ÖZEL HABER - Güneş OCAĞA

Türkiye'de alkol kullanımı yüksek derecede arttı. En son 2022 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'de toplam alkollü içki tüketimi yüzde 11 artışla 1 milyar 122 milyon 593 bin 148 litreye çıktı. Yükselen alkol kullanımında Diyarbakır da nasibini aldı. Her geçen gün alkol tüketim oranının yükseldiği Diyarbakır'da uzmanlardan uyarı geldi. Dicle Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Dicle Üniversitesi Madde Bağımlılığı ile Mücadele Merkezi Müdürü Profesör Dr. Abdullah Atli ve Yeşil Yıldız Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Başkanı Yahya Öğer, alkol bağımlılığı ve yarattığı olumsuz etkilerine dair gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e özel açıklamalarda bulundu.

“ALKOL LEGAL BİR BAĞIMLILIK MADDEDİR”

Prof. Dr. Abdullah Atli, "4 yıldır Bağımlılıkla Mücadele Merkezi olarak, başta öğrencilerimiz olmak üzere Diyarbakır ve hatta bölgedeki diğer illerimize de madde bağımlılığıyla ilgili bilinçlendirme semiren çalışmaları düzenliyor ve tedavileri sağlıyoruz" dedi. Alkollün Türkiye'de legal bir bağımlılık yapan madde olduğunu dile getiren Atli, "Yalnız yasal olması halkımızda gereksiz bir rehavete yol açmaktadır. Sanki çok ciddi bir madde değilmiş, bağımlılık yapmazmış ve riski azmış gibi lanse edilebiliniyor" diye konuştu. 

“ALKOL ŞİŞEDE DURDUĞU GİBİ DURMUYOR”

“Alkol şişede durduğu gibi durmaz” diyen Dr. Atli, şöyle devam etti: "Bir kısım hocalarımızın söylemleri çarpıtılıp kendi amaçları doğrultusunda hastalar kullanabiliyorlar. Biraz alkol kalbe, vücuda ve beyne iyidir gibi halk arasında konuşulmakta. Alkol şişede durduğu gibi durmaz. Bağımlılığın temel felsefesinde şu var, ufak bir maddeyle başlarsın bunun içerisinde de en hafif içecek biradır. Bir birayla başlarsın, o seni biraz rahatlatır. Ama bir iki ay geçtikten sonra bu kez yeterli gelmez daha ağırına başlarsın. Ağır içki de artık haftada bir gün almak yerine, haftada üç güne geçilir. Genelde alkol akşamları kullanılıyor. Bu defa her akşam alınmaya başlanır. Belli bir zaman sonra artık gündüz de içilmeye geçilir. Halk arasında yine yanlış kullanılan bir deyim var 'geceden kalma' diye. Geceden kalma terimini çoğu zaman hastalar şu amaçla kullanıyor. Şimdi her gece her gece içtiğin için bu tolerans dediğimiz olay daha ciddi bir şekilde ve artık gündüz de içki içme ihtiyacı duyuluyor. Bütün maddeleri sen yüksek dozda kullandın mı kestiğinde yoksunluk belirtileri hissedersin. Alkol de yüksek dozda alındığında ve aniden kesildiği zaman artık gündüz de kullanmaya başlanır.”

Diyarbakır'da Uzmanlardan Alkol Uyarısı4

“40'LI YAŞLARDA TEDAVİYE GELİYORLAR, AMA GEÇ BİR YAŞ”

Alkole bağımlı olan kişilerin çok zaman kaybetmemden hemen tedaviye başvurmaları gerektiğinin önemine vurgu yapan Dr. Atli, şunları söyledi: "Bir kişinin maddeye başlamasıyla doktora başvuru süreci üzerinden geçen zaman kısa olması lazım. Alkol kullananlar genelde 20 yaşlarında başlar. 20 yaş altı başlayan da var. Ama zamanla alkol miktarını artırır. Bir kişi eğer düzenli kullanıyorsa farkında olmadan 25-30 arasında bağımlı oluyor. Tedavi olma yaşı ise genelde 40'lı yaşlardır. Bu da bizim işimizi daha da zorlaştırıyor. Madde kullanım oranı erkeklerde daha fazladır, ama maalesef her geçen zaman içerisinde kadınlarda da bu oran yükseliyor. 40'lı yaşlardaki erkekler her gece içki içen problem çıkaran, eşiyle tartışan, çocuğunu gereksiz yere döven kişilerdir. Aynı zamanda da iş ortamında da sıkıntı yaşıyor alkollü kişi. Hastalarda ev ve iş yerlerinde kaygı başlayınca bu kez de psikiyatri doktoruna geliyor. Diğer önemli bir unsur da sağlıktır. Hastanın karaciğerleri büyüyor, karın ağrıları başlıyor ve rengi sararıyor. Sağlık sorunları yaşayan hasta hemen doktora başvuruyor. Muayene sonrası siroz olma korkusu yaşayan hasta hemen tedaviye koşuyor. Ama böyle olunca da bizim de işimiz zorlaşıyor. Doktora başvuruyla ilk madde kullanımı arasındaki süre ne kadar uzun olursa, o hastayı tedavi etmemiz de o kadar zorlaşıyor."

“DİYARBAKIR'DA ALKOL KULLANIMINDA ARTIŞ VAR”

Alkol kullanım miktarı ile ilgili her hangi bir saha çalışması yapılmadığını ifade eden Dr. Atli, "Diyarbakır özelinde de özellikle korona sürecinden sonra bilimsel anlamda saha çalışmaları yapılmadı. Ancak gözlemimiz şu yünde, maalesef ki çoğu maddede olduğu gibi alkol kullanım oranı da artmış. Bunu da bize başvuran hasta ve danışanlar sayesinde anlıyoruz. Her geçen zaman tedaviye gelen alkol bağımlısı sayısında artış görüyoruz. Alkol yasal olduğu için maalesef ki insanlar çok rahat ulaşıyor. Ama o bağımlılık sürecinde alkol içtikçe haz alıcı mekanizmalar devre dışı kalıyor, belli bir süre sonra yoksunluk yaşamamak için içiliyor. Bu kez de hastalar daha az almak için başka maddelere yöneliyor. Yani legal bir maddeden illegal bir maddeye evriliyor kişi. Bu anlamda da şuan ülkemizin içinde olduğu bir bataklık var, metamfetamin bataklığı. Alkolün haz verici etkisi ortadan kalkınca kristal ve metamfetamin gibi uyuşturucu maddelerine başlayan kişi sayısı artıyor" diye konuştu.

HAFTADA 10-20 KİŞİ TEDAVİ OLMAK İÇİN BAŞVURUYOR

Bağımlılıkla Mücadele Merkezleri'nde genelde öğrenci kesimi tedavi ettiklerine dikkat çeken Dr. Atli, "Bizim Bağımlılıkla Mücadele Merkezi'nde genelde öğrencileri tedavi ediyoruz. Normal vatandaşlara da seminerler veriyoruz. Genelde diğer uyuşturucu maddelerini kullananlar alkolü de kullanıyor. Fakülteye başvuran kişi sayısını da katarsak haftada 10-20 kişi tedavi olmak için başvuruda bulunuyor. Öğrenciler stresli bir guruptur. Maalesef ki öğrenci kesimde alkol tüketiminde bir artış var. Bir kişi hayatında bir stres olduğu için alkole başlar. Bu stresi de yenmek için bir nevi alkolle kendi kendini tedavi etmeye çalışıyor. Bunun neticesinde de bir bağımlılık sürecine giriyor. Bir diğer neden ise sırf keyif almak için başlıyor" dedi.

Diyarbakır'da Uzmanlardan Alkol Uyarısı5

ALKOLÜN SAĞLIĞA ETKİLERİ

Alkol bağımlısının tedavi olmaması durumunda ciddi sağlık sorunlarıyla yüz yüze kalacağına işaret eden Dr. Atli, şöyle devam etti: "Alkol damarların esnek yapısını bozuyor. Kan damar duvarına çarptığında bir esneme durumu oluyor, o esnemede de damarın yırtılmasını engelliyor. Alkol kullananlarda bu esneme bozuluyor. Kanın damara çarpmasıyla esneme olmadığı için maalesef basınçla beraber damarların yırtılma ihtimali artıyor. Bizde olaya beyinden başlayacak olursak, özellikle beyindeki kanamalarda risk oluşturuyor. Yani ufak travmalarda beyin hemen kanayıp maalesef ölümcül sonuçlara yol açabiliyor. Aynı zamanda kalp kasını bozuyor. Bu da kalp krizi riskini artırıyor. Alkol karaciğerde siroz ve hepatit yol açabiliyor. Mide kanseri, barsak kanseri ve vücutta birçok kansere yol açabiliyor. Sağlık açısından ciddi sorunlar baş gösteriyor. Psikiyatrist açıdan da alkol depresyon ve uyku bozukluklarına neden oluyor. Yine cinsel gücü artırır diye bir algı var, kesinlikle bu algı yanlıştır. Cinsel gücü uzun süre artıran hiçbir madde yoktur. Tam tersi alkol hem kadında hem de erkekte cinsel fonksiyonları bozar.”

BAĞIMLILARA AKUT VE ÇİP TEDAVİSİ 

Alkol bağımlılarına akut tedavi uyguladıklarını belirten Dr. Atli, son olarak şunları söyledi: "Kişilerin yoksun krizine girmemesi için tedbir alıyoruz. Alkole benzer bir kısım yeşil reçeteli ilaç doktor kontrolünde yazıyoruz. Kişi yoksunluk krizi yaşamadan uzun süreli tedavilere geçebiliyoruz. Yine çip denen bir ilaç da var onu da alkol bağımlılarına takıyoruz. Cilt altına yerleştirip yavaş yavaş etkisini gösterince kişi artık alkolden haz almıyor. Bu da ilerleyen süreçte kişi tedaviden vazgeçse bile çipin etkisi sürdüğü için hasta istese bile alkolden haz almıyor ve kullanma sıklığı azalıyor veya kullanmıyor. Bununla beraber hastalara yine aşerme dediğimi alkol isteğini azaltıcı TMS (Transkraniyal Magnetik Simülasyon) uygulanmaktadır. Bu tedavilerle beraber mutlaka psikoterapi de önermekteyiz"

ALKOL TEŞHİR EDİLEREK SATILIYOR”

Alkolün teşhir edilerek satıldığını belirten Yeşil Yıldız Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Başkanı Yahya Öger, "Türkiye'de alkol kullanımı özellikle pandemi ve depremden sonra ciddi bir artış gösterdi. Büyük marketlerde satılıyor olması ve birçok büfede alkolün teşhir ediliyor olması ulaşabilirliğini çok daha fazla kolaylaştırıyor. Hükümetin bu anlamda almış olduğu önlemler var. Ama denetim yetersizliği nedeniyle birçok alışveriş merkezlerinde alkol rahatlıkla servis edilebiliniyor. Yine alkolün en fazla kullanılmasının sebeplerinden bir tanesi de özellikle son zamanlarda gençlerin dizilerde alkol tüketiminin yaygınlaştırmasıdır. Dizilerde mozaikleme olsa dahi sonuçta alkol sofrası olduğu ve oyuncuların alkol kullanması herkes tarafından biliniyor. Türkiye'de alkol kullanımı madde kullanımından daha yüksektir. Alkol kullanımı, sigara kullanımından daha düşük olmasına rağmen ortalama bölgesel bazlarda TÜİK'in verilerine göre, Türkiye'de yüzde 10-15 civarında" dedi.

Diyarbakır'da Uzmanlardan Alkol Uyarısı3

DİYARBAKIR DİĞER BÖLGELERE GÖRE DAHA İYİ

Diyarbakır'da alkol kullanımının diğer bölgelere göre daha az olduğuna işaret eden Öğer, "Bölgemizde alkol kullanımı biraz daha az. Diyarbakır'da alkol kullanımı diğer illere nazaran daha az. Bunun da sebeplerinin nedenleri ise; insanların dini hassasiyetleri, alkolün kendine has bir kokusu olması ve çabuk fark edilmesi, ailenin tepki göstermesi ve fiyatlarının bir tık daha pahalı olmasıdır" diye konuştu. Alkol bağımlılarının kolay kolay herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurmadığını dile getiren Öğer, "Son noktaya gelince müracaat ediyor. Ama şu bir gerçek ki Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde alkol kullanımı Ege, Marmara, İç Anadolu bölgelerine göre biraz daha düşüktür" dedi.

“HER ALKOL KULLANANIN BAĞIMLI OLMA İHTİMALİ ÇOK YÜKSEK”

Türkiye'de alkol kullanımının bir hayat tarzı olduğuna dair algının var olduğuna işaret eden Öğer, "Alkol kullanmak bir hayat tarzı değildir. Alkol kullanmak büyük bir ihtimalle bağımlılığı başlatan bir olaydır. Her alkol kullanan bağımlıdır diyemiyoruz ama her alkol kullananın bağımlı olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla hükümetin bu anlamda alabileceği önlemler, birilerinin hayat tarzına müdahaleden ziyade, bağımlılık yapıcı maddelerin gelecek nesillere sirayet etmemesini önlemeyle alakalı bir yasal boşluk varsa biran önce doldurulmalı" diye kaydetti.

“DENETİMLER ÇOK ÖNEMLİ”

Türkiye'de 18 yaş altı kişilere alkol satılmasının suç olduğuna dikkat çeken Öğer, "Ama maalesef bazı aç gözlü esnaflar bilerek ve ya da bilmeyerek çocuklara rahatlıkla satabiliyorlar. Diyarbakır'ın bazı alanları özellikle alkol tüketenlerin mekanı haline geldi. Ofis Semti, 75 Caddesi, 50'lik Yol'da akşam saatlerinde alkol kullanan vatandaşlarımız var. Biz alkol kullanan vatandaşlarımızın hayat tarzlarına saygı duysak dahi, onların topluma ve çevreye verdiği rahatsızlık var. Alkol şişelerini sağa sola atıyorlar bu dara çevre kirliliğine neden oluyor. Yine çıkan bir takım olaylar ve sesler nedeniyle o bölgelerde oturan vatandaşlar rahatsız ediliyorlar. Ayrıca alkolün bağımlılık yapan bir hastalık olduğunu artık Dünya Sağılık Örgütü de bize söylüyor. Bu nedenle biz bu çevrelerde emniyet ve zabıtanın devriye sürekli atmasını talep ediyoruz. Çünkü denetimler çok önemli" dedi.

Muhabir: Güneş OCAĞA