Diyarbakır

Diyarbakır'da ders zili sorunlarla çalacak

Eğitim-Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Eş Başkanı Duygu Özbay, "Diyarbakır'da artan yoksulluk eğitimi etkiliyor, öğrenciler okullarda beslenemiyor" dedi.

Abone Ol

ÖZEL HABER - Güneş OCAĞA

2024-2025 yılı eğitim ve öğretim yılı 9 Eylül'de başlıyor. Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün son güncel verilerine göre, Diyarbakır'da 2 bin 287 okul- kurum, 16 bin 89 derslik, 24 bin 865 öğretmen ve 467 bin 725 öğrenci var.  

Diyarbakır'da okullarda ders zilinin çalmasına sayılı günler kalırken, çözülmeyen sorunların katlanarak arttığını belirten Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Diyarbakır 2 Nolu Şube Eş Başkanı Duygu Özbay, gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuştu.

EĞİTİM YILI CİDDİ PROBLEMLERLE BAŞLIYOR 

Yeni eğitim ve öğretim yılının çok ciddi problemlerle başladığına işaret eden Özbay, "Yeni eğitim sürecine girerken öğrenci ve veliler adına hiç bir sorun çözülmedi. Göçmen, yoksul ve anadilinde eğitim alamayan çocukların eğitim hakları zedelenmiş bir şekilde eğitim hayatına giriliyor. Dolayısıyla bu çocuklar için ne yapmak gerektiğine dair bizler düşüncelerimizi önceden de söylemiştik. Herkes eşit yurttaş temelinde eğitim haklarına sahip. Biz defalarca da bunu dile getirdik. Fakat hiçbir çözüm sağlanmadı. Anadilde eğitime dair hiçbir adım atılmadı. Müfredat değişikliği yapıldı, fakat bu müfredat değişikliği de yine tek dilli eğitim politikaları üzerinden dizayn edildi. Tek cinsiyetçi, tek milliyetçi tek inancı dayatan bir eğitim politikası var. Dolayısıyla çok dillilik, çok kültürlülük yok sayılıyor. Böyle bir eğitim sistemi tek tip öğrenci yetiştirmeye dönük bir eğitim sistemidir. Dolayısıyla eşitsizliği derinleştiren bir eğitim müfredatıyla karşı karşıyayız" dedi.

"BİLİMSEL EĞİTİM HAKLARI ELLERİNDEN ALINDI" 

Çocukların bilimsel eğitim haklarına darbe vurulduğunu dile getiren Özbay, şöyle devam etti: 
"Bilim derslerine dair kazanımlar artırılırken, din derslerine ait kazanımlara ağırlık verildi. Çocukların bilimsel eğitim hakkına bir darbe olduğunu görüyoruz. Kız çocuklarının eğitim haklarına dair de bir düzenlemeye gidilmediğini görüyoruz. Çünkü 2011 yılında kız çocuklarının, erkek çocuklarına göre eğitim ve öğretim süreçlerine katılma bir buçuk yıl kısayken, aslında 2024 yılına geldiğimizde bu sürecin iki yıla çıktığını görüyoruz. Dolayısıyla kız çocuklarının eğitim ve öğretim süreçlerinin içerisinde tutacak politikalar bakanlık tarafından geliştirilmedi. Belki görünürde kız çocuklarının eğitime dahil olması artmış, fakat eğitim süreci içerisinde küçük yaşta zorla evlendirilmeleri görüyoruz. Buna dair hiçbir çözüm önerisi yok."

DİYARBAKIR'DA SINIFLAR ÇOK KALABALIK

Diyarbakır'da sınıfların çok kalabalık olduğuna dikkat çeken Özbay, şunları söyledi: 
"Okullar açılacak, ama Diyarbakır'da çok kalabalık sınıflar sorunu var. Bir sınıfta 40-50 öğrenci var. Bir öğretmenin bazen 40-50 öğrencinin tamamına ulaşıyor olabilmesi mümkün değil. Dolayısıyla burada da zedelenen bire eğitim hakkı var. Kalabalık sınıflar sorunu çözülmemiş. Diyarbakır'da yine yetersiz okullar var. Evet yeni binalar inşa ediliyor, ama bu az sayıda. Ve bugün eğitim ve öğretim talebine bir cevap olamadığı için yine eksik kalan bir uygulama olarak değerlendiriyoruz. Fakat ataması yapılmayan öğretmenler sorunu var. Birçok öğretmen ihtiyacı varken, ataması yapılmayan binlerce öğretmen şuanda mağdur ediliyor. Binlerce öğrenci bugün öğretmenleri beklerken, sınıflar içerisinde mağdur ediliyor." 

"TAŞIMALI EĞİTİMDE HAK İHLALLERİ VAR"

Taşımalı eğitime de vurgu yapan Özbay, "Köy okullarını kapatıp taşımalı eğitime geçiyorlar. Sonra o taşımalı eğitim de aslında birleştirilmiş sınıf uygulaması eşliğinde yapıyorlar. Dolayısıyla ataması yapılmayan öğretmenlerden kalan o boşluğa hak ihlali yaparak çözüm bulmaya çalışıyorlar. Atanamayan öğretmen sorununa dair Bakanlık bir çözüm geliştirmek istemiyor. Eğitim alanı emek sömürüsü üzerinden kar eden alan olarak dizayn ediliyor. Eğitim sistemi bugün bir yanıyla cinsiyetçi, bir yanıyla milliyetçi ve dinci kodlar üzerinden inşa edilirken, bir diğer yanı ise liberal politikalar ekseninde dizayn ediliyor" diye konuştu.

OKULLARDA HİJYEN YOK

Diyarbakır'da geçen yıl gerçekleştirdikleri ankete de dikkat çeken Özbay, "Biz Diyarbakır'da geçen yıl bir anket yaptık. Yapılan ankete cevap veren eğitim emekçileri, okulların yeterince temiz olmadığını söylediler. Hatta kış dönemlerinde okulların yeterince ısıtılmadığını ifade etmiştiler. Okullara yardımcı personel atanmıyor. Koronadan sonra yeni bir pandemi süreciyle karşı karşıyayız. Okullar hijyenik değil. Eğitim emekçileri ve öğrenciler salgını bertaraf edecek, bulaş yollarını azaltabilecek fiziksel bir ortamda yer alamayacak. Şuan Diyarbakır için en önemli sorun budur. En acil çözülmesi gereken bir sorundur. Bu salgınların hiç biri son bulmayacak. Dolayısıyla hijyen koşulları çok önemli. Daha fazla bina, daha fazla sınıf, daha fazla öğretmen daha fazla yardımcı personelle ihtiyaç var" dedi. 

"KADIN EĞİTİMCİLER MOBBİNGE UĞRUYOR"

Yine gerçekleştirdikleri bir ankette de kadın emekçilerin çoğu mobbinge maruz kaldıklarını ifade eden Özbay, "Geçen yıl yine Diyarbakır'da yaptığımız anket çalışmasına katılan kadın emekçilerinin büyük bir bölümü okullarda mobinge uğradığını ifade ederken, erkek emekçiler mobbinge uğramadığını söylemiştiler. Dolayısıyla mobbing ve cinsiyet arasında kurduğumuz korelasyonel ilişki Diyarbakır özelinde de varlığını sürdürüyor. Bizler bugün işyerlerinde 190 sayılı sözleşmenin imzalanmasını, hükümetin Meclis'te onaylanmasını ve sözleşmenin maddelerinin gereğinin yerine getirilmesini talep ediyoruz. Bu da iş yeri içerisinde kadınları psikolojik taciz, fiziksel taciz ve her türlü şiddetten koruyacak. İşyerinin kadın eksenli dizayn edilmesini istiyoruz" talebinde bulundu. 

"ÇOK ŞİDDETLİ BİR YOKSULLUK VAR"

Eğitim ve öğretim yılının yoksulluğun çok çok şiddetli olduğu bir dönemde açıldığını belirten Özbay, "Gıda enflasyonu bakımında birinci sırada yer alan ülkeyiz. Ev kiralarının en yüksek olduğu ülkeler arasında birinci sıradayız, kadına yönelik şiddettin artığı en fazla ülkeyiz. Buna karşı ise hak, hukuk ve özgürlük ülkeler arsında 90 ülkenin arasında 80'inci sıradayız. Eğitime çok az bir bütçe ayrılıyor. Dolayısıyla halkın kamusal hizmet alma hakkının çok büyük gasp edildiğini farkındayız. Çok büyük bir ekonomik kriz var. Diyarbakır'da da çok fazla yoksulluk artmaktadır. Diyarbakır'daki okullarda beslenemeyen çok öğrenciler var. Kırtasiye ücretleri çok fahiş fiyatlarla artmış durumda. Çocuklar aç kalıyor, beslenme çantaları yetersiz, defter ve kitap alamıyorlar. Veliler bunun ödemesini yapamıyor" dedi.