Faruk Balıkçı - Özel
Çarpıcı açıklamalarda bulunan Ohanyan, birinci kuşak Ermenilerin kendilerini sorgulamadığını, ikinci kuşağın çok az sorguladığını, asıl sorgulamaların üçüncü ve dördüncü kuşakta yaşandığını ifade etti. Ohanyan’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtlar şöyle:
*Abdulgaffur Turkay, nasıl Ohanyan oldu?
Ben Müslüman iken de Ermeni olduğumu biliyordum. Önce vaftiz oldum. Sonra ismimi değiştirdim. Normalde Türkiye’de yaşayan Ermenilerde herkesin Müslümanlaştırılmış ve vaftiz isimleri vardır. Türkiye’de şu anda 60-80 bin civarı Ermeni vardır. Benim kimliğimde Abdulgaffur Turkay iken 5 yıl önce mahkeme kararıyla ismimi Ohannes Gafur Ohanyan yaptım. Biz ailece Ermeni olduğumuzu biliyorduk. Bazıları asimilasyon sürecinde daha çok Müslümanlaştı. 1915’te kurtulan çocuklara özellikle medrese eğitimi verildi. O bir politikaydı. Kimi de utanıyor ‘Ermeniyim’ demeye. Ama, herkes kimin ne olduğunu biliyor. Ailem üç kuşak Müslümanlaştırılmış. Ben Müslüman iken de Ermeni olduğumu biliyordum. Önce vaftiz oldum. Sonra mahkeme kararıyla ismimi değiştirdim.
DİYARBAKIR'DA 13 ERMENİ KİLİSESİNDEN DÖRDÜ KALDI
*Diyarbakır’da kaç Ermeni kilisesi var?
1915 yılından beri Diyarbakır’da 13 Ermeni kilisesi vardı. Şu anda 4 Ermeni Kilisesi var. Protestan ve Katolik Ermeni Kilisesi tapusu Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesindedir. Protestan Ermeni Kilisesi atölye olarak kullanılıyor. Katolik Ermeni Kilisesi ise üniversiteye kiralandı, kütüphane olarak kullanılıyor. Bunlar kilise olarak işlev görmüyor. Ermeni Vakfı’na ait ise Surp Giragos ve Surp Sarkis (çeltik) Kilisesi var. Surp Giragos iki kez onarım gördü. 2008’de onarımına başlandı. 2012’de bitirdik. 2012’de 5 bin kişinin katıldığı açılış yapıldı. 2015’te, Sur'da çıkan çatışmalı süreçte çok zarar gördü. 7 yıl kapalı kaldı. Çevre Şehircilik Bakanlığı bütçesiyle yeniden onarımını yaptık. 2022'de tekrar kilisenin açılışını yaptık. 1936 yılında beyanname ile bu tarz mülkler, azınlık vakıflarının ellerinden alındı. Sadece tapuları olanlar kaldı.
“AHIR OLDU, TAŞLARI SÖKÜLDÜ EV YAPILDI, CAMİYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”
*Ermenilerin 1915’te on üç kilisesi vardı dediniz. Bugün dördü duruyor. Dokuz kiliseye ne oldu?
1915’te Türkiye’de 2 bin civarında Ermeni kilisesi vardı. Hepsi yıkıldı. Cami yapıldı. Ahır olarak kullanıldı. Taşları söküldü evler yapıldı. 110 yıldır yıkılıyor, halen bitmedi. 1915' teki nüfus sayımına göre Diyarbakır nüfusunun yüzde 60’ı Hristiyan, yüzde 40’ı Müslümandı. Yüzde 60’ın, yüzde 97’si Ermeni’ydi. Dolayısıyla tarihte Ermeniler Diyarbakır’da büyük bir popülasyona sahipti. Surp Giragos Ermeni Kilisesi’nin büyük olmasının nedeni de ihtiyaca cevaben yapılmıştır. Ortadoğu’nun en büyük Ermeni kilisesini inşa etmenin anlamı burada kalabalık nüfus olmasından kaynaklıdır. 800 yıllık bir kilisedir. 3 bin kişi birden ayine katılabiliyor. O dönem kalabalık nüfus nedeniyle yer kapmak için gece saat 02-03’te kiliseye gelip sıraya girerlermiş. Diyarbakır Milattan Önce 17’nci yılda Ermenilerin başkentiydi. Adı da ‘Dikrana Gerd’. Tüm Dünyadaki Ermeniler Diyarbakır’a Dikrana Gerd söyler.
“DİYARBAKIR’DA 50-60 KİŞİYİZ”
*Diyarbakır’da bugün yaşayan kaç Ermeni var?
50-60 kişiyiz. Ama Türkiye’de toplam 5 milyona yakın Müslüman olmuş veya Müslümanlaştırılmış Ermeni vardır. Bugün 50-60 kişi kalmışız. Maalesef Ermeni tehcirinden kurtulan Ermeniler Müslümanlaştırılıyor. Türkiye’de 5 milyona yakın Müslüman olmuş veya Müslümanlaştırılmış Ermeni olduğu varsayılıyor. Dolayısıyla Diyarbakır’da da Müslümanlaştırılmış Ermeni çok vardır. Kendilerini gizlemelerine gerek yok. Zaten 110 yıldır gizlenmeleri ciddi bir süreçtir. Ama toplumda herkes kimin Ermeni olduğunu biliyor. Benim babam Müslüman’dır. Ben üçüncü kuşağım. Çocuklarım dördüncü kuşak. Bu kuşaklar kendilerini sorgulamaya başladı.
*Ermeniler üçüncü kuşaktan sonra mı kimliğine sahip çıktılar?
Birinci kuşak anlamadı. İkinci kuşak çok farkında olmadı. Üçüncü kuşak sorgulamaya başladı. Dördüncü kuşak daha çok sorgulamaya başladı.
Ben şöyle yorumluyorum; Birinci kuşak anlamadı. Kurtulanlar da Müslümanlaştırıldı. Onlar kendilerini sorgulamadı. İkinci kuşak çok az sorguladı. Ama esas sorgulama üç ve dördüncü kuşaklarda yaşandı. Üç ve dördüncü kuşaklar biz kimiz, neyiz? Kürt değiliz, Arap değiliz demeye başladı. Politik değil masum bir sorgulama. Ben kimim diyor. Sorgulayınca Ermeni kimliğiyle tanışıyor. Haklı ve masum bir sorgulamadır. 4 çocuğum var. 90’lı yıllarda Ermeni adı vermek istedim. Nüfus kabul etmedi. Çocuklarımın hepsinin hem Müslüman, hem de vaftiz ismi var. Ohannas soyadımız 150 yıllıktır. 3 çocuğum Turkay soyadını taşıyor. Ama torunlarımın isimleri hepsi Ermenice’dir. 18 yaşından sonra kendi iradeleriyle soyadını değiştirebilirler.
“TÜRKİYE ERMENİ PATRİĞİ DİYARBAKIR’A GELİYOR”
*Vakıf olarak yeni bir projeniz var mı?
Yıkılmaya yüz tutan Surp Sarkis onarılmayı bekliyor. Bağış toplayacağız. 26 Haziran’da Türkiye Patriğinin duasıyla restorasyona başlayacağız. Surp Sarkis kilisemiz yıkılıyor. Birkaç yıldır çalışma yürütüyoruz. Giderek eriyor. Eski validen Anıtlar Kurulu Projesi’ni çıkarttık. Şu anda finans çalışması yapıyoruz. 25 gün önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurduk. 5 milyon bir ödenek tahsis edildi. Ayın 26’sında Türkiye Ermeni Patriği gelecek dua ile restorasyona başlayacağız. Çağrı yapıyorum; Bu kenti seven, işadamından sıradaki vatandaşa kadar Surp Sarkis Kilisesi onarımı yapılacak. Projenin tutarı 60-70 milyon TL’dir. Şu anda bakanlık 5 milyon bağış yaptı. Halktan, tüm Ermenilerden toplayacağımız bağış ile yapacağız. Herkesin katkısını bekliyoruz. Basın duyurusunda hesap numaralarını da vereceğiz. Surp Giragos Ermeni Kilisesi’ni onarırken yardımlarla yaptık. 5 TL’den 100 bin dolara kadar bağış yapanlarda oldu. Şu anda günde 1500-2000 kişi ziyaret ediyor. Çok bilinen bir kilisedir. Ülkenin tanıtımına katkısı oluyor. Dolayısıyla Diyarbakırlıyım diyen herkesin sahip çıkması lazım. 2007’de Surp Giragos Ermeni Kilisesi çevresine girilemezken 2012’de bittikten sonra turizme büyük katkısı oldu. Sadece Ermenilerin üstleneceği bir durum değildir. Biz ekonomik olarak bunu yapacak güce sahip de değiliz. Kilise onarım nedeniyle herkesten destek bekliyoruz. Bu proje yardım toplayarak yapacağız.”
SURP SARKİS KİLİSESİ’NİN TARİHİ
Ermenilerin "Ruhani Merkezi" olarak kabul edilen Diyarbakır’ın Sur İlçesi’ndeki Surp Sarkis Ermeni Kilisesi, bakımsızlık ve definecilerin tahribatları nedeniyle harabeye dönmüş durumda. Tarih kaynaklarına göre Osmanlı Devleti himayesinde 1515 yılında Diyarbakır’ın iki büyük okulundan biri olarak inşa edilen Surp Sarkis Kilisesi ve bünyesinde Teoloji (Tanrı Bilimi) derslerinin verildiği okul, definecilerin, tinercilerin ve uyuşturucu bağımlıların mekanı haline geldi. Harabeye dönen tarihi yapıya ait bazalt taşları ve sütunları çalınırken, ayakta kalan sütunlar da yıkılmak üzere.
Kilise 1935 yılına kadar Çeltik Fabrikası olarak kullanıldı. Daha sonra deve ahırı ve tahıl ambarına dönüştürüldü. Vakıf olarak kiliseyi onarmak için girişimler başlatmışken, 2015’te çatışmalarda kilise ağır hasar gördü.
Diyarbakır’ın tarihi Sur İlçesi’nin Alipaşa Mahallesi’nde bulunan Surp Sarkis Kilisesi’nin mülkiyeti, Ortadoğu’nun en büyük Ermeni Kilisesi olarak bilinen Surp Giragos Ermeni Kilisesi Vakfı’na ait.