ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ
Türkiye genelinde artan uyuşturucu kullanımı Diyarbakır’da da artıyor. Uyuşturucu kullanma yaşının 16’ya kadar düştüğü kentte, uyuşturucu ve bağımlılıkla mücadele de sürüyor. 18 yaş ve üzeri bağımlılarla ilgilenen Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi (AMATEM) ile ona bağlı 18 yaş altı çocukların tedavi süreci ile ilgilenen Çocuk Ergen Tedavi Merkezi (ÇEMATEM), mücadelenin önemli merkezlerinden. Medikal tedavi gerektiren hastalar, 3 haftalık bir tedavi sürecine tabi tutuluyor. 3 hafta sonunda tedavileri dışarıda takip edilerek devam ediyor. AMATEM’de 3’ü yetişkin, 2’si çocuk olmak üzere 5 psikiyatr, 10 sosyolog ve sosyal hizmet uzmanı olmak üzere toplam 100’e yakında çalışan ile hizmet veriyor. Merkezde her ay 20-25 kişi arasında hastanın tedavi edildiği öğrenildi.
YEŞİL YILDIZ BAĞIMLILIKLARLA MÜCADELE DERNEĞİ
2017 yılında Diyarbakır’da kurulan ve 22 ilde temsilciliği bulunan Yeşil Yıldız Bağımlılıklarla Mücadele Derneği de madde bağımlılığı ile ilgili önemli çalışmalar yürütüyor. Dernek, her türlü bağımlılığa karşı mücadele veriyor. Güneydoğu Ekspres’e konuşan Yeşil Yıldız Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Yahya Öğer, madde bağımlılığının geldiği son durumu ve buna karşı yürüttükleri çalışmaları anlattı.
“BAĞIMLILIK BEYİNSEL VE BEDENSEL BİR HASTALIKTIR”
Bağımlılığın beyinsel ve bedensel bir hastalık olduğunu ifade eden Öğer, “Sosyal bir yara olarak kabul edeceğimiz her türlü bağımlılıkla mücadele etmek, geleceğimizin inşası için önemlidir. Bağımlılıkla mücadele konusunda çok kıymetli çalışmalar yapan derneklerimiz var. Bunların en başında da sürekli görüş alışverişinde olduğumuz Yeşilay gelmektedir. Yeşilay’dan dönem dönem eğitimler aldık ve hala almaya devam ediyoruz. Dernek olarak her şeyden önceki ilkemiz, var olan ve aynı zamanda can yakan bu sorunu, sesimizin ulaşabileceği her yere duyurmaktır. Bunun için de sosyal medyanın tüm alanlarını, yazılı ve görsel medya çok etkin kullanıyoruz. Ayrıca basın açıklamaları yaparak hem kamuyu oluşturmak ve hem de kamuoyunu bilinçlendirmek çabası içinde oluyoruz” dedi.
ATIK SUDA MADDE KULLANIMI TESPİTİ
Toplumun damarlarına zehir gibi işleyen her türlü bağımlılıkla mücadele için, çalıştaylar, paneller ve konferanslar yaptıklarını ifade eden Yahya Öğer, “Yakın zamanda Dicle Üniversitesi işbirliği, Ankara Üniversitesi ve Ege Üniversitesi koordinesinde ‘Atık Suda Madde Kullanımıyla’ alakalı çok önemli bir çalıştay gerçekleştirildi. Çalıştayın amacı; bir mahallenin kanalizasyonundan alınan atık su numunesinde, o mahallede kullanılan kimyasal maddelerin tespitinin yapıldığını anlatmak ve göstermekti. Bu çalışma hem yerel yönetime hem de merkezi hükümete ciddi doneler sunuyor. Bu durum, yetkililerin hem genel olarak hem de o bölgeye nasıl önlemler alması gerektiğini de açığa çıkartmaktadır” şeklinde konuştu.
“EN SON ARAŞTIRMA 2013’TE YAPILDI”
TÜİK tarafından en son 2013 yılında bir kamuoyu araştırması yapıldığına dikkat çeken Öğer, şöyle devam etti: “Bunca zaman başka da bir araştırma yapılmamış olması kabul edilir değil. Bununla birlikte Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre pandemi sonrası Dünya’da ve Türkiye’de madde kullanımı oldukça artmış durumdadır. Bu verilere göre, sigara ve alkol kullanım ile teknoloji ve kumar bağımlılığı da aynı ölçüde yükselen bir durum. Çocukları geçtik, yaş almış insanlarda da teknoloji bağımlılığı artmış durumda. 2015 yılında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Hevra Amed Platrformu birlikte yaptıkları bir alan çalışmasında 75–80 bin kişinin madde kullandığının sonucuna varmıştılar. Bu da nüfusun %8’ine denk geliyor. Geçmiş 10 yıllık zaman zarfında bir yükselme olduğu muhtemel olmakla birlikte, Türkiye genelinde resmi olarak %3 ile % 4.5 gibi bir rakam var madde kullanıcı oranı. Korkarım ki Diyarbakır’da bu oran %7’dir.”
“KULLANIM YAŞI DA ÜRKÜTÜCÜ BOYUTLARDA”
Madde kullanımı ile ulaşılabilirliği birbirinden ayırmak gerektiğini kaydeden Öğer, şunları söyledi: “Diyarbakır’da ne yazık ki maddeye ulaşılabilirlik yaşı, aileden ve çevreden birinin yönlendirmesi nedeniyle ‘ortaokul’ yaşlarına kadar düşmüş durumda. Maalesef ki araştırmalar, bazı kullanıcılar kendi ailelerinden yaşı küçük olan birine bunu yaptırıyor. Zira yakalanması halinde ceza alma riski yok. Bir defa bir şekilde denk gelinmesi halinde insanın hayatını allak bullak eder herhangi bir bağımlılık. Sosyal medya ve internet ağının çok iyi kullanılması nedeniyle, geçmişte kullanmış ve bulundurmuş birini hiç bilmediği bir yere götürün, maddeye ulaşımı en fazla 1 saattir. İş bu kadar ciddi boyuttadır. Kullanım yaşı da ürkütücü boyutlarda. Araştırmalar tüm Türkiye’de olduğu gibi Diyarbakır’da da madde kullanım yaşının 16 ile 25 yaş arası çok daha hızlı ve yaygın olduğunu gösteriyor. Bunun çok sebepleri vardır ama en önemli sebepleri arasında, gençliğin kendini kabul ettirmesi, hayatına yön verme özgürlüğü, aile arasında iletişim kopukluğu ve duygusal kopuşlar gelmektedir. Pandemi ve son deprem sonrasında madde kullanım yaşı garip bir şekilde yükseldi de. Orta yaş dediğimiz 50 yaş ve üstü insanlarda da madde kullanma durumu sıkça yaşanıyor.”
“VAZGEÇİLMEYEN HER ŞEY BAĞIMLILIK YARATIR”
Dernek olarak, madde bağımlılığı, alkol, kumar, teknoloji bağımlılığı, tütün, marka ve sanal kumar bağımlılığı üzerine çalıştıklarını belirten Öğer, “Bunun yanı sıra son zamanlarda, çok sık duyup rastlıyoruz diye porno bağımlılığı üzerine de bir çalışma başlatacağız. Davranışsal olarak vazgeçilmeyen her şey bağımlılık yaratır. Mesela ülkemizde henüz çok konuşulmuyor ama kafein, karbonhidrat ve şeker bağımlığı da önümüzdeki zamanlarda çok konuşulacak konulardır. Son zamanlarda Diyarbakır’da, ‘sanal kumar bağımlılığı’ konusunda da başvurular alıyoruz ki o da son derece tehlikeli bir durumdur. Bağımlılık konusunda her şeyden önce, önleyici eğitim çalışmaları yapıyoruz. Bunun için de okullarda, üniversitede, camilerde, aile toplantılarında ve tüm sivil toplum kurumlarında öğrenci ve ailelerle yüz yüze görüşüp bu işin ne kadar kötü ve nasıl olumsuzluklar getirdiğini konuşuyoruz. Fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bu konuda bize başvuran ailelere her şeyden önce korunun diyoruz. Sonrasında da çocuklarınızla iletişim kurun, onları dinleyin ve çare bulma konusu olarak birlikte çalışın tavsiyesinde bulunuyoruz” dedi.
TEDAVİ SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?
Öğer, madde bağımlılığında tedavi ile ilgili de şunları söyledi: “Bize başvuran madde bağımlısı birine destek olabilmemiz için her şeyden önce, kişinin ‘ben destek ve tedavi olmak istiyorum’ sözünü ikrar ve kabul etmesi gerekir. 18 yaşından küçükse ve medikal tedavi alması gerekiyorsa ÇEMATEM dediğimiz Çocuk Ergen Tedavi Merkezine yönlendiriyoruz. Merkeze gitmesi konusunda tüm ilişkileri sağlıyoruz. AMATEM dediğimiz 18 yaş ve üzeri hastalarla ilgilenen merkezimizden de randevu alarak yönlendirme yapıyoruz. Bu iki merkeze yönlendirdiğimiz hastalarımızın yatışları yapılıp tedavileri başladıktan sonra da bizim gözetimimiz altında oluyorlar. Medikal tedavi bitip eve gittikten sonra bu defa da aile eğitimlerini vermeye başlıyoruz. Kişiye nasıl yaklaşılacağı ve birlikte neler yapılacağı konusunda. Kişinin herhangi bir mesleği varsa, kendisinin kurslara yönlendirme konusunda da çalışıyoruz.”
“ŞEHRİMİZİN BİR REHABİLİTASYON KÖYÜNE İHTİYACI VAR”
Dernek olarak tedavi için bine yakın madde bağımlısını takip ettiklerini dile getiren Öğer, “Bunların aileleri ile de diyalog halindeyiz. Şehrimizin bir rehabilitasyon köyüne ihtiyacı var. Bağımlı bireyin meşgul olması bağımlı olduğu maddeyi unutmasını sağlıyor. Bu anlamda böyle bir köy, şehrimiz için çok iyi olacaktır. Sigara bırakmak içim 171 sigara bırakma hattı, madde bağımlılığıyla alakalı 191 Uyuşturucuyla Mücadele Hattı, aynı zamanda Yeşilay Danışmanlık Merkezi, Diyarbakır ÇEMATEM VE AMATEM’ler, kentimizdeki tüm hastaneler bu konuda yurttaşlarımıza hizmet etmeye hazırdırlar” şeklinde konuştu.