HABER - Sertaç KAYAR / Güneş OCAĞA
Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi'nin Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015’te katledilmesinin üzerinden 9 yıl geçti. Elçi, katledilişinin 9’uncu yıl dönümünde anıldı. Diyarbakır Adliyesi önünde bir araya gelen avukatlar, Elçi'nin öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare önüne yürüyüş düzenledi. Anma programına Tahir Elçi ailesi, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Diyarbakır, Urfa, Hakkari, Van, Bingöl, Muş, Şırnak başta olmak üzere bölge baro başkanları, Halkaların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, DEM Parti milletvekilleri, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, belediye eşbaşkanları, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve Diyarbakırlılar katıldı.
AHMET KAYA’NIN ŞARKISI ÇALINDI
Dört Ayaklı Minare önünde yapılan anmada, Ahmet Kaya’nın "Diyarbakır Türküsü" ile Tahir Elçi'nin katledilmeden önce yaptığı son konuşma dinletildi.
GÜLEÇ CEZASIZLIĞA DİKKAT ÇEKTİ
Tahir Elçi davasındaki cezasızlığa dikkat çeken Diyarbakır Barosu Başkanı Abdulkadir Güleç, "Maalesef önemli delilleri toplama yoluna gitmemiştir. Zamanında olay mahallinde keşif yapılmamış, Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şubesince kamera görüntüleri üzerinde yapılan görmezden gelmiş, bununla ilgili bir tespite gidilmemiştir. Ve muhtemel şüpheli olan polisler hakkında herhangi bir adli tedbir kararı verilmemiştir. Beş yıllık soruşturma sonunda açılan davada ise henüz ilk duruşmada sevgili başkanımızın eşi Sayın Türkan Elçi'nin konuşması büyük bir nezaketsizlikle müdahale edilmiş usule aykırı bir şekilde susturulmuştur. Dört yıl boyunca süren soruşturmada kovuşturma süresince de Diyarbakır Barosunun tüm talepleri reddedilmiş. Soruşturma aşamasındaki hukuksuzluklara devam edilmiştir" dedi.
'TAHİR ELÇİ SUİKASTI KARANLIK BİR DÖNEMİN BAŞLANGICIDIR'
Elçi cinayetinin çözülmesi için irade gösterilmediğine dikkat çeken Güleç, şöyle devam etti:
"Tahir Elçi suikastı egemenlerin isteği doğrultusunda süregelen karanlık dehlizlerde tutma politikasıyla örtüşmektedir. Cinayetin işlendiği ilk gün dönemin başbakanı ve adalet bakanı tarafından failleri bulunacağı yönündeki beyanın bir aldatmaca ve klasik bir iktidar refleksi olduğu bir kez daha görülmüştür. Tahir Elçi cinayetinin siyasi bir suikast olduğuna dair bu itiraf bu cinayetin ancak siyasi bir iradeyle aydınlatılabileceğini göstermişse de siyasi irade yargı makamı tarafından adaletin yerini bulması için cesaret göstermemiştir. Diyarbakır Barosu olarak birçok kez ifade ettiğimiz üzere Tahir Elçi suikastı karanlık bir dönemin başlangıcına zemin olarak kullanılmış, o günden bu yana demokrasi insan hakları mücadelesi hukukun üstünlüğü ciddi bir şekilde zarar görmüş, toplumun adalete inancı yok olma noktasına gelmiştir."
“ELÇİ KÜRT SORUNUNUN DEMOKRATİK BARIŞÇIL ÇÖZÜMÜNÜ SAVUNAN BİR BARIŞ ELÇİSİYDİ”
Kürt meselesinin çözümsüz bırakıldığına değinen Güleç, "O günde bugüne Kürt meselesinin barışçıl yollarla çözümünden uzaklaşılmış, siyasi kriz daha da derinleşmiştir. Tahir Elçi avukatlık hayatını ağır insan hakları ihlalleriyle mücadeleye adayan Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözümünü savunan bir barış elçisiydi. Son nefesinde dahi tarihimize ve değerlerimize sahip çıkan başkanımızın her seferinde çatışmadan uzak barışçıl yollarla kapı aralayan, bu noktada söz kuran, düşüncelerini özgürce ifade eden Tahir başkanımızın bu tutumunu sahipleniyoruz. Diyarbakır Barosu olarak Tahir Elçi suikastının bütün yönleriyle aydınlatılması ve faillerin cezalandırılması için mücadele etme kararlılığımızı bir kez daha yineliyoruz" diye konuştu.
Güleç ayrıca Büyükşehir ve Sur Belediyesi’nin aldığı meclis kararıyla sokağının adının Tahir Elçi olarak değiştirildiğini söyledi.
“BARIŞA İNANANLAR OLARAK GELDİK”
Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi de yaptığı konuşmada şunları söyledi: "Zulme uğrayanlar, başkaları için de huzur isteyenler, hukukun gücüne inananlar, kardeşçe ülke hayal edenler, yaşam ve adalet hakkımızın talebi için mücadele eden bizler buradayız. Hukuku yok sayanlara, kardeşi kardeşe kırdırtanlara, şehirlerimizi savaş meydanına çevirenlere, yaşam hakkının kutsal olduğunu ve hukuka inandığımızı, kardeşçe bir ülke tahayyülümüzün olduğunu anlatmak için yine bu sokaktayız. Toplumu kandırma niyetiyle türlü türlü hileye, kandırmacaya teveccüh etmeden, insanın yaşam hakkının kutsallığını anlatmak için kardeşçe geldik. Barışa inanlar olarak geldik. Her yıl biraz daha inanarak geleceğiz.
Kürt, Türk, Laz ve Çerkez geleceğiz. Rengimiz, dilimiz mezhebimiz birbirimizden farklı olsa da insan olduğumuz için geldik, gelmeye devam edeceğiz. İnsan ve yurttaş olmaktan, haklarımızın var olduğunu, bu memleket hepimizin demek için geldik, gelmeye devam edeceğiz. Kimlerin hatıralarımızda, zulüm tahtında oturduğunu anlatmak için geleceğiz. Bu dünyadan hiç kimsenin vebalini boynumuza yüklemeden geleceğiz. Değil 9 yıl, yıllar geçse de derdimizi bu sokakta, bu topraklar için dilinden barış dökülürken toprağa düşene anlatmak için geleceğiz. Mazlumun yanında durarak, zalimlerin zulmünün karşısında durmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
SAĞKAN'DAN CEZASIZLIĞA TEPKİ
TBB Başkanı Erinç Sağkan da, "9 yıldır bizden ne olduğunu bilmemiz esirgendi. Bu esirgeme, yargı kılıfı ardına saklandı. 9 yıldır anmaya değil, bu mücadeleyi devam ettirmek için toplanıyoruz. Tahir Elçi’nin bugüne kadar verdiği mücadeleden bahsediyoruz, cezasızlığa karşı verdiği mücadeleden bahsediyoruz. Burada Dört Ayaklı Minare önünde verdiği kültürel değerlere karşı mücadeleden bahsedeceğiz. Onun eşini, çocuklarını düşünün, bunların bilme hakkı yok mu? 10 yıldır çocuklarından, eşinden Tahir Elçi’nin nasıl kaybettirildiğini bilmesini esirgiyoruz. Duyduğum mahcubiyet bundandır” dedi. Sağkan, "Söz veriyorum; belki 19 yıl, belki 29 yıl sonra, belki 99 yıl sonra bu sokak binlerce avukatla dolacak. Onlar ne olacağını bilerek, Tahir Elçi’yi anmak için gelecek" diye konuştu.