Diyarbakır

Diyarbakır’da ‘Arafta Düet’ imza gününde Demirtaş vurgusu

Selahattin Demirtaş ve Yiğit Bener’in yazdığı ‘Arafta Düet’ kitabının ilk imza günü Diyarbakır’da gerçekleşti. Yazar Bener “Hala hapiste olmasından dolayı çok büyük bir vicdan azabı var” dedi.

Abone Ol

ÖZEL HABER - Fatma TEMEL

Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Yazar Yiğit Bener’in yazdığı ‘Araf'ta Düet’ kitabının ilk imza günü Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı’nda (DİTAV) düzenlendi. 

İmza gününe Yazar Yiğit Bener ile Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın yanı sıra birçok vatandaş katıldı. Etkinlikte konuşma yapan Başak Demirtaş, “Selahattin, ‘Arafta Düet’ kitabıyla Yiğit beyle çok orijinal ve farklı bir şey yaptılar. Belki de bir ilk“ dedi.  

‘SELAHATTİN BURADA DEĞİL AMA YÜREĞİ BİZLERLE’

“İlk önce Selehattin’in selamlarını ileteyim üzerimde kalmasın“ diyen Başak Demirtaş, kitapla ilgili şunları söyledi: “Selahattin’in herkese çok selamları, sevgileri vardı. Selahattin beni ve bizleri şaşırtmaya devam ediyor. Kitabı ilk yazmaya karar verdiği zaman çok şaşırmıştım. Nasıl olur diye. Sonrasından çok güzel bir şey çıktı ortaya. Yiğit beye de çok teşekkür ederim. İmza günlerine Selahattin ve Yiğit beyle birlikte gezmeye devam edeceğiz. Evet Selahattin burada değil ama yüreği bizlerle. Bundan sonra Van’da, İzmir’de ve Ankara’da, İstanbul ve Mardin’de de imza günü etkinliklerimiz olacak. Oraya da herkesi bekleriz. Ayrıca DİTAV’a da misafirperverliğinden dolayı çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu.

‘HALA HAPİSTE OLMASINDAN DOLAYI BÜYÜK BİR VİCDAN AZABI VAR’

Ardından konuşan Yazar Yiğit Bener, Selahattin Demirtaş’la birlikte kitap yazmaktan çok mutluluk duyduğunu belirterek, beraber kitap yazma fikriyle ilgili şunları söyledi: “Bundan önce farklı kentlerde ne yazık ki tek başıma sevgili Selahattin olmadan imza günleri yaptım. Bundan sonra Başak hanımla devam edecek. Ortak kitap işi tamamen Selahattin’in suçudur. Bir gün ‘beraber bir roman yazalım mı?’ dedi. Bende çok şaşırdım. Ve başladık. 

Aslında başta yayınlama gibi bir projemiz yoktu. Tamamen iki yazar dostun karşılıklı bir oyunu gibi gelişti. ‘İyi bir şey çıkarsa yayınlarız’ dedik. Galiba fena bir şey de çıkmadı. Büyük bir keyif ve uyumla yazdık. Hangi bölümü hangimizin yazdığını söylememeye karar verdik. Çünkü Selahattin sadece değerli ve önemli bir edebiyatçı değil aynı zamanda çok önemli bir siyasi figür aynı zamanda. İkimiz de kitabın her bir virgülüne satırına imzamızı attık. Onun için kimin ne yazdığını da söylememeye karar verdik. 

Bunca yıllık edebiyat hayatımın en keyifli ve değişik çalışması oldu. Onun için Selahattin’e böyle bir fikri ortaya attığı için çok teşekkür ederim. Bu imza günlerini Selahattin’le birlikte yapmak en büyük dileğimiz. Ben şunu da gördüm Türkiye’nin batısında da Selahattin çok sevilen bir figür. Aslında herkeste onun hala hapiste olmasından dolayı çok büyük bir vicdan azabı var. Dolayısıyla bu kitabın çıkması insanları mutlu etti.”