İbrahim İnanç Yıldız/Özel

Güneydoğu Ekspres- Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Cevatpaşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş mahallerinde açılan hendeklerden dolayı 2 Aralık 2015 tarihinden 10 Mart 2016 tarihine kadar çatışmalar yaşandı. Çatışmalardan hemen sonra Bakanlar Kurulu, Sur içindeki 15 mahallede bulunan toplam 368 adadaki 6 bin 300 parselin acele kamulaştırılmasına karar verdi. Bu kararla birlikte 6 mahalledeki yasak çatışmalardan sonra da 30 Aralık 2021 yılına kadar devam ederken, bu süreçte 87 tescilli yapı ve çok sayıda tescili değer olan yapılar ile neredeyse mahalleler tamamı yıkıldı ve yeniden inşa edildi. Kalan tescilli yapıların restorasyonu sürerken, yolların genişletilmesi yüzünden çok sayıda yıkılan evin yerine yenisi yapılamazken, söz konusu 6 mahallede bu yüzden büyük yeşil alanlar oluşturuldu.

BODRUMU TESCİLLİ OLAN EVİNİN YIKILMASINA ENGEL OLAMADI

Durum bu olunca evini isteyen her hak sahibinin talebi karşılanamadı. Kimi ya parasını aldı ya da herhangi bir yerde TOKİ’nin yaptığı konutu borçlanarak almak zorunda kaldı. Kimi kuradan çıkan eve razı olurken, evinin yerinde ev verilmeyen yurttaşlar ise davalık oldu. Bunlardan birisi de 51 yaşındaki Mehmet Han Yıldırım. Kendisi, Fatihpaşa Mahallesi Yenikapı Sokak’ta iki katlı evde kardeşi ile beraber oturuyorlardı. Evlerinin sadece bodrumu tescilli olsa da yıkılmasına engel olamamışlar.

EVİNİN OLDUĞU ALAN TİCARET ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

Sonra bu sokak önce konut alanı olarak belirlendi, ardından da ticaret alanına dönüştürüldü ve burada 52 dükkân yapıldı. Evini isteyen Yıldırım’a ise kuradan Alipaşa’daki kentsel dönüşüm sonrası inşa edilen bir ev çıktı. Buradaki evi kabul etmeyen Yıldırım, kendi evinin olduğunun yerden yeni inşa edilen bir yapı istiyor. 10 Şubat 2022 tarihinde evinin olduğu Yenikapı Sokak’taki 52 dükkânın kiraya verilmesi için ihale düzenlendi. Ancak Yıldırım, hak sahibi olarak ihaleye katılamadı. Buradaki dükkanlar ise fahiş kira bedelleriyle kurumsal firmalara kiraya verildi.  Evi yıkıldığı için Dabanoğlu Mahallesi’nde bir eve taşınan Yıldırım, buradaki evinin depremde ağır hasar almasından dolayı şimdilerde Yenişehir’de kira oturuyor.

ÖNCE HAKKIN DEDİLER, SONRA KURA İLE ALİPAŞA’DAN EV TEKLİF ETTİLER

Gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuşan Yıldırım, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Sur yıkıldıktan sonra bize ‘evlerinizi size teslim edeceğiz’ dediler. Biz de ‘tamam’ dedik. Sonra rant döndüğü için evimizin olduğu yeri ticari alanına dönüştürdüler. ‘Ticari alanı size vermeyeceğiz’ dediler. Buradaki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gittik, çare olmadılar. Sonra Ankara’da kentsel dönüşümden sorumlu memura ulaştım, hakkımı sordum. ‘Senin evin yıkıldı, ticari alana döndü. Senin parselinde ev yapılırsa ilk önce senin hakkındır. Parselinde yapılmazsa adanda, adanda da yapılmazsa komşu adanda ilk önce sizin hakkınızdır. Başka talip varsa kura çekilecek’ dedi. Biz de ‘tamam’ dedik. Sonra hak, hukuk kalmadı, herkesi aynı torbaya koydular. Benim arsam birinci parseldi, Diyarbakır’ın 4 tane kapısından birisi Yenikapı Caddesi’ndeydi. Şu an trilyonlarla alamazsın. Orayı bana verse 7 sülaleme yeterdi. Kurada bana Alipaşa’da ev çıktı, orayı da istemedik, kendi yerimizi istedik.”

‘HÜKÜMET FAKİRİ ZENGİN YAPMALI, ZENGİN DAHA ZENGİN DEĞİ’L

Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti: “Hükümetin görevi aslında fakir vatandaşını zengin etmek olmalıydı, zengini daha zengin etmek olmamalıydı. Oraları rant için zenginlere peşkeş çektiler. İhale sürecinde ‘mülk sahibiyiz’ dedik ama bize ‘değilsiniz’ dediler. Bizden aldılar, müteahhitlere, zenginlere verdiler. İhaleye bizi almadılar, şans vermediler. İtiraz ettiğimiz için polis bizi oradan uzaklaştırdı, içeri bile almadılar.”

DAVALIK OLDU, 2 KATLI EVİNE KARŞILIK 52 BİN TL TEKLİF ETTİLER

Evinin olduğu yerde ev alamayan Yıldırım, davalık olduğunu anlattı. Davanın geçtiğimiz aylarda sonuçlandığını belirten Yıldırım, mahkemenin evinin parseline karşılık kendisine yasal faizi hariç 52 bin lira verileceğine hükmettiğini söyledi. Yıldırım, “Parselim 46 metrekare ve 2 katlıydı, verilen 50 bin TL komik rakam. Sadece avukata o kadar para harcadım. CİMER’e yüzlerce kez yazdım. Göz göre babamızın malına başkası girecek. Bir kamulaştırma olduğu zaman Vali, vatandaşı memnun etmek zorunda. Vali ile hiç görüşemedik, bu hakkı bize tanımadılar. Kanuna göre hani bizi razı edecekti. 50 bin TL ile mi razı edecek? Davadan karar çıktı, itiraz edeceğim, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gitsin. Şu an Sur içinde arsanın metrekaresi 50 bin TL’dir. İki katlı toplam 96 metrekare yerimi alıp, 50 bin TL bana para biçmişler, bodrumu da saymadılar. Kendi yerimi, arsamı istiyorum, ev yapılmışsa ev, dükkân yapılmışsa dükkân. Buranın yüzde 90’ının evinin yerinde ev alamadı, rant alanı olunca çok el değiştirdi, fakir fukara bilmiyordu evini sattı, zengin gitti çoğunu aldı, devlet 100 bin TL verirken, 200 bin TL verdi. Şu an oradaki evler trilyonluk. Bizim evin yerine yapılan işyerleri 50 trilyon TL, şu an orada en düşük ev 5 trilyon. Bu yüzden kendi yerimizde ev almaya ısrarlıyız. Allah için bir yetkili bu sözlerimizi dinlesin” dedi.