Allah (c.c.) Kadir Gecesinin şerefini, değerini ve güzelliğini Kur’an‘ın Kadir Suresinde beyan etmiştir. Arapça‘yı bilen her Müslüman bu sureyi okuduğunda açık ve net bir şekilde bu gecenin nasıl büyük bir fazilete sahip olduğunu idrak edecektir.  Aynı şekilde Allah Resulü (s.a.v.) hadislerinde Kadir gecesinin değerini, faziletini ümmetine beyan etmiş ve şöyle buyurmuşlardır: “Kim ki inanarak ve hayrını Allah'tan bilerek bu geceyi ihya ederse geçmiş olan tüm günahları bağışlanır.” (Buhari ve Müslim)

Bu gecede Allah'ı razı edecek salih ameller işlemek, vakti asla boş ve faydasız şeylerde harcamamak gerekir. Bu gecenin değerini ve faziletlerini geliniz kerim olan Kuran'dan okuyalım; yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: "Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadr suresi)

Kadr kelimesi sözlükte “güç, hüküm, değer, şeref” gibi anlamlara gelir. Özellikle Kur’an’ın bu gecede indirilmesinin geceyi şereflendirdiğini ve kadrini yücelttiğini ifade etmek üzere ona bu isim verilmiştir. Bu sûre inmeden önce gecenin böyle bir ismi yoktu. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Kadir gecesi değerini ve şerefini yüce Kuran'dan alıyor. O zaman bizler Müslümanlar olarak Kur’an-ı Kerimin değerini ve kıymetini daha çok bilmemiz, Kur’an üzerine tefekkür etmemiz ve onu anlayarak okumamız gerekmektedir. Kur’an bizim için bir hayat rehberidir.  Kur’an’ın hükümlerini, içindeki helal ve haramları, emir ve yasakları, kıssaları, güzel öğütleri bilmemiz ve hayatımızda uygulamamız gerektiği gibi başta ailemize, akrabalarımıza, komşularımıza yakın arkadaşlarımıza, dostlarımıza ve elimizin ulaştığı herkese tebliğ etmemiz gerekir.

Yüce Allah peygamberine Kadir Gecesi’nde ne olduğunu ne bileceksin şeklinde buyurmuştur. Yani eğer Allah (c.c.) bu gecenin faziletini sana bildirmeseydi bu gecenin değerini hiç kimse bilemezdi. Fakat Allah-u Teala sana ve senin ümmetine minnet ederek bu geceyi hibe etmiştir, bu gecenin değerini ve faziletini de bildirerek Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır buyurmuştur. Burada kastedilen Kadir gecesinin içinde olmadığı bin aydan daha hayırlı olmasıdır. Kur’an-ı Kerim, Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğunun hikmet ve sebebini de şöyle beyan etmiştir; çünkü o gece de her hikmetli iş için melekler ve meleklerin reisi Hz. Cebrail iner. Hz. Cebrail ve melekler rızıkların taksimatı, bela ve musibetlerin def’i, insanların ihtiyaçlarını giderilmesi, tövbe edenlerin günahlarının silinmesi ve derecelerinin yükselmesi, borçlu insanların borçlarının edası, dertli, kederli ve hüzünlü insanların dert, sıkıntı ve hüzünlerinin giderilmesi, Allah’tan isteyenlerin dua ve isteklerinin kabulü ve o gecede Allah’a kulluk eden, gecesini Kur’an ve namazla, dua ve istiğfarla geçirenlere selam vermek için inerler. Bu gece bütünüyle selamdır. Selam esenliktir… Selam rahmettir… Selam sükunettir...

Kadir gecesi hakkında peygamber efendimizin hadislerinden yola çıkarak Ramazan ayının son on gecesinde saklı olduğu hususunda alimlerimiz ittifak etmişlerdir.  Ancak bu on günün hangi gecesinde olduğuna dair ihtilaf hasıl olmuştur. Kimi âlime göre 21’inci gece kimilerine göre 23’üncü gece kimilerine göre 25’inci gece kimi âlimlere göre ise 27’inci gecesidir. Fakat alimlerimizin çoğu peygamberimizin bir hadisine dayanarak Ramazan ayinin 27. gecesinde olduğunu beyan etmişlerdir. Diğer bir husus ise Kadir gecesinin Ramazan’ın son on gününün tekli gecelerinde olduğu üzerine oluşan ittifaktır. Bu geceyi ihya edip bu gecenin faziletini elde etmek için son dokuz geceyi akşamdan sabaha kadar iyi geçirmek üzere camide itikafa girmek ve o gecelerin tümünü ihya etmek en doğrusudur. İhya derken, gece namazlarını kılmak, Kur’an okumak, çokça Allah’ı zikretmek tövbe ve istiğfar da bulunmak ve tüm vaktini istek ve dualarını Allah’a sunmakla geçirmek, boş, faydasız ve Kadir gecesiyle ilgisi olmayan konulara girmemek gerekir. Gıybet dedikodu gibi günahlara asla ama asla girmemek elzemdir. İnsan haklarına girmemek gerekir. Bunu başarmak için salih ve doğru insanlarla birlikte bu geceyi ve bu geceleri yaşamak en güzel fırsattır. Peygamber efendimizin bu gecede nasıl dua ettiğine dair meşhur bir hadis vardır. Müminlerin annesi Hazreti Ayşe Peygamberimize şu şekilde bir soru yöneltmişlerdir: “Ey Allah’ın Resulü! Şayet Kadir gecesini bilsem ve idrak etsem nasıl dua edeyim?” Efendimiz (s.a.v.) şöyle cevap vermiştir: “Ey yüce Allah’ım şüphesiz sen Afuvvsun ( çok bağışlayansın), affı seversin beni bağışla” (Ahmed ve İbn Mace) 
Kadir Gecesi elbette bizim için büyük bir değer taşımaktadır. Ramazan ayı, ümmet için büyük bir hazine kaynağıdır. Ancak İslam’ı sadece bir ayda, sadece bir gecede yaşamaya indirgemek; "Nasıl olsa bir geceyi ihya edelim de 83 küsur sene ibadet etmiş gibi sevap kazanalım." diyerek sonrasında seccadeyi bırakmak, namazı ve camiyi terk etmek, Kur’ân-ı Kerîm’i bir yıl boyunca açmamak bir Müslümana asla yakışmaz. Bu, büyük bir faciadır. Ne yazık ki birçok Müslüman, Kadir Gecesi’ne ve Ramazan ayına bu şekilde yaklaşmaktadır. "Bu ayda ibadetlerimi yapayım, orucumu tutayım, Kadir Gecesi’ni ihya edeyim ve sonra ibadete elveda diyeyim." anlayışı doğru değildir. Kim böyle yaparsa, kendini kandırmış, Hakk’tan sapmış, Kur’ân’ın ruhunu anlamamış ve İslam’ın getirdiği prensiplere aykırı davranmış olur.
Bir Müslümana yakışan; Ramazan ayında orucunu tutmak, tövbe etmek, ibadetlerine devam etme kararlılığına sahip olmak ve Kadir Gecesi’ni Peygamberimizin (s.a.v.) buyurduğu gibi hakkıyla idrak etmektir. Meleklerin selamını, özellikle Cebrâil’in ve diğer meleklerin selamını almayı hak kazanmak için şu önemli tavsiyeleri yerine getirmek en güzelidir.

Muhabir: Ali ÖZGÜÇ