ÖZEL HABER - Güneş OCAĞA

1900'lü yılların başında ipek üretimiyle öne çıkan Diyarbakır, 1927 yılında İzmir'de yapılan bir sanayi sayımı envanter çalışmasına göre üretimde İstanbul'dan sonra ikinci sırada yer alıyordu. Buna paralel olarak dut ağaçları da şehrin her bir yanında göğeriyordu. Çünkü dut ağaçlarının yaprağından ipek böcekleri, meyvesi olan duttan ise Diyarbakır halkı faydalanıyordu. Kent için büyük öneme sahip olan dut ağaçlarının Diyarbakır'a sağladığı avantajları gazetemiz güneydoğu Ekspres'e değerlendiren Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı'nın (DİTAV) ikinci başkanı yazar Şeyhmus Diken, önemli bilgiler paylaştı. 

DİYARBAKIR BİR ZAMANLAR İPEK ÜRETİM MERKEZİYDİ

Diyarbakır'ın bir zamanlar ipekli dokuma üretimi merkezi olduğunu vurgulayan Diken, şunları söyledi:

"Diyarbakır Suriçi’nde bir zamanlar hayatın sürdüğü bazalt taş avlulu evlerde mutlaka dut ağaçları da vardı. Ve tabii ki kentin akciğeri Hevsel Bahçeleri'nde dut bahçeleri olurdu. Çünkü dut ağaçları hem yaprağıyla, hem de meyvesiyle kente büyük ekonomik katkı sağlardı. Diyarbakır, 1900 yılların öncesinden itibaren ipek böcekçiliği açısından çok öne çıkan bir şehirdi. 1927 yılında İzmir'de yapılan sanayi sayımı envanter çalışmasında Diyarbakır, İstanbul'dan sonra ipekli dokuma üretiminde ikinci sırada. İpekli dokumada öncü olan Bursa ise üçüncü sırada yer alıyor. Diyarbakır, sadece istihdamda Bursa'dan sonra üçüncü sırada yer alıyordu. Kentte ipekli dokumada 772 işletme vardı ve bunların çoğu aile işletmesiydi."

Dut Bahçesi2

İPEK ÜRETİMİNDE DUT AĞAÇLARININ ÖNEMİ

 "Üreten ve istihdam yaratan bir kentte dut ağaçlarının fazla olması kaçınılmazdı" diyen Diken sözlerine şunları ekledi:

"Düşünün Türkiye'de ikinci ve üçüncü sırada olan bir şehirden bahsediyoruz. Üreten ve istihdam yaratan bir kentte tabi ki dut ağacı da çok olacak. Çünkü ipek kozasının içindeki tırtıllar dut yaprağıyla besleniyordu. Ama bu kadar dut ağacı yaprak için mi ekiliyordu? Tabii ki de hayır. Ayrıca dut ağacının meyvesi de Diyarbakır için çok kıymetliydi. Mayıs ayı gelince, Suriçi'ndeki Gazi Caddesi'nde ahşaptan yapılan ve tavla dediğimiz tepsiler içerisinde kara dut satılırdı. O dutun da adı 'karahübür'dür. Parmak büyüklüğünde ve tadı muhteşem olan bir meyvedir. Diyarbakır halkı, ipek üretiminde dut ağaçlarının yaprağından, yemek ve yine evinin ekonomisini sağlamak için de meyvesinden faydalanıyordu."

Muhabir: Güneş OCAĞA