Güneş OCAĞA -ÖZEL HABER
Diyarbakır'ın Sur İlçesi'nde Aralık 2015'te "hendek" ve "barikat" olaylarının üzerinden tam 8 yıl geçti. Resmi kayıtlara göre 5 bin aile (24 bin kişi), çatışmaların yaşandığı bölgeden göç ederken, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) hazırladığı rapora göre de, çatışmaların yaşandığı Cevatpaşa, Savaş, Hasırlı, Cemal Yılmaz, Fatihpaşa ve Dabanoğlu mahallerinde 75,3 hektarlık alanın 46,3 hektarlık bölümü zarar gördü; 87'si tescilli, 247'si tescile değer olmak üzere 3 bin 569 konut yıkıldı.
Aradan geçen 8 yıldan sonra mahallelerinin yaşadığı sorunlara ilişkin gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e açıklamalarda bulunan Lalebey Mahalle Muhtarı Abdullah Çelik ve Ziya Gökalp Mahalle Muhtarı Muhsin Sanay, hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığına dikkat çekti.
‘13 SOKAK YIKILDI’
Lalebey Mahalle Muhtarı Abdullah Çelik, yaşanan olaylardan sonra kendi mahallesinde 13 sokağın yıkıldığını belirtti. 5 bin nüfusa sahip olan mahallesinde şu an 3 bin 500 kişi kaldığını ifade eden Çelik, şunları söyledi: "Bunların yüzde 80'ni kiracı. Olaylardan sonra evlerinden çıkmak istemeyen vatandaşların suyunu ve elektriğini kestiler. Zoraki bir şekilde çıkarıldılar. Bunlara 500 Evler'de yapılan TOKİ’den aylık belli bir kredi karşılığında ev verdiler. Ama buradaki vatandaşlar çok yoksul oldukları için bırakın ev kredilerini ödemeyi, bina aidatlarını bile ödeyecek düzeyde değiller. Dolayısıyla şu an hepsi borç altında. Ayrıca bu insanlar buradaki yaşam kültürüne alışmıştılar. Burada doğup, büyüdüler. Onlar için buradan göç etmek ölüm gibiydi. Buradan çıkmak hem maddi hem de manevi anlamda onları çok zorluyor. Mahallelerine ve yaşam kültürüne geri dönmek istiyorlar ve borçlardan da kurtulmak istiyorlar."
EN BÜYÜK SORUN İŞSİZLİK
Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ayrıca burada kendi evlerinin karşılığında o dönem yapılan bu yeni yapılardan ev alanlar da mağdur oldu. İlk başta 200 bin TL karşılığında verdiler, sonra 400 bin TL'ye çıkardılar. Şimdi hiç birisi ödeyemiyor. Çünkü bu vatandaşların hepsi zaten sosyal yardımdan faydalanıyorlar. Nasıl ödesin ki?"
Mahallelerindeki en büyük sorunun işsizlik, yoksulluk ve uyuşturucu olduğuna dikkat çeken Çelik, "Sorunlarımızın çözülmesini istiyoruz. Her evden bir genci işe alsınlar. Borçlarımızı silsinler. Halk yoksul ve mutsuz" dedi.
‘ELEKTRİK VE SU FATURALARINI ÖDEYEMİYORLAR’
Ziya Gökalp Mahalle Muhtarı Muhsin Sanay ise, yaşanan olaylar sonrası kendi mahallesinden yüz evin göç ettiğini belirterek, şunları dile getirdi: "Şuan burada boş olan evlerin kirası 3-5 bin TL arası. Metruk evler mahallenin güvenliği için büyük bir tehdit. 2008 yılından beri elektrik faturalarını ödeyemeyen insanlar var. Az önce bir kadın geldi 6 çocuğu var, eşi madde bağımlısı. Elektrik faturasını ödeyemiyor. Borçları birikmiş. Mahallenin yüzde 30'ü elektrik ve su faturalarını ödeyemiyor. Burada gerçekten çok büyük mağduriyetler yaşanıyor. En büyük sorun da işsizlik ve madde bağımlılığı."
ODUN VE KÖMÜR YARDIMI ÇAĞRISI
Mahalledeki vatandaşlar için odun ve kömür yardımında bulunulması için yardım çağrısında bulunan Sanay, "Şu an kışı yaşıyoruz, buradaki evlerin doğalgazı yok. Ayrıca evlerde o kadar konforlu değil. Mahalledeki vatandaşların odun ve kömüre ihtiyacı var. Daha önce 2020'de kömür dağıttılar ama o kömürler de yanmıyor. Halen bile yanmayan kömürler mahallenin bazı sokaklarında duruyor gelip toplamıyorlar da. Biz yanan kömür ve odun istiyoruz" dedi.
‘MAHALLE KÜLTÜRÜ YOK OLDU’
Turistik bir alanın kimliğine yakışır bir şekilde yeniden inşa edilmesini isteyen Sanay, şunları kaydetti:
"Bizim bölgemiz turistik bir alan. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Bir iki kafe açmakla buraya bir katkı sağlayamazsınız. Buradaki tescilli yapılar restore edilmeli. Yapılan yeni yapılar da buranın kimliğini yansıtmıyor. Yerinden dönüşüm talep ediyoruz. En fazla iki üç katlı evler yapılsın. Ve buradaki vatandaşlardan yeni evleri karşılığında 5-10 yıllık ayda cüzi miktarda bir para alınsın. Çünkü fazlasını verecek imkân yok. Gerçeği dediğim cüzi miktarı bile ödeyecek imkanları yok. Devlet vatandaşına sahip çıksın. Sur olaylarından sonra mahallenin yaşam kültürü çok zarar gördü. Uyuşturucu diz boyu. Ekonomik sorunlar yine öyle. Önceleri burada her ne kadar sorunlar olsa da yaşam canlıydı. İnsanlar bir tabak sıcak yemeğini birbiriyle paylaşırdı. Şehriye günleri vardı. Komşuluk ilişkileri çok iyiydi. Kapılarda oturulup sohbetler edilirdi. Şimdi ise eski günlerini arıyor.”