HABER- FATMA TEMEL
Güneydoğu Ekspres- Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi 2. Başkanı Mehmet Şefik İmamoğlu, yerleşim yerlerinin jeolojik kriterlere göre seçilmesi gerektiğini açıkladı.
TMMOB’a bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu, düzenlediği basın toplantısında “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Tektoniği ve Yaşanan Son Depremler” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumu gerçekleştiren Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi 2. Başkanı Mehmet Şefik İmamoğlu, yerleşim yerlerinin jeolojik kriterlere göre seçilmesi gerektiğini ifade ederek, “11 ilimizde ağır hasar yaratan, yüzbinlerce yapının yıkılmasına, onbinlerce vatandaşımızın yaşamını yitirmesine neden olan bu depremin yaralarını sarmak hiç kolay olmayacaktır. Bu depremler bize, bilimden ve mühendislikten uzak yanlış yer seçimi yapıldığını ve kalitesiz ve yetersiz malzeme ile yapılar inşa edildiğini bir kez daha göstermiştir” dedi.
“Jeolojik kriterlere dikkat edilmeli”
Diyarbakır’ın, Doğu Anadolu Fay Zonu ve Bitlis-Zagros Bindirme Fay Zonu (Güneydoğu Anadolu Bindirme Fay Zonu) ve kısmen Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun etkisinde olduğunu belirten İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Diyarbakır kent merkezinde belirlenen aktif bir fay olmamasına rağmen, belirtilen bu fay zonlarında meydana gelecek bir deprem çok ağır hasarlara neden olacaktır. Yerleşim bölgeleri jeolojik kriterlere göre seçilmelidir. Taşıma gücü zayıf zeminlerden, diri fay hatlarından, dere yataklarından, heyelanlı bölgelerden, sıvılaşma riski olan yerlerden ve tarım alanlarından uzak durulmalıdır. Bu tür riskli alanlar imara açılmamalıdır. İmar Planı’na altlık teşkil eden jeolojik-jeoteknik etütler yapılmalı, sondajlı yapılan bu etütlerin yerinde incelenmesi için mutlaka yerel yönetimlerde denetim yapacak Jeoloji Mühendisi istihdamı sağlanmalıdır.”
“Belediyeler Master Planı hazırlamalı”
Diyarbakır’da ve tüm ilçe belediyelerde “Deprem Master Planı” yapılması gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, “Deprem üreten diri(aktif) faylarla ilgili ‘Ayrıntılı Diri Fay Haritaları’ (1:1000 ve 1:5000 ölçekli ayrıntılı haritalar) hazırlanmalıdır. Diri fayın belirlendiği alanlarda ‘Fay Akınım Bandı’ uygulaması gerçekleştirilmelidir. Bu hatlar uzman Jeoloji Mühendisleri tarafından belirlenip park, yeşil alan olarak kullanılmalıdır. Fay sakınım zonları, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve tüm ilçe belediyelerinde İmar Yönetmeliklerinde yer almalıdır. Diyarbakır merkez ve tüm ilçe belediyelerde ‘Deprem Master Planı’ ve ‘Deprem Master Planı’ yapılmalıdır. Sonuçları kamuoyuyla paylaşılmalı ve İmar yönetmeliklerinde buna dikkat edilmelidir. Deprem riski taşıyan yerlerde şehir planlamasında, ilçe ve köy planlamasında, yol, tünel, köprü, baraj projelerinde deprem parametreleri, dolayısı ile jeoloji biliminin gerçekliği göz ardı edilmemelidir. İl, ilçe ve köylerde yapı stokları belirlenmeli, deprem yönetmeliğine uygun olmayan binalar yıkılmalı ya da güçlendirilmelidir. İskân amaçlı çok katlı binalara ve mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir” dedi.
“Depreme dayanıklı kentler inşa edilmeli”
Bilimsel kriterler ile uygun zeminlerde, depreme dayanıklı kentler inşa edilmesi gerektiğine vurgu yapan İmamoğlu, vatandaşların dikkat etmesi gereken konularla ilgili şunları söyledi:
“Yapılarda beton kalitesi, demir kalitesi, işçilik kalitesine önem verilmelidir. Yapı yenileme, kentsel dönüşüm için kamu kaynakları seferber edilmelidir. Mevcut binaların deprem sigortaları yaptırılmalıdır. Bölgenin tümüyle aktif fay sistemlerinin etkisi altında olduğu gerçeğiyle, buralarda özel mimari planlara uygun yapılacak binalar deprem dirençli malzemelerle yapılmış hafif, elastikiyeti fazla, deprem etkisini azaltacak donanımlarla güçlendirilmelidir. Vatandaşlar mutlaka ev alırken bu parametreleri dikkate almalıdır. Can ve mal güvenliğinin koruma altına alınması ve üretilen işlerin daha kaliteli ve nitelikli olması için güçlü denetleme mekanizmasına ihtiyaç vardır. Toplanma alanlarının alt yapı sorunları çözülmelidir. 2008 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan ‘Deprem Yönetmeliği’ ve 2018 yılında yayınlanan ‘Bina Deprem Yönetmeliği’ gereği tüm yapılarda temel ve zemin etüdü yaptırma zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak deprem riski en yüksek olan kuzeyde yer alan Diyarbakır İlçe Belediyelerimiz başta olmak üzere ilçe belediyelerimizin büyük bir çoğunluğunda zemin etüdü istenmemekte, yerinde denetlenmemekte ve yapılaşma devam etmektedir. Bu tür yanlış ve eksik uygulamalar büyük bir risk oluşturmaktadır. Kamusal sorumluluk ihlal edilmektedir. Bilimsel kriterler ile uygun zeminlerde, depreme dayanıklı kentler inşa edilmelidir.”