödemekte zorlanmaktadır. Buna ek olarak emekli bireyler de kiralarını ödemekte zorlandıkları için huzurevi talepleri artmıştır.
“Evde bakım ücretleri adil değildir”
Bir engelli birey adına yakınına ödenen evde bakım ücreti 7.601.71 TL’dir. Özel bakım merkezlerine engelli adına ödenen 35.36224 TL’dir. Devlet özeli süspanse edeceğine kamusal olarak bu hizmeti vermelidir.
Bugün kadınlar ev içerisinde şiddete uğradıkları zaman ekonomik bağımsızlıkları olmadığı hallerde failden şikayetçi olma ya da boşanma konusunda korku yaşamaktadır. Tam zamanlı kreş desteği imkanının sağlanması, ücretsiz kreş hizmeti kapasitesinin arttırılması ve kadınların İş-Kur aracılığıyla istihdam edilmesi sağlanmalıdır.
Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ve KHK ile ihraç edilen arkadaşlarımız göreve iade edilmeli
Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığında çalışan sosyal hizmet emekçileri; İl Göç Müdürlükleri, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri, Kolluk Birimleri gibi birçok kurumun iş yükünü karşılamaktadır. Bununla birlikte birçok eğitim almış, bilgi ve beceri düzeyini geliştirmiş, nitelikli sosyal hizmet emekçileri, emeklerinin karşılığı olmayan düşük ücretler almaktadır.
Bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Prof. Dr. Sn. Vedat IŞIKHAN bir Sosyal Hizmet Uzmanıdır. Sayın Işıkhan'ın meslektaşlarının da görevli olduğu Bakanlık emekçilerinin ücret ve diğer sorunlarını çok iyi bildiğinden eminiz. Bu nedenle sorunları kabineye ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a da ayrıntılı aktaracağını umut ediyoruz. Kabineden de sendikamız başta olmak üzere ilgili tüm taraflarla birlikte kalıcı çözümler üretmelerini beklemekteyiz.”