YAZI - Faruk BALIKÇI
Diyarbakır, 6 Şubat’taki depremlerde diğer yıkım uğrayan kentlerden biriydi. Merkez Bağlar ilçesinde 4, merkez Yenişehir ilçesinde 2 olmak üzere toplam 6 bina yıkıldı o gün. Resmi rakamlara göre 411 kişi hayatını kaybetti. O gün, can havliyle dışarı çıkanların birçoğu anılarının mabedine bir daha giremedi.
O gün bugündür kimi başka kent, ilçe, semt veya mahallelerde yaşam mücadelesi veriyor. Üstelik zor koşullarda. Kimi de orta riski göze alarak hasarlı binalarda ikamet etmeye devam ediyor.
Konteynerın yaşam alanı darlığı nedeniyle kimileri çocuklarıyla birlikte baba evine döndü. Halen yaralar tam sarılmamışken biz acılarda bile ortaklaşmayı beceremedik.
Neden mi derseniz?
Depremin yıldönümü nedeniyle Diyarbakır Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi, Sur ilçesindeki Ulu Camii’nde Mevlid-i Şerif okunmasının ardından depremde hayatını kaybedenlerin mezarlığına karanfil bıraktılar. Mezarlıkta Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından İl Müftüsü Celal Büyük dua etti. Vali Su, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Suna Kepolu Ataman, kaymakamlar ve kurum amirleri mezarlara karanfil bıraktı. Devleti temsil edenler ‘Devletçe’ anma yaptı.
Depremin yaşandığı saat olan 04.17’de ise depremin en çok vurduğu Galeria Sitesi önünde Diyarbakır’daki farklı Sivil Toplum Örgütleri ile DEM, CHP Milletvekilleri, Tabipler Odası, Türkiye Barolar Birliği yönetim kurulu üyeleri, Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, sitede hayatını kaybedenlerin yakınları ve vatandaşlar bir araya geldiler. Karanfil bıraktılar, mum yaktılar, gözyaşlarını yitirilen canlar için akıttılar.
Siyasette kamplaşmanın ve radikal ayrışmanın etkisi asrın felaketinde de karşımıza çıktı. Kent ile ilgili alınan kararlarda siyasetçilerin, STK’ların görüşü alınmayarak ortaklaşamayan devlet, anma yıldönümünde de “Devletçe” anma yaptı. Acılarımızda bile ortaklaşamadık.