ÖZEL HABER - Güneş OCAĞA / Zafer TÜZÜN
10 Temmuz Dünya Hukuk Günü dolayısıyla gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren ve Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Türkiye'de adil ve eşitlikçi bir hukukun olmadığını söylediler
"ŞÜPHEYE DÜŞÜREN UYGULAMALAR VAR"
Baro Başkanı Nahit Eren, "Uzun yılardır Türkiye'nin yargı sisteminde ciddi sorunlar yaşanıyor. Özellikle yargının karar süreçlerindeki kararsız ve bağımsızlığını şüpheye düşüren uygulamalar var. Parlamenter sistem işlevsiz bırakılıyor” dedi.
"KÜRT SORUNU EN ÖNEMLİ SORUN"
Kürt sorunundaki hukuksuzluğa işaret eden Eren, şöyle devam etti: "Türkiye'de çatışmaların yoğunlaştığı süreçlerde yargı pratiği de maalesef ülkedeki siyasal iklime bağlı olarak sertleşiyor.
En küçük bir ifade özgürlüğü çerçevesindeki açıklama, toplantı, gösteri ve yürüyüşe katılma fiili bile örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme gibi bir tanımlamayla maalesef onlarca, yüzlerce ve binlerce insan yargı tehdidi ve baskısı altında. Kürt sorunu çözümsüzlüğünün yargı pratiğindeki etki ve tesiri kararlarda kendisini çok net gösteriyor. Oldukça ağır cezalarla yargı pratik kendisini göstermektedir. En önemli çözülmesi gereken sorunun Kürt sorunu olduğunu unutmamamız gerekiyor."
TÜRKİYE'DE ADİL BİR HUKUK YOK"
Prof. Dr. Yaman Akdeniz ise, “Türkiye’de işleyen, adil ve herkese eşit bir hukuk sistemi olduğuna inanmıyorum. Türkiye’deki mevcut yapı keyfi bir yapıya dönüşmüş, adil yargılamanın olmadığı, adli kurumların işlemediği, gerek Anayasa Mahkemesi, gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmadığı ve adaletten uzak bir yapıya dönüşmüştür.
Dolayısıyla, adalete erişmek imkansızlaşmıştır. AİHM nezdindeki Demirtaş ve Kavala kararlarının uygulanmaması ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay kararının uygulanmaması gibi bir çok örnek zaten bu durumu apaçık ortaya koymaktadır. Bu bağlamda da evet hukuk güçlerin hukukudur ve Türkiye’de tamamen AK Parti hükümetinin kontrolü altındadır. AK Parti yönetimi altında güçler ayrılığı zayıflamış ve yasama, yürütme ve yargı arasındaki denge bozulmuştur.
Tüm bu sorunların çözülebilmesi ve hukukun üstünlüğünün tekrardan sağlanabilmesi için gerçek anlamda bir demokratikleşme sürecine ihtiyaç vardı" diye konuştu.