ÖZEL/Mehmet Rumet SOYLU-Veli BALTACİ
13. yüzyılda yaşamış olan Şeyh Hasan Zeraki’nin kabri üzerine inşa edilen türbe, halk arasında mucizelere vesile olduğuna inanılıyor ve yıl boyunca Türkiye’nin dört bir yanından çok sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor.
ŞEYH HASAN ZERAKİ EFSANESİ
Rivayetlere göre Şeyh Hasan Zeraki, 1270’li yıllarda Bağdat’tan yola çıkarak Mardin üzerinden Diyarbakır’a gelerek Hazro ilçesine yerleşti. Manevi olarak mucizelere sahip olup, derin İslami bilgileri nedeniyle Zeraki, dönemin valisi tarafından tehdit olarak görülerek zindana atıldı. Ancak bir gün valiyle birlikte namaz kılarken görülmesi üzerine şaşkınlık yarattı.
Vali şaşkınlıkla kendisinin zindanda olduğunu ve kimin çıkardığını sorar. Zeraki, Allah’ın yardımıyla hücresine giren güneş ışığı sayesinde dışarı çıktığını belirtir. Daha sonra, valinin beyin hastası olan kızını iyileştirmesi üzerine özgürlüğüne kavuşur ve saygınlık kazanır. Ömrünü ibadete adayan Zeraki, vefat ettikten sonra Hazro’ya bağlı Mirani köyüne defnedilir. O günden sonra, kabri halk arasında şifa dağıttığına inanılan bir ziyaret yeri haline gelir.
FELÇLİ HASTALARI İÇİN ŞİFA ADRESİ
Mirani Türbesi, özellikle felç geçirmiş hastaların iyileşmek amacıyla başvurduğu bir merkez konumunda. Ziyaretçiler, türbede dua ettikten sonra bazı hastalıklarının hafiflediğini veya tamamen geçtiğini öne sürüyor. Bu inanç, zamanla türbenin etrafında bir şifa merkezi oluşmasına yol açtı. Türkiye'nin dört bir yanından ve hatta yurt dışından gelen hastalar, her perşembe günü türbeyi ziyaret ediyor. Ziyaretin ardından, bazı hastaların sedye ile geldikleri halde yürüyerek ayrıldıkları iddia ediliyor.
ŞİFA ARAYANLAR İÇİN ÜÇ PERŞEMBE RİTÜELİ
Ziyaretçiler, türbeyi arka arkaya üç Perşembe günü ziyaret ediyor. Üçüncü ziyaretin sonunda ise bir horoz kesilerek ritüel tamamlanıyor. Bu uygulamanın, hastalara şifa getirdiğine inanılıyor. Türbeye gelenler İslami usullere göre giyinip dua eder, manevi huzur arar ve hastalıklarından kurtulmak için niyazda bulunur.
Şeyh Hasan Zeraki’nin türbesi, sadece dini bir ziyaret yeri değil, aynı zamanda bölgenin kültürel ve tarihî mirasının da önemli bir parçası olarak öne çıkıyor. Her geçen gün artan ilgiyle birlikte, Mirani Türbesi Diyarbakır’da inanç turizminin de önemli merkezlerinden biri haline gelmiş durumda.