Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, partinin genel merkezinde toplandı. Toplantı öncesi konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Suriye’deki SİHa saldırısı sonucu yaşamını yitiren gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i andı. Türkoğlu, “Cihan ve Nazım sadece hakikatleri bizlere ulaştırdığı için değil, bu iktidarın Rojava’da yürüttüğü özel savaş politikalarını teşhir ettiği için katledildi. Kamerasıyla, kalemiyle Rojavalı kadınların, halkların direnişinin tanıklığını yapan ve direnişi tüm dünyaya duyuran Cihan ve Nazım’ın kalemi yerde kalmayacak” dedi.
“İKTİDAR AÇIKLAMA YAPSIN”
Gazetecilerin öldürülmesi ile ilgili iktidardan açıklama beklediklerini dile getiren Halide Türkoğlu, “Hakikatin yolundan giden gazetecilere yapılan bu saldırıyı lanetliyor ‘Özgür Basın susturulamaz’ diyorum. Minbiç’te Türkiye destekli SMO çeteleri tarafından katledilen Zenubiya Kadın Topluluğu üyeleri Kamar El-Soud, Ayşe Abdulkadir ve İman’ı anarken, Suriye’de yaşayan kadınların ve mücadele eden kadınların yanında olmaya devam edeceğiz. Çetelerin Rojava kadın devrimini karanlığa boğmasına izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
“ÖZERK YÖNETİM TARAFINDAN BİR SALDIRI GERÇEKLEŞTİRİLMİŞ MİDİR?”
Türkoğlu, Suriye’deki gelişmelere dikkat çekerek, şunları söyledi: “Kuzey ve Doğu Suriye’yi kendine tehdit olarak gören bu iktidar şunu açıklamalıdır. Kadınların, Kürtlerin, Arapların, Ermenilerin, Çerkezlerin, Türkmenlerin Süryanilerin, farklı inançların, mezheplerin, kültürlerin bir arada yaşamak için inşa ettikleri yaşam sizi neyle tehdit ediyor? Sınırları neyle tehdit ediyor? 10 yıldır bir güne bir gün Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi tarafından ülkeye bir saldırı gerçekleştirilmiş midir? Dünyanın dört bir yanından yükselen ‘Rojava Devrimi kadın devrimidir’ diyen kadınların sözü böyle bir saldırı olmadığının teminatıdır. Buradan iktidarı uyarıyoruz; IŞİD türevi çeteleri beslemek tekçiliği, cinsiyetçiliği, kadın düşmanlığını beslemektir. Bu çetelerden medet umarak yayılmacı hayaller peşine düşmek, bu ülkeyi felakete sürüklemektir. Kadın yoksulluğunu, işsizliğini derinleştirerek kadına yönelik şiddet ve katliamların önünü daha fazla açmaktır.”
“11 AYDA 399 KADIN KATLEDİLDİ”
Kadına yönelik şiddet ve cinayetlere de dikkat çeken Türkoğlu, “Bugün İstanbul Sözleşmesi uygulanmış olsaydı, bu ülkede 11 ayda 399 kadın katledilmemiş olacaktı. 2024 yılının 11 ayında 399 kadın erkekler tarafından katledildi. Kadınlar boşanmak istedikleri erkekler tarafından katledilirken, şüpheli bir şekilde ölü bulunurken caydırıcı yasaları hayata geçirmeyenler bu cinayetlerin sorumlularıdır. Faillere iyi hal indirimi veren erkek yargı, bu cinayetlerden sorumludur. İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilerek kadınları savunmasız bırakanlar, şikayet etmek için gittikleri karakollara başvuran kadınları şiddet ortamına geri gönderenler bu cinayetlerden sorumludur. Ekonomik özgürlüğü olmadığı için şiddet ortamından çıkamayan kadınlara istihdam alanları yaratmayanlar bu cinayetlerden sorumludur” dedi.