BRICS, son yıllarda küresel ekonomi ve politika sahnesinde önemli bir aktör haline gelmiş bir grup. Küresel ekonomik arenada dengeler sürekli değişiyor ve bu değişimlerin merkezinde BRICS ülkeleri yer alıyor. Farklı ülkelerin oluşturduğu bu blok, sadece ekonomik büyüklükleriyle değil, aynı zamanda uluslararası işbirliği ve etkileriyle de dikkati çekiyor.
Türkiye, uluslararası alanda yeni yol arayışları kapsamında BRICS’e üyelik başvurusu yaptı. Peki, BRICS nedir ve hangi ülkelerden oluşur? İşte detaylar…
BRICS NEDİR VE NE ANLAMA GELİR?
BRICS, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nden oluşan bir ekonomik birliktir. Bu isim, bu ülkelerin İngilizce isimlerinin baş harflerinden türetilmiştir (Brasil, Russia, India, China, South Africa).
2009 yılında kurulan grup, ilk başta BRIC olarak biliniyordu ancak 2011’de Güney Afrika'nın katılımıyla BRICS adını aldı.
ÜYELERİ KİMLERDİR?
BRICS'in beş kurucu üyesi, dünya ekonomisinde büyük rol oynayan ülkelerden oluşur:
• Brezilya: Güney Amerika'nın en büyük ekonomisi ve doğal kaynak zengini.
• Rusya: Enerji rezervleriyle dikkat çeken ve küresel siyasi sahnede etkin bir ülke.
• Hindistan: Hızla büyüyen bir ekonomi ve teknoloji merkezi.
• Çin: Dünya'nın büyük ekonomik gücü ve üretim merkezi.
• Güney Afrika: Afrika kıtasının en güçlü ekonomisi ve doğal kaynaklar açısından zengin.
BRICS’İN KÜRESEL EKONOMİDEKİ ROLÜ
BRICS ülkeleri, dünya nüfusunun %41’ini temsil ediyor ve 2018’de toplamda 18 trilyon dolar GSYİH’ye sahipti. Bu, dünya ekonomisinin yaklaşık %23.2’sini oluşturuyor. Hızla büyüyen bu ülkeler, hem ekonomik hem de siyasi anlamda büyük bir etkiye sahip.
GELİŞİMİ VE GELECEĞİ
BRICS, 2009’dan bu yana her yıl düzenlediği zirvelerle işbirliğini güçlendirmiştir. Bu zirveler, üye ülkelerin ortak hedeflerini belirlemesi ve stratejilerini koordine etmesi açısından önemli bir platform sağlar. Son yıllarda BRICS, genişleyen ekonomik ilişkileri ve küresel meselelerdeki etkinliğiyle dikkat çekmiştir.
BRICS’İN TEMEL HEDEFLERİ NELERDİR?
BRICS’in ana hedefleri arasında ekonomik işbirliğini artırmak, kalkınmayı desteklemek ve küresel meselelerde daha fazla etki sağlamak yer alır. Üye ülkeler arasındaki eşitlik ve karşılıklı saygı ilkeleri, bu işbirliğinin temel taşlarını oluşturur.