ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yıpranmış ve neredeyse yok olma aşamasına gelmiş kitapları yeniden hayata döndüren Mehmet Sıddık Aslan, 50 yıldır bu zorlu mesleği büyük bir sevgi ve özenle sürdürüyor. Kitapları büyük bir şefkatle onaran Aslan, kaybolmaya yüz tutmuş bir mesleği yaşatmaya devam ediyor.

MATBAACILIKTAN CİLT USTALIĞINA UZANAN BİR YOLCULUK

Mehmet Sıddık Aslan, mesleğe 50 yıl önce matbaacılık yaparak başladığını ancak zamanla kitap ciltlemeye olan ilgisinin ağır bastığını söylüyor. Ortaokul yıllarında başladığı matbaacılık, onu ciltleme sanatına yönlendirmiş. Başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere, yıpranmış her türlü kitabı onarıp tekrar kullanılabilir hale getiren Aslan, yıllar içinde on binlerce kitabı kurtardığını belirtiyor. Kitapları tamir ederken, onlara bir baba şefkatiyle yaklaştığını ve bu işin ona büyük bir haz verdiğini ifade ediyor.

Diyarbakır Kitap4

“50 yıl önce rahmetli Mehmet ustamın yanında çalışmaya başladığımda, kitap sevgimin bu kadar büyüyeceğini bilmezdim diyen” Sıddık Aslan, hikayesini şöyle anlattı: “Ortaokul yıllarımda bir dönem matbaacılık da yaptım ama kitap ciltleme eski tabir ile mücellitlik daha ağır bastı. Başta Kur’an’ı Kerim olmak üzere kimin elinde yıpranmış bir kitap varsa muhakkak bana gelir ve ben de elimden gelenin en iyisini yaparak tekrar kullanılabilir hale getirmeye çalışıyorum. Yıllar önce imkanlar çok daha iyiydi ve kitap ciltleme işi daha yoğundu, çünkü insanlar kitaplarından ayrılmak istemezlerdi ama zaman içinde işlerde hissedilir derecede azalma oldu.

Nerden bakarsanız elimden on binlerce kitap geçmiştir. Tamirat için gelen kitaplara bir baba şefkatiyle yaklaşmak hoşuma gidiyor. Eskiden, eskimiş ve yıpranmış olan Kur’an’ı Kerimler’i cüz ü bend yapardık. Ama daha sonra bu sistemin kitapları fazlasıyla daralttığını gördüm. Bu durum okuyucuyu da rahatsız ediyordu. Böylece okuyucu istediği motivasyonu bulamıyordu. O yüzden ciltleme işlemleri yapmaya başladık.”

KİTAP CİLTLEME SANATINDA İNCE İŞÇİLİK

Sıddık Aslan, sadece Kur’an-ı Kerim değil, her tür kitabı ve defteri ciltlediğini söylüyor. Kitapları, önce dış temizliğini yaparak, ardından sayfalarını düzgün bir şekilde birleştirerek onarıyor. Yıpranmış sayfaların tutkal ile yapıştırılmasının ardından, kitapları uygun bir kapla kaplayarak kurtarıyor. Ciltleme işlemi tamamlandıktan sonra, kitapların etrafındaki fazlalıkları kesiyor ve işlemden sonra kitapları dinlenmeye bırakıyor. Ancak Aslan, bu sürecin sadece 1 gün sürdüğünü ancak kitapların kullanıma hazır hale gelmesinin bir hafta kadar sürdüğünü belirtiyor.

Diyarbakır Kitap3

BİR USTA, BİRÇOK ÇIRAK YETİŞTİRDİ

Sıddık Aslan, mesleğini öğrenmek isteyen onlarca çırağa sahip olmuş. Ancak zamanla işin getirisi, çoğu çırak için geçim kaynağı olmaktan çıkmış ve birçoğu bu mesleği bırakmış. Diyarbakır’da bu işi yapan yalnızca üç kişi kaldığını ve mesleğin neredeyse yok olduğunu belirten Aslan, bu geleneği yaşatmanın önemine dikkat çekiyor.

BOŞ ZAMANLARINI SAZIYLA DEĞERLENDİRİYOR

İşinin dışında boş zamanlarını saz çalarak değerlendiren Sıddık Aslan, gündelik stresini bu şekilde atıyor. Küçük dükkanında çalışmaktan büyük keyif aldığını ve işini severek yaptığını ifade eden Aslan, “Her gelen dükkanımın küçük olduğunu söylüyor ama ben burada çok huzurluyum. Sabah erken saatlerde işe başlar, akşam namazıyla birlikte evime giderim” diyor.

Mehmet Sıddık Aslan, kitaplara duyduğu derin sevgi ve özenle, kaybolan bir mesleği yaşatırken, yıpranmış kitapları bir baba şefkatiyle yeniden hayata kazandırıyor. Onun bu uğraşı, hem kitapları hem de bu eski geleneği gelecek nesillere aktarmanın bir yolu.

Muhabir: Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ