ÖZEL HABER - Mehmet Mücahit CEYLAN / Veli BALTACİ
Diyarbakır'ın en eski zanaatlarından biri olan hasır bilezik deden toruna yıllardır devam ediyor. Geleneksel el sanatları arasında yer alan hasır bilezik, büyük bir incelikle usta ellerden çıkıyor. Diyarbakır’da neredeyse son nesil olarak bu işi devam ettiren Fırat Şengül, el emeği göz nuru çalışmaların yavaş yavaş yok olmasına inat hasır bilezik üretimini sürdürüyor. Güneydoğu Ekspres'e konuşan Şengül, 4. kuşak olarak üretimi sürdürdüğünü söyledi.
TESCİLLENMİŞ ÜRÜNLER
Hasır bilezik ve 'Kışnişli' model olarak bilinen kolyelerin patentini aldıklarını kaydeden Şengül "Büyük uğraşlar sonucunda patenti aldık. Bu Diyarbakır'ımız için son derece önemli bir durum. Biz de tescillenmiş olan bu iki ürünün üretimi üzerine çalışıyoruz. Benimle birlikte 4. nesildir bu işle uğraşıyoruz. 5. Nesil olarak çocuğumun da bu işle uğraşmasını isterim doğrusu ama maalesef sektör eskisi gibi değil o yüzden sanırım okul okumaya devam edecek. Çünkü el emeği göz nuru çalışmalar yavaş yavaş yok olmakla yüz yüze kalıyor" dedi.
“İŞLEM 2-3 GÜN SÜRÜYOR”
“Her Hasır bileziğin, ağırlık ve yoğunluğuna bağlı olarak işlemin başlamasından son halini almaya kadar geçen zaman ortalama 2 ya da 3 gündür" diyen Şengül, "Ama ağırlık ve yoğunluk olarak daha büyük bir şey istenirse bu süre biraz daha uzayabiliyor. Halk Eğitimi Merkezi'nin bünyesinde dönem dönem altın işlemeciliği konusunda kurslar verilmektedir. Uzun bir süre babam bu konuda dersler verdi. Hatta cezaevinde, tutukluların topluma kazandırılması konulu programlar çerçevesinde de dersler verdi babam. Babamın eğitmenliklerini yaptığı ve şimdi usta olmuş arkadaşlarımız var. Çoğu kendi işlerini yapmakla meşguldürler" şeklinde konuştu.
“ALTINDAKİ YÜKSELMEYLE İŞLER DÜŞTÜ”
Şengül, satışlar ile ilgili de şunları söyledi: "Ekonomi, hepimizin malumu. Bir süredir altın fiyatlarındaki yükselmeden dolayı işler hissedilir derecede düştü aslında. Düğün mevsimlerinde işlerimiz diğer mevsimlere oranla daha bir açılır. İşler arada düşüş gösterse de Diyarbakır halkı altını çok sever ve aynı zamanda vazgeçilmezleri arasında olan düğün zamanları toparlanıyoruz. Biz atölyeciler kendi aramızda ‘pamuk zamanıdır işlerde canlanma olur’ diye söyleniriz. Yani hasat zamanları işlerimizin yoğunluğu artmaktadır."
“İĞNEYLE KUYU KAZAR GİBİ ÇALIŞIYORUZ”
Altını işleme sürecine dikkat çeken Şengül, "Altını işleme sırasında, tam bir motivasyon ve dikkate ihtiyacımız var. Çünkü sıradan bir çiziğin eksikliği ya da fazlalığı elimizdeki malzemenin alıcı tarafından alınmamasına da sebep olabiliyor. Hasır bileziğin üzerindeki motifler en çok incelik isteyen yerdir. İğneyle kuyu kazar gibi çalışmak zorundayız. Yanlış bir hareket o emeğimizi yok edebilir. Bu durumda o ürün yeniden eritilip baştan başlanır yapım süreci. Amaç, müşterilerimizin memnuniyeti olduğu için, bu zorlu süreç çok da gözümüze gelmiyor" dedi.
“YATIRIM ARACI OLARAK DA KULLANILIYOR”
"Altın artık sadece süs olarak değil, bir yatırım aracı olarak da kullanılıyor" diyen Şengül, şöyle devam etti: "Böyle olunca, zaten incelikle yaptığımız işimize daha bir önem veriyoruz. Mesela bizim Diyarbakırlılar ellerindeki hasır bilezikleri iki neden dolay çıkarıp bozarlar. Ya yeni bir ev alınırsa ya da bir araba alınacaksa. Onun dışında çabuk çabuk satmazlar. İş yerimizde 4 kişi çalışıyoruz. Birbirimize daima güç veriyoruz. Çünkü zorlu bir süreç ve aramızda tam bir dayanışma olmak zorunda. Mesela bizimle çalışmaya 8 yaşında başlayan bir arkadaşım şimdi evli ve iki çocuğu var. Bizim sektörde bir yerde işe başlanırsa, bir aile olunur düşüncesi hakimdir."
“DİYARBAKIR'DA BU İŞİ YAPAN 7 ESNAF VAR”
Bu işi yapan esnaf sayısının düştüğünü belirten Şengül, "Diyarbakır’da yanılmıyorsam bu işi yapan toplamda 7 kişi var. Biz genelde esnaf arkadaşla çalışıyoruz. Bu işin yanında kalkıp satış işi yapıp esnaf da olursak işimiz ziyadesiyle artacak. Esnafa çalıştığımız zaman muhatabımız bir bilemedin iki kişidir ama satışıyla uğraşmak demek yüzlerce kişi ile muhatap olmak demek o da bizim motivasyonumuzu bozar" diye konuştu.
“ÜRÜNDE İMZAMIZ OLMALI”
“Her usta, ürününün üzerine imzasını atar” diyen Fırat Şengül, "Bu aslında alıcı için de bir güven imzasıdır. Ürün sorunlu çıkarsa o üzerindeki isimden ustası bulunabilir ve gereken müdahale yapılabilir. Bağlı olduğumuz derneğe, hasır işi-imalatı yapacağımıza dair bilgi veriyoruz ve kayıt oluyoruz. Ürününde sorun yaşayan derneğe başvurarak ürünün üzerindeki imzadan bize ulaşabiliyor. Böylelikle müşteri bir mağduriyet yaşamamış oluyor" dedi.