İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yerel seçimlere İstanbul ve Ankara dahil her yerde kendi adaylarını çıkaracaklarını açıkladı.
İttifak sisteminin Türkiye’ye zarar verdiğini söyleyen ve 14 Mayıs seçimi öncesi yaşanan tecrübeleri aktaran Akşener, Altılı Masa paydaşlarının bazı şehirlerde İYİ Parti aleyhine söylemlerde bulunduğunu, İYİ Parti’ye oy verilmemesi yönünde kampanya yürüttüğünü ifade etti. Gazeteci Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlayan Akşener, Çankırı ve Eskişehir’de bu söylemler sebebiyle birer milletvekilliği kaybedildiğini ifade etti ve partisinde yerel seçimlere kendi adaylarıyla girilmesi yönünde görüşün hakim olduğunu kaydetti. Akşener, “Biz her yerde ayrı gireceğiz. İstanbul ve Ankara dahil. Ben bunu GİK’e getireceğim” dedi.
‘YARINDAN İTİBAREN NE ANNEM KALACAK NE BABAM, BUNA HAZIRIM’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kendisinin yaptığı “yerel seçimlere ayrı ayrı girelim” çağrısına ilişkin “el yükseltmek için yapıyor” değerlendirmesini hatırlatan Akşener, “Ben, İYİ Parti ‘el yükseltmek için bunları yapıyormuş’ dediler. Yarından itibaren ne annem kalacak ne babam kalacak, buna hazırım. Canı isteyen istediğini yapabilir. Ben bu ittifak siyasetine şiddetle karşıyım. Bunlar insanları kutuplaştırıyor. Bütün seçim boyunca biz fakirin derdini, emekliyi, sığınmacıyı konuşamadık” ifadelerini kullandı.
‘KURULUŞ AYARLARINA DÖNÜYORUZ’
Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz bu partiyi üçüncü yol olmak için, bir nefes olmak için kurduk. Milletimize bunu anlatacağız. Kabul eder etmez saygımız sonsuz. Biz milletin bu sıkışmışlıktan rahatsız olduğuna inanıyoruz ve aslında kuruluş ayarlarına dönüyoruz.”
‘İSTANBUL’UN KAYBEDİLMESİNİ GÖZE ALIYORUZ, BELKİ DE BİZ KAZANIRIZ’
Altaylı’nın İstanbul’un kaybedilmesini göze alıyor musunuz sorusunu ise Akşener, “Hepsini alıyoruz. Belki de bizimki seçilecek” diyerek yanıtladı. İzmir örneği üzerinden devam eden Akşener, “İzmir’de CHP ceketini assa kazanır diye bir algı var. İzmir’de Ümit Özlale çalışıyor. ‘Ben adayım’ dedi bize. Bugün buradan ilan ediyorum” dedi.
Fatih Altaylı’nın “’İstanbul’da 5 de alsak 10 da alsak aday çıkaracağız, Ankara’da 5 de alsak 10 da alsak aday çıkaracağız’ diyorsunuz” ifadelerini onayladı ve “Evet, ben bunu GİK’e getireceğim. Arkadaşlarımızdan aldığımız geri bildirimler bu. Benim de kanaatim budur. GİK’ten geçtiği anda nihai karardır” diye konuştu.
‘BİZ BU PARTİYİ CHP’NİN ADAYLARINI SEÇTİRMEK İÇİN KURMADIK’
Yerel seçimlerdeki olası bir başarısızlık için de Akşener, “Bedelini ödeyeceğim, tüm sorumluluk bana ait. Bana ‘Tayyip Erdoğan’a yanladı’ diyenler dahil herkes istediğini söyleyebilir. Umurumda değil. İki; biz bu partiyi CHP’nin adaylarını seçtirmek için kurmadık. Bitti” dedi.
MHP’NİN KOMŞULUK ÇAĞRISI: BİZ KİBAR BİR CEVAP VERDİK, ONLAR KÜFÜR ETTİ
Yerel seçimlere ilişkin, Meral Akşener’in her partinin kendi adaylarıyla çıkması çağrısına ve Devlet Bahçeli’nin yerel seçimlerde İYİ Parti’ye yönelik komşuluk çağrısına ilişkin Akşener,
“Sayın Bahçeli’nin komşuluk çağrısı üzerine hayır diyerek ama nazik, kibar bir cevap verdik. Ama başta Semih Yalçın olmak üzere herkes sövdü, küfür etti. Ben herkesi ayrı ayrı girelim diye davet ettim. Önce Sayın Bahçeli kaale alınmayacağını söyledi, saygım sonsuz beraber girebilirler. Bugün de Sayın Erdoğan’da ‘biz beraber iyiyiz beraber gireceğiz’ demiş. Onların ilişkisi hakikaten enteresan, bir tarafıyla rasyonalitesi var. Bir tarafıyla da et tırnak olmuşlar” ifadelerini kullandı.
'MERAL HANIM İMZALAMIYORSA İMZALAMASIN BİZ 5’İMİZ İMZALAYALIM, ÇIKALIM.'
2 Mart 2023’te gerçekleştirilen Altılı Masa toplantısından önce yaşananları anlatan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu bize geldi ve ben adayla ilgili ne düşündüklerini sordum. DEVA Partisi’ne de kendim gidip ne düşündüklerini sordum" dedi.
Fatih Altaylı’nın “Onlar ne söyledi?” sorusuna, ”Ben sadece kendi eylemlerimi anlatabilirim” cevabını veren Meral Akşener sözlerine şöyle devam etti, "Saadet Partisi’nin ev sahipliğindeki toplantıda adayın nasıl bir yöntemle seçileceğine ilişkin toplanılacağı kararı çıkınca ben de bizim Genel İdare Kurulu’muzdan ona yönelik bir yetki aldım. Bana verilen yetki; benim 2 arkadaşımız çok önde olduğu onların isimlerini söylemem ve diğerlerinin de söyleyeceği isimler doğrultusunda bizim önerimizin; her bir partinin güvendiği bir anket şirketi gösterip onlara araştırma yaptırması ve sonuçta kim çıkıyorsa onu kabul etmemizdi. Gittiğimde yöntemi konuşmamız bekliyordum.. Ama birden konuşma 'Kim aday olsun?' sorusuna evrildi. İlk sözü Gültekin Bey’e verdiler. Gültekin Bey, Kemal Beyi söyledi. Sonra Ali Bey’e verildi o da 'Kemal Bey' dedi. Temel bey, 'Kemal Bey' dedi. Sayın Davutoğlu da; 'Sayın Akşener aday olmadığına göre Kemal Bey' dedi. Sıra bana gelince, ben böyle yetki almadığımı söyledim. 'Bunu doğru bulmuyorum' dedim. Türkiye’yi 2 kere dolaştım, bu iki arkadaşımız benim babamın oğlu değil, bunları meşhur eden, aday eden, seçen ben değilim. İta amiri CHP ama gittiğim yerlerde böyle gördüm. Benim yetkim şu diyerek yöntemimizi önerdim. Ben bunu dile getirince bir gökyüzüne bakma hâli oldu. Sonra Sayın Kılıçdaroğlu dedi ki; 'Meral Hanım imzalamıyorsa imzalamasın biz 5’imiz imzalayalım, çıkalım.' Ben de aldım dosyamı; 'peki o zaman size başarılar diliyorum' dedim."
''KESİNLİKLE O MASAYA DÖNMEYECEKSİN' DENDİ'
Bunun üzerine yaşananları anlatan Akşener, "Sonra durdurdular beni ve denildi ki; 'madem öyle bir yetki aldınız o zaman partinize Kemal Bey’i götürün.' Şimdi bu öyle bir duygu ki çok dürüstçe söylüyorum. Bir tarafta içi titreyerek bize bakan sizin kızınız yaşındaki çocuklar, bir tarafta benim oğlum 82 doğumlu, o yaş grubundan bıkmış gençler… Bir taraftan içinizden geçen bambaşka bir şey yani göz göre göre bir şey gidiyor orta yerden yani doğru yönetilememiş bir sistem. Ve 'peki' dedim. O meşhur kağıdı imzalayıp çıktım, geldim ve derhâl arkadaşlarımla görüştüm. Olanları anlattığımda bizim arkadaşlar çok sert bir tavır koydular. İki konuşma hazırladım, biri daha yumuşak huylu, birisi sert sizin görüşünüze göre yapacağım dedim. 'Kesinlikle o masaya dönmeyeceksin' dendi o oylamada. Sadece bir arkadaşımız, 'bunu bu kadar sertlikle yapmayalım' dedi. O da Bahadır Erdem" ifadelerini kullandı.
'YANDAŞ MEDYA İLE CHP’Yİ DESTEKLEYEN KENDİNE MUHALİF DİYEN MEDYA AYNIYMIŞ'
3 Mart günü İYİ Parti üzerinden medyaya yansıyan haberlere ve iddialara ilişkin konuşan Meral Akşener;
“Aliya İzzetbegoviç’in bir sözü vardır: ‘Biz ne zaman ölürüz? Savaşı kaybedince değil. Düşmanımıza ya da rakibimize benzediğimiz zaman.’ Neyi gördüm biliyor musunuz? Yandaş medya ile CHP’yi destekleyen kendine muhalif diyen medya aynıymış. Ben aynı şeyi Sayın Ekrem İmamoğlu’nun Saraçhane meselesinde yanında olduğum zaman da yaşadım. Böyle bir çirkinlik görmedim. Ben 28 Şubat yaşadım, o dönemin medyasıyla ters düştük. Bir kişi benim namusuma, şerefime, aileme ima edilen söz söylememişti. Ama ben bu süreçte bunları gördüm. Tayyip Erdoğan ile anlaşmış diyebilirsiniz bu başka bir şey ama “yanladı” dediler. Seçilen kelimelerdeki pislikten bahsediyorum” dedi.
Masaya dönme sürecini ise Meral Akşener; “Pazar günü akşamı iki belediye başkanı bana geldi ve seçenekler onlardan geldi. Bu iki belediye başkanımızın yardımcı olmasını öneren ben değilim, yanlış anlaşılmasın. Bunu kabul ettim ben ve tek şartım oldu: bundan Kemal Bey’in bilgisinin olduğunun ispatlanması. Ertesi gün arkadaşlarıma bu öneriyi anlattım. Rıdvan Uz, Tolga Akalın, Bilge Yılmaz ve Ümit Dikbayır hariç herkes bu fikre evet dediler" ifadeleriyle açıkladı. (DUVAR)