ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ
Diyarbakır’ın Yenişehir İlçesi’ne 8 yıldır kitap satan görme ve duyma engelli Süleyman Acar, tüm olumsuzluklara rağmen hayata dört elle sarılıyor. 2017 yılından bu yana Sanat Sokağı’nda kitap satan Süleyman Acar, bundan keyif aldığını söyleyerek, yüzünden tebessümü hiç eksik etmiyor. Çevresinde ‘Azimli Kitapçı’ olarak bilinen Acar, “Bu beni son derece memnun ediyor” dedi.
“KIŞ AYLARINDA ZORLUK ÇEKİYORDUM”
İlk zamanlar kendi temin ettiği cam bir sehpanın üzerinde kitap satan Süleyman Acar, “Bu benim için bazen zor oluyordu. Özellikle kış aylarında zorluk çekiyordum. Şubat 2018 yılında başvurduğum yetkililer buradaki kulübeyi yaptılar bana. Evet işimi görüyordu ama çok derme çatma bir haldeydi. 2021 yılında Yenişehir Kaymakamı’nın talimatıyla yer yapıldı benim için. Son derece rahat bir şekilde o zamandan bu yana kitap satışlarımı burada yapıyorum” dedi.
“KİTAP OKUMANIN YAŞI DA FİZİKİ KOŞULU DA YOKTUR”
Azimli Kitapçı Acar, şöyle devam etti: “Buraya ticaretten çok sosyal bir aktivite gözüyle bakıyorum. Yeni insanlar tanıyor ve onlarla bir şeyler paylaşabiliyorum. Her türlü kitap satışı yapıyorum. Polisiye kitaplar da var, psikoloji kitapları da. Roman okumak isteyen okuyuculara o konuda da yardımcı oluyorum. Hedef kitlem çoğunlukla öğretmen arkadaşlar oluyor. Tabi öğrenciler de kitap almaya geliyorlar bazen. Kitap sevgisi bir başka sevgidir bence. Mesela ‘Bir Mum Da Benim İçin Yak’ adlı kitabı çok severim ve herkese tavsiye ederim.
Sizin de gördüğünüz üzere yeni kitaplarım da geldi kargodan, açıp satışa sunacağım bugün. Kitap almaya gelenlerle birer dost olduk artık. Hepsiyle çok güzel muhabbetim var. Kitap okumanın insana neler kazandırdığını kitap okuyanlar bilir ancak. Ben bu halimle bile mutlaka sesli kitap okuyarak bilgileniyorum. Kitap okumanın yaşı da yoktur fiziki koşulu da. Yeter ki insan isteyebilsin.”
“ENGELSİZ OLSANIZ DA BAŞKASINA ENGEL OLMAYIN”
“Yaptığım iş için hedefime ulaştım aslında ama kişisel olarak hedefim ‘insan’ kalabilmek” diyen Acar, “Bunu her yerde söylüyorum. Her şey olabiliriz ama çok azımız ‘insan’ olabilir ve kalabiliriz. Bu sokakta esnaflık yapan herkes tanır beni. Aslında bu sokağın müdavimi olanlar da tanır ve severler beni. Olağanüstü bir durum olmazsa her gün öğlene doğru iş yerime gelirim. İlk yaptığım şey çayımı demlemek ve türküler söyleyerek çayımı içmek. Daha sonra raflarımı düzeltirim, yeni gelmiş kitaplar varsa onları düzenlerim.
Raf düzeltme işim bittikten sonra sesli kitap dinlerim ve böylece kendimi geliştirmeye gayret sarf ediyorum. Gün içinde çocukluğumdan bu yana aksatmadığım radyo tiyatrolarını dinlerim. Bu da bana çok şey katıyor. Çocukluğumdan bu yana radyo tiyatrosu dinlemek ve türkü söylemek bana keyif veriyor. Gündelik stresten uzaklaşmamı sağlıyor. ‘Engelsiz olsanız da başkalarına engel olmayın’ sözünü herkese tavsiye ederim. Evet azmin önünde hiçbir şey duramaz. Yeter ki insan istesin’’ dedi.
“SORUNLAR YAŞAMA SEVİNCİMİ ÖLDÜRMÜYOR”
Hayatında sürekli engeller çıkarılmaya çalışıldığını, bu zorlukları da azimle yenmeyi başardığını kaydeden Acar, şunları kaydetti: “Benim gözüm görmeyebilir ama ben kendimi ‘toplum engelli’ olarak görüyorum. Yani kendimi hiçbir zaman engelli olarak görmedim. Öyle olsaydı yaşama sevincimi çoktan kaybetmiş olurdum. Sosyal yaşamdaki sorunları görmezden gelsem de var sorunlarımız.
Mesela evden iş yerine gelirken özel halk otobüslerinin bizi hala almıyor olmaları. Bu da benim ve benim gibi insanlar için bir çileye dönüşüyor. Zaman zaman bu konuda çözüm olduğuna dair duyumlar alıyoruz ama hala almıyorlar bizi. Ama yine de umutlu olmak ve yaşama sevincini kaybetmemek en güzelidir.”