Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), bu haftaki grup toplantısını İstanbul Beşiktaş'ta yaptı. Burada konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün, öyle tarihi bir sürecin içindeyiz ki bugünün doğrusu, bugünün icap ettirdiği, hep biz Ankara'da konuştuk. Onlar geldiler, Ankara'dan konuştuk. Şimdi bugün biz tam kadro İstanbul'dayız. Biraz Ankara dinlesin bakalım” dedi.
“7 GÜNDÜR TÜRKİYE KUMPASA İTİRAZ EDİYOR”
"Bugün 19 Mart başarısız darbe girişimine karşı direnişimizin tam 7. Günündeyiz” diyerek konuşmasını sürdüren Özel, “7 gündür Türkiye kumpasa karşı meydanlarda, sokaklarda itiraz ediyor. Milyonlar tepkisini gösteriyor. Meydanlarda toplanıyoruz ama miting yapmıyoruz. Bir darbeye karşı direniyoruz ve direnme hakkımızı kullanıyoruz. Karşımızda kendi siyasi çıkarları için Türkiye'nin geleceğine ihanet eden, Türkiye'ye karşı ihanet içinde olan bir avuç insan var, bir avuç” şeklinde konuştu.
“MİLLETİ KAYBETMİŞ BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Özel şöyle devam etti: "Çünkü arkalarında halk yok, millet yok, kalabalıklar yok. Arkalarında devletin tamamı da yok. Devlet dediğiniz, onu yönetmek için milletten yetki isteyen, milletin yetkisiyle başa gelen bir avuç muhteristen ibaret değildir. Bu devletin kodları, gelenekleri, bu devletin 100 yıllık hatta çok daha gerilere dayanan ve içinde vicdan olan, akıl olan, bu ülkenin geleceğini düşünen bu devletin kodları vardır. Emin olun bugün devleti yöneten bir avuç güya iktidarın yanında, bu devlet memurlarıyla, yöneticileriyle ve bu ülke her zaman iyi olsun diye düşünen çok sayıda bileşeniyle birlikte bu yaşananların tamamının nasıl bir zarar verdiğini de görüyor. Devleti de karşısına almış, milleti kaybetmiş bir iktidarla karşı karşıyayız” dedi.
KENT UZLAŞISI AÇIKLAMASI
Kent uzlaşısı ile ilgili de konuşan Özel şunları söyledi: “Önce şunu söyleyelim; Kent uzlaşısı bizim değil, DEM Partisi'nin bir tanımlamasıdır. Reddettiğim için değil, doğrusunu herkes bilsin diye söylüyorum. Biz ittifak yapmak için bütün partilere gittik, baktık. Hatta sonra şöyle dedik: ‘Partilerle siyasi ittifak yapamadık ama milletimizle sandıkta ittifak yapacağız.’ Bu süreçte DEM Partisi de kendi adaylarını belirlerken şöyle bir yaklaşımda bulundu: ‘Seçimleri kazanacağımız yerlerde aday çıkaracağız. Seçimi kaybedeceğimiz, kazanamayacağımızı düşündüğümüz yerlerde kente karşı suç işlemeyecek, dürüst çalışacak, Kürtlerin de hak ve menfaatlerini gözetecek, insanca hizmet verecek, onların yoğun yaşadığı mahallelere kimliklerinden dolayı ayrımcılık yapmayacak adayları destekleriz ama buna uygun görmediğimiz adayları desteklemez, hatta istemediğimize kaybettirecek reflekslerde bulunuruz.’ CHP’nin bazı adaylarının olduğu yerlerde aday göstermeyerek desteklediler. Bazı yerlerde ise kendi değerlendirmeleriyle kaybettirmeye çalıştılar."
“BİZ TÜRKİYE İTTİFAKI'NI OLUŞTURMUŞUZ”
Özel şöyle devam etti: "Kent uzlaşısının olduğu yerlerde -DEM Partisi'nin tanımlamasıyla- onların adayı olmayan yerde, onların seçmenlerinin Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy verdiğini bilmeyen de yok, bundan utanan da yok. Bunun ne utanılacak ne saklanılacak bir tarafı var. Ama bu tanımlama bizim değil çünkü bizim tanımlamamız Türkiye İttifakı, İstanbul İttifakı, Şişli İttifakı. Yani sadece Kürtlerin değil, hep söylüyoruz ya Kürt demokratların, muhafazakar demokratların, milliyetçi demokratların, sosyal demokratların bir araya gelmesiyle biz İstanbul İttifakı'nı; bir araya gelmesiyle biz Türkiye İttifakı'nı oluşturmuşuz. İstanbul'da resmi yazım var, ilçe başkanlarına yollamışım. ‘Soruşturma dosyalarına mutlaka konmalı, mutlaka mahkemelere gösterilmeli.’ Resmi yazımız var. Biz siyasi ittifaklar yapamadık, yukarıda anlaşamadık çünkü 14-28 Mayıs'ın depresyonu, oradan buraya gelen, artık bir ittifak haline tarafların soğukluğu var. Ama biz sandıkta ittifak yapacağız. Bunu yapmak için listelere konmak üzere genel merkez düzeyinde AK Parti, MHP, İyi Parti ve DEM Partisi'nde geçmişte siyaset yapmış ya da camialarında iyi bilinen, dürüst, temiz, oy getirebilecek, bugün AK Parti'yle MHP'yle bağı kalmamış, DEM Partisi ise partiyle bağı olmayan çünkü Cumhuriyet Halk Partisi'ne gelip aday olabilecek ama kanaat önderi pozisyonundaki isimler listelerinize dahil edilebilir. Buna itiraz etmeyin çünkü bu isimler üzerinden CHP merkezi bir anlayışla Türkiye'de 47 yıl sonra birinci parti olmayı, çok sayıda belediye kazanmayı ve haramilerin saltanatını yıkmayı amaçlamaktadır."
"BUNLARIN KÜRTLÜĞÜNE BİLE SAYGISI YOK"
Özel, konuşmasını şu sözlerle bitirdi: "Batıdaki Kürtlerin yönetimi temsil edilebilmeleri için belediye meclis üyeliklerine yazılabilmeleri terörse ben terörist olayım, demokrasi bunun adı demokrasi. Ey bugüne kadar ama muhafazakar olduğun için, ama biz siz esesimiz duyuramadık diye, ama başka sebeplerden, Kürt olup da bu AK Parti'ye oy veren temiz yürekli abim, ablam; bak bunların işi sadece senin oyunla, Kürtlüğüne bile saygısı yok. ‘Kürt olarak yönetime gelecekse engel olunmalı, suçtur’ bu diyor. ‘Oyu bana verirsen seçmensin, ona verirsen teröristsin’ diyor. Görün bunları, gömün bunları."