Diyarbakır Barosu tarafından “Narin'e verdiğimiz sözün arkasında durmaya ve davayı takip etmeye devam edeceğiz” başlığıyla yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“21 Ağustos 2024 tarihinde kaybettirilen ve 8 Eylül 2024 tarihinde cansız bedenine ulaşılan Narin'in Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davasının ilk duruşması 07.11.2024 tarihinde başlamış ve 3 gün sürerek 09.11.2024 tarihinde gece saatlerinde sona ermiştir. Yapılan tensip duruşmasında Baromuzun katılma talebi ile bir kısım tevsi tahkikat taleplerimiz kabul edilmiş olup, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmiştir.
Soruşturma aşamasından itibaren Narin'in dosyasının takibi için Baromuzun merkez komisyonlarında çalışan ve benzer davalarda tecrübe sahibi olan avukatlarla bir araya gelinerek komisyon oluşturulmuştur. Davanın ilk duruşmasında da Diyarbakır Barosunu komisyon üyesi avukatlar temsil etmiştir. Diyarbakır Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri de ayrıca duruşmada hazır bulunmuştur.
Duruşmaya yoğun bir katılım olduğundan duruşma salonunun fiziki koşulları zaman zaman yetersiz kalsa da meslektaşlarımızın sağduyusu ile sorun yaşanmaması için büyük bir özen gösterilmiştir.
Öncelikli amacımız Narin dosyasında maddi gerçeğin açıkça ortaya çıkarılması, fail/faillerinin tespit edilmesi ve cezalandırılmasıdır. Çocukların üstün yararı önceliğiyle çocukların korunması ve haklarının ihlal edilmemesi için Diyarbakır Barosu olarak mücadelemiz sürecektir. Diyarbakır Barosu, adalete ulaşmak için üstlendiği misyondan aldığı güçle hak ihlaline uğrayan her yurttaşımızın hakkını aramaya ve yanlarında olmaya devam edecektir.
Bu vesileyle; kamuoyunun vicdanını yaralayan Narin dosyasının duruşmasına katılım çağrımıza cevap vererek bizlere destek sunan ve bizleri yalnız bırakmayan başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere tüm Barolara, tüm meslektaşlarımıza, tüm sivil toplum örgütlerine, siyasi parti temsilcilerine, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerine ve basın emekçilerine teşekkür ederiz.
Diyarbakır Barosu olarak, Narin'i aile bireyimiz olarak kabul ettiğimizi ve maddi gerçeğin ortaya çıkması için hukuki süreç tamamlanıncaya kadar mücadele edeceğimizi tüm kamuoyunun bilmesini isteriz.”