ÖZEL HABER/Güneş OCAĞA
Türkiye’de psikolojik rahatsızlıklar, toplumun her kesiminde giderek daha yaygın hale geliyor. Uzmanlar, stresli yaşam olayları, travmalar, ekonomik kriz, yaşam maliyeti artışı, aile içi sorunlar ve sosyal destek eksikliklerinin, bireylerin ruhsal sağlığını olumsuz yönde etkilediğini belirtiyor. Psikolojik sağlık sorunları yaşayan bireylerin profesyonel yardım alması sağlıklı bir toplum için büyük önem taşırken, Diyarbakır'da 1200-2500 TL arası değişen seans fiyatları cep yakıyor.
UZMANLAR EKSPRES'E KONUŞTU
Gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuşan PDR Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Hayriye Müjde Erçetin, yüksek seans fiyatlarından dolayı dar gelirli bireylerin düzenli bir şekilde psikolojik destek alabilmesini imkansız hale getirdiğini belirtirken, Dicle Üniversitesi Madde Bağımlılığıyla Mücadele Merkezi Müdürü ve Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Atlı ise, ekonomik koşullar ve üst üste gelen olaylar insanların psikolojisini bozduğunu söyledi.
FİYATLAR 1200-2500 TL ARASINDA
Erçetin, Diyarbakır'da psikolojik destek hizmet fiyatlarının 1200-2500 TL arasında değiştiğini belirterek, "Bu rakamlar, dar gelirli bireylerin düzenli bir şekilde psikolojik destek alabilmesini neredeyse imkansız hale getirmektedir. Ancak, bu yüksek fiyatların arkasında bazı önemli maliyet faktörleri bulunmaktadır" dedi.
KLİNİKLERİN MALİYET GİDERLERİ YÜKSEK
Özel kliniklerin maliyet giderlerinin yüksek olduğunu vurgulayan Erçetin, şöyle devam etti:
"Özel kliniklerde faaliyet gösteren terapistlerin toplam giderleri oldukça yüksektir. Örneğin, ortalama bir kliniğin aylık kirası 40 ile 60 bin TL arasında değişmektedir. Bu yüksek kira bedelleri, kliniklerin maliyetlerini ciddi oranda artırmaktadır. Ayrıca, terapistlerin aldıkları eğitimlerin ücretleri de oldukça yüksektir. Uzmanlık eğitimi, sürekli mesleki gelişim ve sertifikasyon programları, terapistlerin maliyetlerini artıran diğer önemli faktörlerdir.”
DAR GELİRLİLER PSİKOLOJİK DESTEK HİZMETİNDEN YOKSUN
Yüksek maliyetlerin hizmet fiyatlarına yansıdığını vurgulayan Erçetin, "Bu yüksek maliyetler, hizmet fiyatlarının da yüksek olmasına neden olmaktadır. Ancak, bu durum dar gelirli bireylerin psikolojik destek hizmetlerine erişimini zorlaştırmaktadır. Avrupa'da olduğu gibi, sigorta hizmetlerinin bu konuda bireyleri desteklemesi büyük önem taşımaktadır. Ne yazık ki, Türkiye'de bu tür desteklerin olmaması, bireylerin bu hakkı kullanmalarının önüne geçmektedir" dedi.
MALİYET ARTIŞLARI TOPLUMUN RUH SAĞLIĞINI ETKİLMİŞ
Maliyet artışlarının toplumun ruh sağlığını olumsuz etkilediğine dikkat çeken Erçetin, şunları söyledi:
"Sonuç olarak, psikolojik destek hizmetlerinin maliyetlerinin yüksek olması, hem kliniklerin giderlerinden hem de terapistlerin eğitim maliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Bu durum, dar gelirli bireylerin bu hizmetlere erişimini zorlaştırmakta ve toplumun genel ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Sigorta hizmetlerinin bu alanda daha fazla destek sağlaması, bireylerin psikolojik destek hizmetlerine daha kolay erişimini sağlayabilir."
BELEDİYE, DANIŞMA MERKEZİ AÇMALI
Belediyelerin ücretsiz danışma merkezleri açması gerektiğini kaydeden Erçetin, "Diğer yandan sınırlı da olsa dar gelirli bireylerin de bu hizmetlerden yararlanabilmesi için bazı alternatifler mevcut. Türkiye'de devlet hastaneleri, vatandaşlara ücretsiz psikolojik destek hizmetleri sunmaktadır. Bu kurumlar, ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanları aracılığıyla bireylere destek verebilmektedir. Dünya ölçeğinde birçok belediye, ücretsiz veya düşük maliyetli psikolojik danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Bu konuda özellikle büyükşehir belediyelerinin ücretsiz danışma merkezleri açması gereklidir. Üniversitelerde psikolojik danışmanlık ve rehberlik ile psikoloji bölümü öğrencileri gözetiminde uygun maliyetli terapi seçenekleri de bulunabilir. Bu konuda bölümlerle iletişime geçilebilir" dedi.
STK'LAR DA PSİKOLOJİK DESTEK HİZMETİ VERİYOR
Sivil Toplum Örgütleri'nin de ücretsiz psikolojik destek hizmeti verdiğini belirten Erçetin, "Diğer yandan bazı sivil toplum kuruluşları dar gelirli bireylere ücretsiz psikolojik destek hizmetleri sunmaktadır. Örneğin, TİHV, Hayata Destek, TARDE YEDAM (Yeşilay Danışmanlık Merkezi), bağımlılıkla mücadele eden bireylere ücretsiz psikolojik ve sosyal destek sağlamaktadır. Online Terapi Platformları: Online terapi hizmetleri sunan bazı platformlar, indirimli veya ücretsiz seanslar sunabiliyor. Bu platformlar, daha geniş bir erişim sağlayarak maliyetleri düşürmeyi hedefliyorlar. Bu imkanlar kullanılabilir. Bu seçenekler, dar gelirli bireylerin de psikolojik destek alabilmesini kolaylaştırabilir. Ayrıca, toplumda ruh sağlığı konusundaki farkındalığı artırmak ve damgalanma ile mücadele etmek de önemlidir" ifadesinde bulundu.
KORONA VE DEPREM, HALKIN PSİKOLOJİSİNİ BOZDU
Dicle Üniversitesi Madde Bağımlılığıyla Mücadele Merkezi Müdürü ve Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Atlı ise, "Günümüz koşullarında, üst üste gelen olaylar halkın psikolojisinde derin yaralar iz bırakmıştır. Korona süreci ile başlayıp, onu takip eden dönemde yaşadığımız büyük deprem felaketi, Türkiye'yi derinden etkileyen ve halkın ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyen önemli olaylardır. Korona sürecinde tüm Türkiye büyük bir şekilde etkilenmişken, deprem sürecinde ise Türkiye'nin neredeyse üçte biri bu felaketten bir şekilde etkilenmiştir" dedi.
EKONOMİK KOŞULLAR HALKIN PSİKOLOJİSİNİ BOZDU
Ekonomik koşulların da halkın psikolojisini bozduğunu dile getiren Atlı, "Bunun yanı sıra, günümüzdeki ekonomik koşullar da halkın psikolojisinde sıkıntılara yol açmaktadır. Özellikle gençler arasında geleceğe dair bir belirsizlik algısı giderek güçlenmiştir. Bu belirsizlik çoğunlukla ekonomik temellere dayandırılmakta ve gençlerde kaygıyı artırmaktadır" diye konuştu.
TEKNOLOJİNİN YARATTIĞI OLUMSUZLUK
Teknolojinin insan psikolojisi üzerindeki etkilere de değinen Atlı, "Teknolojik çağın getirdiği bir diğer olumsuz etki ise sosyalliğin kaybolmasıdır. Asosyal davranışlar, huzursuzluk ve iletişimsizlik, gençler arasında giderek yaygınlaşan sorunlar arasında yer almaktadır. Sürekli evde kalma, internet başında zaman geçirme ve fiziksel sosyal ilişkilerin azalması, gençlerin ruhsal sağlıkları üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu durum, kaygı ve depresyon oranlarının artmasına neden olmaktadır" diye kaydetti.
MADDE KULLANIM YAŞI ERKEN YAŞLARA İNİYOR
Madde kullanım yaşının giderek düştüğünü de vurgulayan Atlı, "Ayrıca, gözlemlediğim bir diğer önemli konu da madde kullanımının yaşının giderek erken yaşlara inmesidir. Madde kullanımı ve bağımlılık oranlarındaki artış, toplumda kaygı bozuklukları ve ruhsal hastalıkların daha fazla görülmesine yol açmaktadır" ifadesinde bulundu.
