HABER - Güneş OCAĞA / Veli BALTACİ
Türkiye’nin gönüllülük esasıyla bir araya gelmiş en büyük bağımsız iş dünyası örgütü olan Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), ‘20. Yıl Zirvesi’ni Diyarbakır’da gerçekleştiriyor. ‘Küresel Riskler ve Yerel Çözümler’ ana teması ile düzenlenen zirvede, iş dünyasının önde gelen isimleri, kamu ve yerel yönetim temsilcileri ile düşünce liderleri bir araya geldi.
Diyarbakır'da bir otelde düzenlenen zirvede, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Serra Bucak, Diyarbakır Valisi Vekili Aziz Gölbaşı, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve DOGÜNSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Devrim Türk birer konuşma yaptı.
'20 YIL ÖNCE KONFEDERASYON OLMA KARARI BURADA VERİLDİ'
Zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren DOGÜNSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Devrim Türk, "Daha önce SİAD’lar zirvesi olarak adlandırılan bu oluşumun ilk olarak konfederasyon olma kararı, 20 yıl önce yine kıymetli şehrimiz Diyarbakır’da alınmıştı. Bu nedenle böyle anlamlı bir günde ve istisnasız Türkiye’nin her bölgesini temsil eden, 371 dernek ve 100.000’in üzerinde işletmeyi temsil eden çatı kuruluşumuzun, çok değerli üyelerini ilimizde ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz" dedi.
21: YÜZYIL EĞİTİM SİSTEMİNE DİKKAT ÇEKTİ
21. yüzyıl ekonomisine uygun bir eğitim sistemine dikkat çeken Türk, sözlerine şunları ekledi: "Dünyada ekonomi teknolojik gelişmeler, yapay zekâ, yeşil dönüşüm, sanayi 4.0 ile hızlı bir değişim içinde. Eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton bir röportajında “2050 yılında bugünkü mesleklerin %50’si olmayacak.” demişti. O zaman halen yapay zekâ ile tanışmamıştık. Ekonomi ve teknolojik alandaki gelişmeler ile değişimler o kadar büyük ki artık yıllık değişimler geçmiş yüzyıllara bedel olarak görülüyor. Bu da, bu değişime ayak uyduranlarla uyduramayanlar arasındaki makası her geçen gün açıyor. Ülkeler bu yarışta geç kalmamak ve avantajlı halde gelmek için; adil bir rekabet düzeni, özgür bir girişim ortamı ve insanların becerilerini 21. yüzyıl ekonomisine uygun bir şekilde geliştirecekleri bir eğitim sistemi için yarışıyor."
DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE ANAYASASI MUTLAKA YAPILMALI
"Demokratik bir Türkiye anayasasının mutlaka yapılması gerekiyor" diyen Türk sözlerine şunları ekledi:
"2021 verilerine göre dünyada tüm sermaye hareketlerinin %40’ı, tüm ticaretin %30’u, tüm turizm ve internet trafiğinin ise %17’si ülkeler arasında gerçekleşiyor. Ama dünyada sadece güzel şeyler olmuyor riskler de beraberinde geliyor. Gelir dağılımındaki dengesizlikler, uluslararası kurumların uygulamalarında yaşanan ikircikli politikalar küreselleşmeye karşı olan politikalar için zemin hazırlıyor. Dünyada son dönemlerde gelişen korumacı popülist politikalarla milletler arası serbest ticaret ileride engellenir mi kaygısı sorgulanmaya başlandı. Uluslararası kurumları ve anlaşmaları ulusal egemenliğe karşı bir engelleme olarak gören, devleti ve ulusal güvenliği bireysel hak ve özgürlüklerin önüne koyan, demokrasinin verdiği seçimle yönetme hakkını, ‘kazananın her şeyi aldığı’ olarak değerlendiren yeni bir yönetim anlayışı, Amerika’dan Avrupa’ya ve Asya’ya kadar yaygınlaşıyor. Tüm bunların sonucu olarak savaşlar da artarak dünyada riskli bir dönemi beraberinde getiriyor. Kuzeyimizde ve güneyimizde devam eden savaşlar iç barışımızı bir an önce sağlamamız gerektiği gerçeğini en yüksek perdeden bize haykırıyor. Böyle bir süreçte son dönemlerde tekrar konuşulan Yeni Anayasa çabalarını önemsiyoruz. Toplumun genelini kapsayan, bireysel ve toplumsal hakları geliştirerek koruyan demokratik bir Türkiye anayasasının mutlaka yapılması gerekiyor."
DİYARBAKIR, TÜRKİYE'NİN DEMOKRATİKLEŞMESİ YÖNÜNDE ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP
Diyarbakır, Türkiye'nin demokratikleşmesi yönünde de önemli bir yere sahip olduğuna vurgu yapan Türk, "Bu çerçevede Diyarbakır sadece yukarıda saydığım kültür ve turizm ve ticaret yönüyle değil ülkenin siyasi ve demokratikleşmesi yönünde de önemli bir yere sahiptir. Demirel ilk Kürt realitesini kabul ettiğini belirten açıklamasını buradan yaptı. Mesut Yılmaz AB yolunun Diyarbakır’dan geçtiğini söyledi. Sayın Cumhurbaşkanı başbakanlığı döneminde demokratikleşme ve Kürt sorunu konusundaki çözüm önerilerini burada açıkladı. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Ülkenin ekonomik ve demokratik olarak gelişmesinin önünde engel olan Kürt sorunun çözümü için şu sıralar kamuoyuna flu olarak yansısa da Ankara’da yürütülen bir mekanizma olduğunu görüyoruz. STK’lar ve temsilcileri olarak demokratik yaşam alanının oluşumuna katkı sunmak bireysel ve kurumsal görevimiz. Bu sebeple siyasete kapı ayarlayacak ve yürütülen bu çabanın olumlu şekilde sonuçlanması için herkes üzerine düşen çabayı göstermeli. Devir ayrışarak küçülme değil birleşerek büyüme devridir.
AÇILIŞ KONUŞMALARI ARDINDAN PANEL DÜZENLENECEK
Yapılacak konuşmaların ardından, zirve, '2025’e Girerken Küresel Riskler ve Yerel Çözümler' ve 'İkinci Yüzyılda Kalkınmanın Dinamikleri' başlıkları altında bir panelle devam edecek. Panelde, '2025’e Girerken Küresel Riskler ve Yerel Çözümler' konulu başlığın Moderatörlüğünü CNBC-e Sunucusu Şafak Tükle yapacak, EDAM Direktörü Sinan Ülgen ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Merkez Bankası Eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara ise sunum gerçekleştirecek. 'İkinci Yüzyılda Kalkınmanın Dinamikleri' başlıklı konunun sunumunu ise zirvenin onur konuğu olan Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜSİAD Önceki Dönem YİK Başkanı Tuncay Özilhan gerçekleştirecek.
DEVRİM TÜRK'TEN ÖNEMLİ MESAJ
İlk olarak açılış konuşmasını yapan DOGÜNSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Devrim Türk, "2021 yılı verilerine göre, dünyanın tüm sermaye hareketlerinin yüzde 40'ı, tüm ticaretin yüzde 30'u tüm turizm ve internet trafiğinin ise yüzde 17'si ülkeler arasında gerçekleşiyor. Bu çerçevede Diyarbakır sadece yukarıda saydığım kültür, turizm ve ticaret yönüyle değil, ülkenin siyasi ve demokratikleşmesi yönünde de önemli bir yere sahip. Süleyman Demirel, ilk Kürt realitesini kabul ettiğini belirten açıklamasını buradan yaptı. Mesut Yılmaz, AB yolunun Diyarbakır'dan geçtiğini söyledi. Cumhurmbaşkanı Başbakanlığı dönemidne, demokratikleşme ve Kürt sorunu konusundaki çözüm önerilerini buradan. Bu örnekleri çoğaltambiliriz. Ülkenin ekonomik ve demokratik olarak gelişmesinin önünde engel olan Kürt sorununun çözümü için şu sıralar kamuoyna filli olarak yansısada Ankara'da yürütülen bir mekanizme olduğunu görüyoruz. STK'lar ve temsilcileri olarak demokratik yaşam alanlarını oluşturmaya katkı sunmak bireysel ve kurumsal görevimiz. Bu sebeple siyasete kapı aralayacak ve yürütülen bu çabanın olumlu şekilde sonuçlanması için herkes üzerine düşen çabayı göstermeli. Devir, ayrışarak küçülme değil, birleşerek büyüme devri" dedi.
ORHAN TURAN: EKONOMİ ZOR BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR
Türkiye ekonomisinin, son birkaç yılda zor bir dönemden geçtiğine işaret eden TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, "Türkiye ekonomisi, son birkaç yılında zor bir dönem geçirdi. 2011 yılında %4’ün bile altına indirmeyi başardığımız enflasyon, 2016 sonrası dönemde uygulanan politikalar sonucunda, yeniden bir artış sürecine girdi. Bu olumsuz süreç, 2021 sonrası dönemde daha da hız kazandı. Yükselen enflasyonu doğru para politikasına dönerek aşağı indirmeye başladık. Ancak enflasyon hala yüksek; %50’nin sadece biraz altındayız. Önümüzde hala meşakkatli bir süreç var" diye belirttil.
İHRACATTA BASKI ARTACAK
İhracat üzerindeki baskının dahada artabileceğine değinen Turan, şunları aktardı: Öte yandan TL’deki değerlenmenin, bazı iş kolları üzerinde yarattığı baskının da farkındayız. Önümüzdeki dönemde, Doların Euro karşısında değer kazanması, ithalatta Doların, ihracatta Euronun ağırlık taşıdığı ülkemizde, ihracatçı üzerindeki baskıyı daha da artırabilecek. Burada şu noktayı önemle belirtmek istiyorum: Bazı mücadeleler ancak uzun dönemli bir strateji ile kazanılabilir. İhracatımızın rekabet gücünü TL’nin değerini düşürerek değil, üretim yapımızı değiştirerek, verimliliğimizi artırarak, teknolojiyi daha fazla kullanarak sağlayabiliriz."
'BÖLGEDE KADINLARIN DÖRTTE BİRİ EKONOMİ HAYATA KATILIYOR'
Kadınlar için eşit temsiliyetin gözetilmesi gerektiğine dikkat çeken Turan, "Mardin, Batman, Şırnak, Siirt illerinden oluşan TRC3 bölgesinde ve Şanlıurfa ve Diyarbakır’dan oluşan, TRC2 bölgesinde kadınların sadece dörtte biri, ekonomik hayata katılıyor ve işgücüne dahil oluyor. Kadınların şirketler, kamu kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarında her kademede eşit temsilini de gözetmeliyiz. Çünkü kadın ve erkeğin her kademede eşit temsili, daha kapsayıcı ve başarılı kurumlar yaratacaktır. Kadınların güçlü olduğu bir toplum, herkes için daha adil bir gelecek demektir. Sembol hale gelen “Narin Cinayeti” başta olmak üzere, başta kamu, tüm toplum bu davaların takipçisi olmalı. İstanbul Sözleşmesinden çekilmemizle ve 6284 sayılı yasanın dahi sorgulanır hale gelmesiyle, son dönemde maalesef şiddetin faillerini giderek daha çok cesaretlendiren, bir cezasızlık algısı oluşmuş durumda. Kadınların, evde, işte, okulda, sokakta mücadele etmek zorunda kaldığı ve şiddetin beslendiği tüm eşitsizlikleri ortadan kaldırmadan, şiddet döngüsünü kıramayız. Hukuksal ve kurumsal mekanizmaların etkin işleyişi, şiddete taviz vermeyen bir mücadele için şart" dedi.
KAYYUMLARA DİKKAT ÇEKTİ
8 aylık seçimlerin ardından bölgeye atılan kayyumlara da değinen Turan, "Temel hak ve özgürlerin ve hukuk devletinin garanti altına alınması konularında da mesafe alınması gerekiyor. Ancak, son dönemde, görevden alınan seçilmiş yerel yöneticilerin yerine atanmış yöneticilerin getirilmesini ve ifade ve basın özgürlüğünün uygulanmasındaki sorunları toplumsal istikrar ve refah hedefiyle bağdaştıramıyoruz. Önümüzdeki önemli toplumsal ve ekonomik sorunları aşabilmek için, demokratik süreçlerin işlerliğini korumalıyız. Ülkemizin dünyadaki siyasi ve ekonomik gücünü, demokrasisinin gücü ve hukuk devletinin sağlamlığı belirleyecektir" diye konuştu.
100'ÜN ÜZERİNDE ÇALIŞMAYA İMZA ATTIK
100'ün üzerinde çalışmaya imza attıklarını ifade eden TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez de, "Konfederasyonumuz bundan 20 sene önce, gönüllülük esasına dayalı, bağımsız ve tarafsız bir sivil toplum kuruluşu olma anlayışıyla yola çıkmıştı. Kuruluştaki 5 bölgesel, 1 sektörel federasyon ve 61 dernekten, bugün 31 federasyon, 371 üye derneğe ulaştık. Temsil ettiğimiz 100 binden fazla şirket ile ülkemizin en kapsayıcı sivil toplum kuruluşlarından biri olduk. Bununla ne kadar gurur duysak azdır. Anadolu iş dünyasının ve KOBİ'lerinin sesi olarak çıktığımız bu yolda şirketlerimizin, kentlerimizin ve bölgelerimizin rekabetçiliğinden başlayıp ülkemizin rekabetçiliğine kadar uzandık. Rekabet gücünün tüm bileşenlerini radarımıza aldık. Neredeyse dokunulmadık alan bırakmadık. Makroekonomik istikrar, büyüme, sürdürülebilir kalkınma, girişimcilik, yenilikçilik, dijitalleşme, yeşil dönüşüm, iş dünyasında kadın, eğitim, demokratikleşme gibi birçok konuda 100’ün üzerinde çalışmaya imza attık" bilgisini paylaştı.
'İLK ZİRVEYİ DİYARBAKIR'DAZ YAPTMIŞTIK'
İlk zirveyi 20 yıl önce Diyarbakır'da yaptıklarını hatırlatan Sönmez, "20 yıl önce Türkiye’nin geçirmesi gereken değişimin yolu Diyarbakır ile kesişiyordu. Biz de bu yolda ilk zirveyi 20 yıl önce Diyarbakır’da yapmıştık. Bugün yine Diyarbakır’dayız. Tarih boyunca birçok kültüre ev sahipliği yapmış olan bu kadim şehirdeyiz. Küresel sistemde ve bölgemizde meydana gelmekte olan büyük değişimleri, dönüşümleri konuşup değerlendirmek üzere bölgedeki ekonomik, sosyal, siyasi hayatın hep merkezinde yer alan Diyarbakır’da bir aradayız" dedi.
DİYARBAKIR'DA KİŞİ BAŞI GELİR 5 BİN DOLARIN ALTINDA
2022 yılı verilerine göre Diyarbakır'da kişi başı gelirin 5 bin doların altında olduğunu söyleyen Sönmez, sözlerine şunları ekledi: "'İstanbul, Tekirdağ, Kocaeli gibi kişi başı geliri 15 bin doları aşmış ve orta gelir tuzağını aşmış olan illerimiz var. Buna karşılık alt-orta gelir kategorisinde illerimiz de var. Mesela 2022 verilerine göre Diyarbakır 5 bin doların altında. Girişimlerin neredeyse üçte biri İstanbul’da. 3,7 milyon girişimin 1,1 milyonu… Doğu ve Güneydoğu’daki bazı illerde ise girişim sayısı 10 binin bile altına düşüyor. Mesela Diyarbakır’da 50 bin. Girişim sayılarındaki bu yoğunlaşma, piyasa ekonomisinin kurumsal temellerinin güçlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Yurdun tamamında ekonomik faaliyetlerin motoru, kamu değil özel sektör olmalı. Bu da ancak iyi tasarlanmış bir teşvik sistemi ile mümkün."
'SEÇİLMİŞLER GÖREVLERİNDEN ALINMASIN'
Sönmez, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
"2010 yılında yine Diyarbakır’da yapmış olduğumuz 14. zirvede, o tarihteki başkanımız Sayın Celal Beysel, ‘şiddetin yerini siyasi huzurun aldığı yerlerde ekonomik gelişmenin daha çabuk olduğunu’ vurgulamıştı. 2013 yılındaki Olağan Genel Kurulumuzda ise o tarihteki başkanımız Sayın Süleyman Onatça, “Silahların yerine fikirlerin ve siyasetin konuşması çağrısıyla yeni ve umut dolu bir döneme giriliyor” demiş ve “Kalıcı bir huzur için herkes elinden geleni yapmalı. Bu öncelikle vicdani bir sorumluluktur” diye eklemişti. Aradan yıllar geçti. Yine Diyarbakır’dayız. Geçmişte söylemiş olduğumuz sözler hala çok doğru, hala çok geçerli. Bugün de aynı vicdani sorumluluğu duyuyoruz. Bir kez daha elimizden geleni yapmaya hazırız. Narin bebekler öldürülmesin diye. Yoksul çocuklar yangında can vermesin diye. Kadın cinayetleri son bulsun, çocuklar fakirlik yüzünden okulu bırakıp çalışmaya başlamasın; gençler kendi geleceklerini yaban ellerde aramasın diye. Suç makineleri sokakta gezmesin, çetelerin kökü kazınsın diye. Seçimle iş başına gelen yerel yöneticiler kesinleşmiş yargı kararı olmadan görevlerinden alınamasın diye…
SERRA BUCAK: 8 AYDA 30 BİN KİŞİ İŞ BAŞVURUSUNDA BULUNDU
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Serra Bucak, "Bugün bu bamımsız konfederasyonunun zirvesinin burada gerçekleştirilmesi elbette ki mesaj içeriyor. Mezopotamyanın kalbi olan ve kültürel etkileşimin merkezi olan Diyarbakır'da bu toplantının yapılması bizler için çok kıymetli. Bu toplantıyla genç ve dinamek kenti olan Diyarbakır'ın yeniden güçlü bir merkez olma iradesini koruyor. Bölgeye olan güveninin göstergesinin ötesinde, bizimde desteklediğimiz katılımcı bir model esas alınması, kentin yeniden sosyal, kültürel vizyonunun kalkınmasının da önemli işaretidir. bu vizyonun gerçekleşmesi içni adil dağılım istikrarlı bir yatırım ortamı olması önemli. Enfalsyon, işsizlik hayat pahalılığı ve gelir dağılımı ile vergideki adaletsizlik son yıllarda çok daha yakıcı bir hal almıştır. Bunun sonuçları toplumun her kesiminde aynı şekilde yayşanmıyor. İşsizlik sorunu artarken, kadınlar ve gençler istihdamdan uzaklaşıyor. Yani tüm krizlerde olduğu gibi çatışma, siyasal ve toplumsal süreçlerde en çok gençler, kadınlar ve dolayısıyla çocukları etkilemektedir. Çoğrafi olarak sda bir eşitsitlik var. Diyarbakır başta olmak üzere bölge geride bırakılıyor. TÜİK bile bunu itiraf ediyorsa, gerçek tabloyu varın siza düşünün. Gerçek tablo 8 aydır bizler için ortada. Seçimlernden şimdiye kadar 8 aydır 30 bin kişi iş başvurusunda bulundu. Biz bir kamu kurumu olduğumuz için hepsine cevap verebilmemiz mümkün değil. Ama bu gerçeğe gözümüzü kapatamayız da. Diyarbakır'da gençlerin yüzde 30'u istihdam ve eğitimde yer almaması bizler için kayıptır. Diyarbakır önemli fırsatlar sunan bir kenttir. Tatırm, turizm ve teknolojiye kadar önemli zeminler hazırlamaktayız. Herkesin desteğini bekliyoruz" dedi.
VALİ VEKİLİ: DİYARBAKIR VALİLİĞİ OLARAK İŞ DÜNYASI VE STK'LARIN YANINDAYIZ
Ardından konuşan Diyarbakır Valisi Vekili Aziz Gölbaşı ise, "Ülkemiz yüz yılın felaketini yayadı. Pandeminin ardından büyük bir felaket olan depremi yaşadık. Bu deprem birçok şehrimizde büyük tahribatlar oluşturdu. Dolayısıyla ekonomik anlamda büyük zorluklarla karşılaştık. Ama önleyici politikalarla bunun üstesinden geldik. Diyarbakır Valiliği olarak, iş dünyası ve STK'ların yanındayız. Her türlü kalkınma için desteğe hazırız" diye ifade etti.
ZİRVE PANELLE DEVAM EDİYOR
Yapılacak konuşmaların ardından, zirve, '2025’e Girerken Küresel Riskler ve Yerel Çözümler' ve 'İkinci Yüzyılda Kalkınmanın Dinamikleri' başlıkları altında düzenlenen panelle devam ediyor. Panelde, '2025’e Girerken Küresel Riskler ve Yerel Çözümler' konulu başlığın Moderatörlüğünü CNBC-e Sunucusu Şafak Tükle yapacak, EDAM Direktörü Sinan Ülgen ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Merkez Bankası Eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara ise sunum gerçekleştirecek. 'İkinci Yüzyılda Kalkınmanın Dinamikleri' başlıklı konunun sunumunu ise zirvenin onur konuğu olan Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜSİAD Önceki Dönem YİK Başkanı Tuncay Özilhan gerçekleştirecek.