ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ
Ağız ve diş sağlığı, insanların bütün beden sağlığını etkilediği kabul gören bir gerçek. Uzmanlar, diş fırçalama alışkanlığına erken yaşlarda başlamanın uzun vadede ciddi sağlık sorunlarının önüne geçmek için önemli bir adım olduğunu söylüyor. Ancak bu konu bir hayli göz ardı ediliyor. Zira Türkiye'de diş çürüğü yüzde 76,5 oranında. Her 10 kişiden 8'inde diş hassasiyeti şikayeti ve her 10 kişiden 5'inin diş eti kanıyor. Peki ağız ve diş bakımı nasıl yapılmalı? Güneydoğu Ekspres, bu soruya yanıt aradı.
AĞIZ BAKIMI VE DİŞ FIRÇALAMAYA NE ZAMAN BAŞLAMALI?
Diyarbakır Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Doktorlarından Şeyma Olgaç Akgönül, ağız ve diş sağlığı ile ilgili çok önemli önerilerde bulundu. Toplumda, sanki ilkokula başlayan çocuk o zaman dişlerini fırçalamaya başlar gibi yanlış bir kanaat olduğuna dikkat çeken Akgönül “Oysa ağız bakımı ve diş fırçalama beslenmeye başlandığı an yapılması gereken bir işlemdir. Hatta anne karnındaki bir çocuğun ağız ve diş sağlığı, annenin ağız ve diş sağlığına bakıp bakmamasıyla bile çok ilgilidir. Doğan bir çocuğun dişleri çıkana kadar diş etleri karbonatlı bir pamukla günde bir defa temizlenmelidir. İlk süt dişlerinin çıkmasıyla birlikte fırçalama başlar. Tabi dişlerin tazeliği hesaba katılarak normal bir dış fırçasına geçiş bir süre bekletilmelidir” dedi.
HANGİ FIRÇALAR TERCİH EDİLMELİ?
“Bu dönemde macunsuz plastik parmak fırçalar tercih edilmelidir” diyen Akgönül, “1 yaşına geldikten sonra ise normal macun ve diş fırçasına geçiş yapılabilir. Ağız bakımında, çocukların 1 yaşından sonra biberondan bardağa geçişinin önemini belirtmek isterim. Bu durum, dişlerin düzenli çıkmasını sağlamaktadır. Dişi çıkmış çocukların çiğneme fonksiyonlarının gelişmesi için, normal yiyeceklerin de verilmesi önemlidir. Ağız bakımı sadece dişlerden oluşan bir durum değildir. Çenemiz, diş etlerimiz ve hatta nefes alışımızı sağlayan burnumuzla da alakalıdır’’ şeklinde konuştu.
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI GENEL SAĞLIĞI DA ETKİLİYOR
Çiğneme fonksiyonları gelişmeyen insanlarda 20 yaş dişlerinin çıkmayabileceğini kaydeden Akgönül, şunları söyledi: “Evet hepimiz 32 dişten bahsederiz ama çocuklukta elde edilmeyen çiğneme fonksiyonu diş sayısını düşük tutabiliyor. Ağız ve diş sağlığı genel sağlımızı birebir etkileyen bir durumdur. Diyabet ve kalp gibi hastalıkların seyrini de etkileyebiliyor. Hiçbir şikayetimiz olmazsa bile 6 ayda bir diş hekimine görünmek çok önemlidir. Zira birçok hastalığın ilk belirtisi ağız içinde görülüyor. Mesela birçok kanser vakalarının ilk belirtileri ağız içinden anlaşılabiliyor. Birçok hastalığın erken teşhisine katkısı oluyor ağız ve diş bakımı muayeneleri. Ağız içine yerleşmiş bazı bakteriler, periyodik bakım yapılmaması halinde direkt kalbin kapakçıklarına yerleşip kalp konusunda hastalık yaşamamıza yol açabiliyor. Ağız sağlığının iyi olması, bir diyabet hastasının diyabetinin kontrol altına alınmasında çok önemli bir faktördür.”
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI İÇİN NELER YAPILMALI?
Her şeyinin başının hijyen olduğunun altını çizen Dr. Şeyma Olgaç Akgönül, “Günde mutlaka etkili bir biçimde 2 defa dişlerimizi fırçalamalıyız. Yatmadan önce dişlerimiz arasında kalmış ve fırçanın ulaşamadığı yerleri diş ipiyle temizlemeliyiz. Beslenme alışkanlıklarımıza mutlaka dikkat etmeli ve aralarda sürekli bir şeyler atıştırmaktan uzak durmalıyız. Asitli içeceklerden uzak durmak da önemli bir faktördür. Evlerimizde suyu çıkarılmış portakal, mandalina gibi içeceklerde asit oranları oldukça yüksektir. Suları çıkarılıp içilmesinin yerine ısırılarak, çiğneyerek tüketmek daha faydalıdır. Böylece dişi aniden asite de maruz bırakmamış oluruz ayrıca kan şekerini de birden yükseltmemiş oluruz. Çok fazla yapışkan ürünler olan hurma ve kuru kayısı gibi yiyeceklerin de fazla tüketilmemesi gerekir’’ dedi.
DİŞ ÇEKİMİ EN SON ÇARE
Ağız ve diş sorunu ile gelen hastalarda her şeyden önce o dişi çeşitli tedavi yöntemleriyle kurtarmaya çalıştıklarını ifade eden Akgönül, şöyle devam etti: “Sorunlu dişe koruyucu uygulamalar yapıyoruz. Flor jel uygulamaları bunlardan biridir. Ağrı ve çürük olmadan kontrol edilmiş bir dişte olası bir sorunun tespiti sonrasında koruma amaçlı çalışmalar yapıyoruz. Çocuk ve ergenlerde dişin çürüme hızı yetişkinlere oranla daha hızlı oluyor maalesef. O yüzden yetişkinliğe gelene kadar daha dikkatli olunmasında fayda vardır. Hiç istemediğimiz bir durum olan dişi çekme de son aşamada uygulanan bir alternatif maalesef. Bir dişte, çürük köklere inmişse ve üst tarafı ne kadar sağlıklı görünürse de yapabileceğimiz bir restorasyon olmadığı için çekim kararı verebiliyoruz. Çene kemiğinde erimelere sebep olan ve tamamen sağlam olan dişleri de çekmek durumunda kalıyoruz bazen.”