Fuat Bulut/Özel Haber

Diyarbakır’ın başarılı iş insanlarından biri olan İsmail Akyıl, geçen hafta CHP’den Diyarbakır Milletvekilliği aday adaylığı için başvuru yapan ilk isim oldu. Sahada yoğun bir tempoyla seçim çalışmalarına başlayan ve hane ziyaretleri gerçekleştiren iş insanı İsmail Akyıl, kentin çözüm bekleyen sorunlarını, partisinin Diyarbakır’daki çalışmalarını ve seçimde olası sonuçlara dair gazetemize önemli açıklamalar yaptı.

Sayın İsmail Akyıl’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

*Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1968 Diyarbakır doğumluyum. Lise öğrenimini tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni kazandım, ancak iş hayatı sebebiyle yarıda bırakmak zorunda kaldım. Tekstil, inşaat ve çiftçilik üzerine fabrikalar yaptık. İş sahasında, iş insanları, sivil toplum örgütleri, köylülerimizle birlikte bir hayat sürdük.

*İş hayatına ilk olarak ne zaman, hangi işle başladınız?

Henüz 17 yaşında ayakkabı satarak iş hayatıma başladım. Askerlik görevinden sonra da 3 yıl kamuda müteahhitlik yaptım. 1984 yılında biraderler çırçır fabrikaları kurdu. 1990’lı yılların başlarında da Diyarbakır’ın ilk entegre tekstil fabrikasını kurduk. Burada boyahane, iplik, konfeksiyon, dokuma işlerini ilk entegre olarak kentte yapan bir aileyiz. 2 bin kişiye istihdam sağlayan bir tesisti. 1998’de kapattık. O dönem iyi işler yaptık. Amerika, İtalya ve İngiltere başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine ihracat yaptık. Diyarbakır’dan Puma, Adidas ve Nike markalarına ilk ürün diken firma olduk.

“KENTİME KARŞI SORUMLULUĞUM VAR… BU NEDENLE CHP’DEN ADAY ADAYI OLDUM”

*Siyasete dönersek; ilk olarak bir partiye üye oldunuz ve tercihinizi CHP’den yana kullandınız. Şimdi de milletvekili seçimlerinde CHP’den ilk aday adaylığını açıklayan isim oldunuz. Sizi bu sürece ve CHP’ye iten sebep ne oldu?

Şimdi Diyarbakır, son 20 yılda iki parti arasında git gel yapıyor. Bu iki partiyle de geçen 20 yıllık süreçte sorunlarımız çözülmedi. Aşılamayan sorunların çözümü için CHP diyorum. İnsan hakları, hukuk, evrensel değerlerde dünya normlarının çok gerisinde kaldık. Bunun için tercihimi CHP’den yana kullandım. Sayın Genel Başkanımızın hem Diyarbakır'a gelişi, hem bu bölgedeki vizyon değişikliği, Doğu ve Güneydoğu'da yeniden yapılanma için CHP diyorum. Bir parti düşünün, işte Ege'ye Akdeniz’e veya Marmara’ya dayalı değil de Türkiye'nin her yeri için CHP diyoruz. Yani bütün bölgeleri kapsayacak şekilde.

Bu işi ekonomisiyle, hukukuyla önünü açacak kişinin de Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na inandığım için CHP diyorum. Genel başkanımızın temiz geçmişi, doğallığı, bilgisi, birikimi, dürüst, insanlara dokunan yönleri nedeniyle CHP dedim.

Ayrıca yaşanan sorunlar karşısında herkesin, her bireyin sorumluluk alması gerektiğine inanıyorum. Ben bu inançla yola çıktım. Bu kentte herkesin bedel ödemeye hazır olması lazım bence.

“HALKIMIZ CİDDİ BİR TRAVMA YAŞIYOR”

*Peki sizce kentin en önemli sorunları nelerdir?

Öncelikle kent uyuşturucu ve fuhuş bataklığına girmiş durumda. Bu kadim kentimizi bu noktaya getiren sorumluları arıyorum. Yani neden bu kadar dönüşüm oldu? Ne oldu da bu kent bu kadar değişti? Neden gençlerimiz uyuşturucu bataklığının içinde? Sentetik madde kullanımı neden çoğaldı? Çocuğunu kesen, annesine kıyanlar türedi bu dönemde. Yazık değil mi bu gençlerimize? Eğitim alanını siz gençlere açmazsanız, sokakta bırakırsanız sonuç da bu tablo olur. Bunların tümü köyden kentlere göçlerle oluştu. Aileler çocuklarını kontrol edemez oldu. Kısa yoldan para bulma formülleri, tefecilik arttı. Tüm bu çirkinlikleri hak eden bir şehir midir Diyarbakır?

Yeni istihdam alanlarını açmazsak gerçekten bu şehrin psikologlara, sosyologlara ihtiyacı olacaktır.

Bakın TÜİK’in son üç yıldır yaptığı araştırma sonucu da bunu gösteriyor.

Son üç yıldır Diyarbakır’ın Türkiye’nin en mutsuz kenti çıkmasının sebebi de budur.

Halkımız gerçekten bir travma yaşıyor. Yani açlık da bir travmadır.

İnsanlarımız neden mutsuz biliyor musunuz?

Umut, mutluluk getirir. Ekmek olmayabilir ama halkımızın umudu da kalmadı. Umudunu yitirmiş bir toplum var.

“İSTİHDAM ALANLARI AÇILMALI, MODERN TARIMA GEÇERSEK HOLLANDA GİBİ OLURUZ”

*Peki bunca sorun karşısında sizin çözüm öneriniz nedir?

Diyarbakır’ın kaynakları bellidir. Örneğin turizm gelişmeli, bu sektörün yan kollarında istihdam alanları açılmalı. Yeni yatırımlarla kurulacak fabrikalarda kentin kalkınmasına ve halkın refah düzeyinin yükselmesi hedeflenmeli. Örneğin birçok su kaynaklarımız var. Buralarda seracılık teşvik edilmeli, köylü kendi toprağından iş için başka bir memlekete göç etmemeli. Genç nüfusumuz artık kentinden kaçıyor. Önce köyden şehre, şehirden büyükşehir, oradan da nasıl yurtdışına gidebilirim hesabını yapıyor. Herkes kendi bulunduğu yerde kalabilir. Biz, halkımız kendi toprağında kalmalı, doğduğu topraklarda doyması için imkanlar yaratılmalı diyoruz. Böyle daha mutlu olur insanlarımız.

Genç kızlarımız, kadınlarımız için de önemli istihdam alanları açılmalı. İnsanlarımız evlerine hapsedilmemeli.

Ayrıca en önemlisi sadece Diyarbakır için değil bölgemiz için Ar-Ge çalışmaları yapılmalı ve hangi alanda gelişim göstereceği tespit edilerek, bu alanlarda yatırımlar yapılmalı. Bu çalışmanın içerisine STK’lar, üniversiteler da dahil edilerek, bir tespit raporu hazırlanmalıdır.

Yılların bize verdiği bir tecrübe var. İş dünyasından geliyoruz şuna inanıyorum ki Diyarbakır Türkiye'yi besleyebilecek kapasitede bir şehirdir.

Sıcak su kaynaklarımızdan seracılığa geçiş olabilir.

İkincisi Karacadağ bölgemizde 100 binlerce dönüm taşlı arazimiz var. Hepsinin üstünde güneş panelleri kurulabilir. Diyarbakır’ın en büyük zenginliği güneştir.

Üçüncüsü de barajlarımız. Silvan Barajı’nın devreye girmesi, Dicle Vadisi Projesi’nin hayata geçirilmesi.

Ayrıca; Dicle Üniversitesi’nin çok büyük arazisi var. Bu arazilerde inşaat yapmak yerine tarlada tohumculuğun gelişmesinde bilimsel çalışmalar yapılabilir. Bunun tarıma çok büyük katkısı olacaktır. Diyarbakır, dünyada modern tarımda öncü ülke olan Hollanda gibi olur. Klasik çiftçiliği bir kenara bırakıp üniversiteyi de bu işin merkezine koyarsak modern tarımda Diyarbakır dünyaya öncü olabilir.

 “SAHADA HER KESİMİ ZİYARET EDİYORUZ”

*Aday adaylığınıza dönersek… Ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Ekibimle birlikte sahadayız. Ayrım yapmaksızın, siyasi düşüncesi ne olursa olsun hane ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. Şu ana kadar binlerce haneyi ziyaret ettik diyebilirim. Çok pozitif yaklaşımlar alıyoruz. Bize, ‘problemleri’ çözün diyorlar. İki temel sorun ön plana çıkıyor.

*Nedir bunlar?

Bunlardan biri ve öncelikli olan ekonomidir, diğeri de Kürt meselesidir.

“KÜRT MESELESİ SİLAHLA ÇÖZÜLEMEZ”

*Çözüm öneriniz nedir Kürt sorunu konusunda?

Bu işin silahla çözülmeyeceğini tüm dünya gördü artık. Çözülseydi 40 yılda çoktan çözülürdü bu mesele. Bana göre Türkiye’de tüm halklar ortak bir paydada buluşmalı. Karşılıklı adımlar atılmalı. Sadece HDP ile çözülecek bir durum ortada yok. Bir birey üzerinden çözülecek bir mesele de değil. Tüm katmanlar bu işe dahil edilmeli. Önce bu meselenin çözüleceğine dair samimiyet ve inanç ortaya konulmalı. Daha sonra ülke genelinde araştırma yapılarak, görüş ve öneriler alınmalı. En önemlisi kamuoyu hazır hale getirilmelidir.

“HZ. ÖMER’İN ADALETİNİ DİYARBAKIR’DA GÖREMİYORUZ”

*Diyarbakır hak ettiği yerde mi?

Hiç değil. İyi yönetilen bir kentte insanlar travma yaşamaz. İşsizlik ve yoksulluk almış başını gidiyor. 300-500 TL ile aylık geçimini yapanlar var. Bu dramlardan vekillerin, yerel yöneticilerin haberi yok. Sosyal devlet bu mudur? Vatandaştan vergi alacaksın, açlığını düşünmeden gidip köprüler yapacaksın? Her yerde Hz. Ömer’in adaletinden söz ediyorlar. Hz. Ömer’in adaleti nerede, biz göremiyoruz. Halkımız görmüyor.

 “ADAY KADROSU VE GENEL BAŞKAN’IN SÖYLEMLERİ BELİRLEYİCİ OLACAK”

*Geçmiş seçim sonuçlarına bakarsak, CHP Diyarbakır’da baraj altında. Bu seçimde Kürt seçmen CHP’ye oy verecek mi?

Burada iki faktör önemli. Birincisi Genel Başkanımızın söylemleri, ikincisi de aday kadrosu, il ve ilçe teşkilatlarının çalışmaları. Amatörlüğe değil profesyonelliğe, uzaktan bakmaya değil, dokunmaya, sorunlarını gerçek bilip taleplerini bilimsel olarak alıp bunu yaptırabileceğini halka inandırmaya bağlı.

“İKİNCİ PARTİ BU KEZ BİZ OLURUZ”

*CHP kaçıncı parti olur sıralamada?

İkinci parti olmazsak demek ki burada bir hata vardır demektir. Ben ikinci parti olacağımıza inanıyorum. Her kesime ulaşacağız, ulaşmakla kalmayıp ikna edeceğiz. Çünkü bizim halkımız politizedir, bilinçlidir. AK Parti bu kez üçüncü parti olacaktır.

Editör: TE Bilişim