Fatma TEMEL – Veli BALTACI-ÖZEL
Adıyamanlı Ressam Ali Osman Yanak, kadın emeğini görünür kılmak amacıyla 17’nci resim sergisini Diyarbakır’ın tarihi merkez ilçesi Sur’da açtı.
Taş Mahal Kafe’de açılan resim sergisi, 6 Ağustos tarihine kadar sanatseverlerin sunumunda olacak. Eserlerinde daha çok kadınları ön plana çıkaran ressam Ali Osman Yanak, kadınların toplumda yeterince görünür olmadığını ve eserlerinde kadınları görünür kılmayı hedeflediğini belirtti.
“17. SERGİMİ DİYARBAKIR’DA AÇMIŞ BULUNMAKTAYIM”
Genellikle sergilerini yurtdışında yaptığını belirten Yanak, “Yaklaşık 8 yıldır Türkiye’de sergi açmıyordum. Sergilerim yurt dışında hep oldu. Türkiye’de bu yıl açmaya başladım. Nisan, mayıs ve haziran aylarında Mardin’de iki tane sergi açtım. Sonrasında Diyarbakır’da da açmaya karar verdim. Diyarbakır’da biraz geç oldu sergi açmam. Sebebi icra ettiğim sanatımın açıkçası daha da olgunlaşmasını bekledim. Böylelikle en olgun ve profesyonel haliyle insanlarımızın karşısına çıkmak istedim. Şuana kadar 17. sergimi açmış bulunmaktayım“ dedi.
“ESERLERİME KADIN ÖN PLANDA”
Yaptığı eserlerden bahseden sanatçı Yanak, şunları söyledi: “Çalışmalarımda genelde konu her zaman kadın oluyor. Sebebi de kadınların hayatın her alanında ikinci sınıf muamelesi görmesidir. Kadın toplumda yeterince görünür olmadığı için görünür kılmak istiyorum. Her sanatçının kendine has bir tarzı oluyor ve bu sanatı daha iyi ifade edebilme olanağı sağlıyor. Ben de izlenimcilik akımından etkilendim ama teknoloji geliştikten sonra illüstrasyon da kattım sanatıma, fakat benimki dijital değil, elle yapılıyor.
İnsanların sergiye olan ilgisi güzel geçiyor. İnsanların sergiyi gezdikten sonra soru sormaları eserler hakkında merak duyuyor olmaları beni mutlu ediyor. İşlediğim konuda biraz doğada da yaşanan ağaçların ve diğer bitkilerin kabuk değiştirme durumunu çalışmalarımda işlemeye çalışıyorum. İnsanlar tıpkı doğada da olduğu gibi yaşamın her evresinde hayatlarımızın tüm dönemeçlerinde bir kabuk atma süreci söz konusu oluyor ve ben bu süreci resimlerimde yenilenme, gelişme ve dönüşüm olarak ele alıyorum. Özellikle de kadınlarla özdeşleştiriyorum bu konuyu çünkü coğrafyamızdaki tüm zorluklara karşı her konuda göğüs geren bundan dolayı kabuk bağlayan ve kabuklarını atan kadınları anlatmayı tercih ediyorum.”
