Bakırhan’a göre, 31 Mart'ta yapılacak olan yerel seçimlerde CHP ile netleşmiş bir iş birliğinin olmadığı ancak başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, bazı batı illerinde sonucu belirleyecek oy potansiyeline sahip olduklarını söyledi.
Mersin’in Akdeniz ilçesine dikkat çeken Bakırhan, daha önce tek başlarına girdiklerinde kazandıkları belediyeyi, CHP ile iş birliği yaptıkları seçimlerde kaybettiklerini söyleyerek, “Bence bu sorunun muhatabı Özgür Özel’dir. Nasıl telafi ederler onlara sormak gerekiyor” dedi.
Bakırhan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “CHP, DEM Parti’ye teslim oldu” sözlerine de net cevap verdi: “Erdoğan özellikle seçim dönemlerinde kamuoyunu manipüle etme konusunda Allah var çok mahir. Ne başka bir parti bize teslim oldu ne biz başka bir partiye teslim olduk."
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin genel merkezinde T24'ün sorularını yanıtladı.
CHP taleplerinize nasıl yaklaştı sorusuna Bakırhan, “Aslında herhangi bir talep yok, çok net. Formül şu: İki partinin de oylarının bir araya gelerek kazanacağı kentleri belirlemeye çalışıyoruz. CHP’nin iddialı olduğu yerlerde kendi adayları, bizim iddialı olduğumuz yerlerde kendi adaylarımız. İş birliklerinde karşılıklı fayda esastır. Bu sadece CHP ile sınırlı değil, sol, sosyalist, demokrat diğer partilerin de iddialı olduğu yerler var. EMEP, TİP, DEVA, SAADET için de bunlar geçerlidir. Oylarımızın bir araya gelmesiyle kazanma şansının ortaya çıktığı kentlerde birlikte çalışmak temel önceliğimizdir” dedi.
“Ön seçimlerimiz Türkiye siyasetine miras”
Parti olarak adaylarınızı ön seçimle belirlemeye çalışıyorsunuz. Dem Parti seçime nasıl hazırlanıyor? sorusuna ise ,”Parti olarak sürekli hazır durumundayız. Sadece seçim partisi değiliz. Haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı sürekli refleks gösteren demokratik ve özgürlükçü bir gelenekten geliyoruz. Bu anlamda seçime en hazırlıklı parti biziz. Varsa eksikliklerimiz onları gideriyoruz. Sandık kurulları oluşturuldu, isimler veriliyor. Önümüzdeki süreçte sahaya ineceğiz, seçim çalışmalarına başlayacağız. Şu anda önemli olan önümüzdeki yerel seçimdir. Yaptığımız halk oylaması bugüne kadar hem Türkiye siyasi tarihinde hem de dünyada eşi benzeri olmayan bir örnektir; adaylarımızı böylece belirledik. Kentin bütün dinamiklerinin, aktif olarak katıldığı, oy kullandığı; aday adaylarının kendisini tanıttığı, serbest propaganda yaptığı, halk oylaması yapılmadan önce delegelere gittiği, basın ve sosyal medya aracılığıyla tanıtım çalışmalarının yürütüldüğü bir sistemden bahsediyorum. Sadece üyelerimiz, delegelerimiz oy kullanmıyor; kentin örgütlü bütün dinamikleri oy kullanıyor.
Bu kapsamda, bu genişlikte sanırım halk oylaması yapan başka bir parti yok. Biz kentin emek, meslek örgütleri, kadın örgütleri, gençlik örgütleri; bileşenlerimiz olan siyasi partilerin yönetimleri; geçmişten bugüne kadar yöneticiliğimizi yapmış, kurumlarımızda yer almış, seçilmiş üyelerimiz, sandık kurullarımız, mahalle köy komisyonlarımız, sivil toplum örgütlerinin yönetimleri; barolar, emek-meslek örgütlerinin de yönetimlerinin oy kullandığı bir yöntemle adaylarımızı belirledik. Bazı il ve ilçelerde önseçimler ikinci tura kaldı. Sonuç olarak başarılı bir aday belirleme süreci atlattık. Bu ön seçimlerle Türkiye siyasetine çok iyi bir deneyim ve miras ile katkıda bulunduğumuzu düşünüyorum. Önümüzdeki dönem bu aday belirleme sistemimiz eş başkanlık sistemi gibi Türkiye’de demokrasiyi dert edinen partilere bir model olacaktır” diye konuştu.