ÖZEL HABER - Faruk BALIKÇI / Fuat BULUT
AK Parti Diyarbakır Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyon Başkanı Galip Ensarioğlu ile Amedspor’dan, yazboz tahtasına dönen Diyarbakır caddelerini, uzun yıllar kentte merkezi hükümeti temsil eden Valiliğin yerel yönetimleri ve STK’ları görmezden gelmesini konuştuk.
“ELAZIĞ-DİYARBAKIR’A HIZLI TREN PROGRAMA ALINDI”
AK Parti Milletvekili Galip Ensarioğlu’na yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
*Çevre Komisyon Başkanlığına seçildiniz. Ne hissediyorsunuz?
Diğer siyasi partilerin oy birliğiyle bu göreve seçilmem kıymetlidir. Komisyon Başkanlığı aynı zamanda Diyarbakır’a verilen bir değerdir. Diyarbakır’daki yatırımları takip etmemiz açısından önem arz ediyor. Sanayi, ulaşım, tarım alt yapısı anlamında geciken ne kadar iş varsa tümünü hızlandıracağız. Başta Silvan Barajı, depo barajları iki büyük tünel olmak üzere bütün yatırımları hızlandıracağız. Elazığ’dan Diyarbakır’a hızlı trenin gelmesi için programa alındı. Gaziantep’ten Şanlıurfa’ya planlanan hızlı trenin de Diyarbakır’a gelmesi ve Diyarbakır’dan da limanlara yük taşımasıyla ilgili sanayinin gelişmesine katkı sunacaktır.
Bunun takipçisiyiz. Lojistik köy önemli aşama kat etti. Takip ediyoruz. Şehir hastanesi inşaatı devam ediyor. İkinci şehir hastanesinin yapımı için karar aldık. Onun yer tespitiyle ilgilide Bakanlıkla görüşüyoruz. Çevre, herkesin ortak sorumluluğudur. Siyaset üstü bir konudur. İklim değişikliğiyle ilgili bir kanun çalışmamız olacak. Avrupa Birliği uyum yasası nedeniyle verdiğimiz taahhütleri mutlaka yerine getirmemiz lazım.
“BELEDİYENİN YETKİSİNDEDİR, KİMSENİN MÜDAHALE ETME HAKKI YOKTUR”
*Kürtçe trafik kuralı ile ilgili yazıların silinmesiyle ilgili ne diyorsunuz?
Kürtçenin önündeki büyük yasal engelleri kaldıran, düzenlemeleri yapan bir siyasi partinin bu mesele üzerinden tartışılır hale gelmesi büyük haksızlıktır. Yazı basit görülse de psikolojik değeri olan bir meseledir. Belediye öyle bir yazı uygun görmüş. Yazar tabi ki de. Buna kimsenin müdahale etmeye hakkı yoktur. Bu mesele üzerinden de AK Parti’ye kimse haksızlık etmesin. AK Parti, Kürtçe düşmanı değildir. Kürt dilinin önündeki engelleri kaldıran, düzenlemeleri yapan partidir.
“KÜRTÇE YAZILARI SİLEN HATA YAPMIŞTIR”
Onun için bu tartışmaların olması çok yanlıştır. Bu uygulamayı yapanlar da hata yapmıştır. Kim yaparsa yapsın hata yapmıştır. Gerekli görüşmeleri yaptık. Bu hatadır. Yasa olarak suç teşkil etmeyen her türlü hizmeti ve düzenlemeyi yetkisi olan kurumlar yapar. Belediyenin de böyle bir yetkisi vardır. İhtiyaç görmüştür yapmıştır. Bu suç değildir.
*Hata diye tanımladınız. İçişleri Bakanlığı’nın resmi yazısını valilik gerekçe gösterdi. Ne diyorsunuz?
Ankara’ya döndüğümde Bakan Bey ile görüşeceğim. Acaba bu işe müdahalesi var mı, yok mu? Açıkçası onu da bilmiyorum. Yani kendi talimatı ve müdahalesi var mı bilmiyorum. Kendisiyle görüşeceğim.
“AMEDSPOR’U DESTEKLİYORUZ, PROVOKASYONA NEDEN OLMAK İSTEMİYORUZ”
*Amedspor’a toplumun her kesimi destek veriyor. Siyasetçiler maçına gidiyor. Ancak sizleri göremiyoruz. Neden?
Amedspor Diyarbakır’ın takımı ve değeridir. Hepimiz sahip çıkıyoruz ve destekliyoruz. Bu konuda hiçbir tereddüdümüz yoktur. Bu devasa stadı tahsis eden AK Parti hükümetidir. Sporu siyasallaştırmayalım. Amedspor, Diyarbakır’ın değeridir. Sonuna kadar destekliyoruz. Amedspor’u siyasallaştırmak zarar verir. Şampiyonluk kutlamalarında bütün herkese tek tek teşekkür edildi. Selahattin Demirtaş içeride olduğu halde teşekkür edilecekse o stadı tahsis edenlere de teşekkür etmeleri gerekirdi.
Bu haftaki maça Türkiye Federasyon Başkanı gelecek. Yine akşam resepsiyon verilecek. Sivil toplum örgütü, Amedspor yetkilileri Federasyon Başkanı ile yemekte buluşacak. Bunların tümü bizim rızamız ve bilgimiz dahilindedir. Hiçbir tereddüdümüz yoktur bu konuda. Yalnız bizim istirhamımız hiç kimse Amedspor’u siyasallaştırmasın. Bunu belli bir siyasi partiye, zümreye, anlayışa mal edip onun üzerinden siyaset yapılırsa Amedspor’a zarar verilir. Biz Amedspor’a zarar vermek istemiyoruz. Maçlara gitmeyişimiz destek vermeyişimiz anlamına gelmesin. Provokasyona mahal vermemek için dikkat gösteriyoruz.
“VALİNİN TAVRI DEVLETİN TAVRIDIR”
*Diyarbakır’da uzun süre ortak akılda buluşulmadı. Yeni valinin olumlu mesajları oldu, nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu irade devletin iradesidir. Her kesimle temas kuruluyor. Kimse dışlanmıyor. Ta ki birileri kendini dışlamayana kadar. Bunu belirleyecek olan muhatapların tavırlarıdır. Hükümet buna kapalı değil. Valinin tavrı ne olursa olsun bu devletin tavrıdır.
“BAĞIMSIZ HAREKET EDİLİRSE HİÇBİR SORUN YOKTUR”
*Uzun yıllar merkezi temsil eden Valilik, yerel yönetim ve STK’ları görmezden gelmiyor muydu?
Bir sivil toplum kuruluşu bir siyasi partinin arka bahçesi gibi davranamaz. STK’lar bağımsız hareket ettiği kadar değerlidir. Bağımsız hareket ederlerse hiçbir sorun yok, değerlidirler. Ama, bütün açıklamalarında hükümet karşıtlığı ve bir siyasi partinin jargonunu kullanılırlarsa kendi kendilerini dışlamış olurlar. O anlamda herkes kendi öz eleştirisini yapsın. Sadece muhatap almayanlar suçlu değildir. Hiçbir şekilde kimseye karşı bir önyargı ve mesafe yoktur. Herkes yaptığı hizmetler ve tavrıyla bu tavrı hak eder. Seçimle işbaşına gelmiş belediyeler kendi iradeleriyle yasal yetkileri çerçevesinde bu millete hizmet ederlerse hiçbir sorun yoktur. Hiçbir zaman kayyum politikasını savunmuyorum.
